Akıl hastası olduğu bilinen bir şahıs önceki gün korumaların arasından sıyrılarak Sırrı Süreyya Önder’in
cenazesine katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e bir tokat attı. Saldırgan anında yakalanarak göz
altına alındı. Sorgusu sürüyor. Öncelikle Özgür Bey’e geçmiş olsun diyor ve bir daha hiç kimseye bu
şekilde saldırıların yapılmaması dileğimizi iletiyoruz.
Olayı tartışmadan önce önemli bir konuya değinmek istiyorum. Bu şahıs bundan yıllar önce iki
çocuğunu kesip, doğrayarak öldürmüş. Ayrıca başka vukuatları da var. Görünüşe gör akıl hastası. Bir
süre içerde yatmış, infaz yasasından yararlanarak erken tahliye olmuş. Sonunda gelip Özgür Özel’i
bulmuş ve suratına tokadı indirmiş.
Biz vatandaş olarak aramızda bu gibi tehlikeli canilerin serseri mayın gibi dolaşmasını istemiyoruz.
Adam bir suç işliyor, cezai ehliyeti yok diye salıyorlar. O da kaldığı yerden devam ediyor. Gerçi bu
biraz yatmış ama, iş değişmemiş. Adam tehlike saçan bir akıl hastası cani ise mutlaka hastanede
denetim altında tutulmalı, iyileşirse iyileşir. İyileşmezse ölünceye kadar orada kalır. Devletimizin bu
konuya el atmasını ve yasalarda uygun değişiklikleri yapmasını talep ediyoruz.
Gelelim şimdi esas konuya. İki olasılık var, ya bu adam kendi kendine akıl etmiş, şu Özgür Özel’e bir
tokat atayım demiştir; ya da birileri mağduriyet algısı yaratıp Özel’i parlatmak için bu tertibi
planlamıştır. Biz bazı hızlı Erdoğan karşıtları gibi bunu hükümetin planlamış olabileceği iddiasına
katılmıyoruz. Devlet böyle komik işler yapıp kendini küçültmez. Birisinin bir suçunu gördüğünde onu
yakalar ve yargıya teslim eder, aynen Ekrem İmamoğlu’na yaptığı gibi.
Saldırganın bu işi kendi başına yaptığını düşünürsek fazla yorum yapmaya gerek yok. Delidir, ne yapsa
yeridir der geçeriz.Ancak burada bir sorun karşımıza çıkıyor, o da var olan büyük güvenlik açığı. Bir
yabancı koskoca parti genel başkanına kimse farkına varmadan yanaşıyor, korumalar olay olup
bittikten sonra devreye giriyorlar. Artık eğitim eksikliği mi diyelim, boş vermişlik diye mi adlandıralım
korumlar iyice sorgudan geçirilmeli ve gereği yapılmalıdır. İnsan düşünmeden edemiyor, ya bu
saldırgan eline bir silah alsaydı da tokat atacağı yerde kurşun atsaydı, o zaman ne olurdu?
İkinci olasılık bunun başkaları tarafından planlanan bir tertip olduğudur. İktidar böyle bir aptallık
yapmaz, çünkü bir parti genel başkanının kafasına tokat yedi diye siyasi bırakacağına ihtimal vermez.
Diyelim ki birileri Özgür Özel’i kitleler önünde mağdur gösterip onu yüceltmek amacıyla bu tertibi
hazırladılar. Önce bunun bir sakıncası var. Sahaya sürdüğünüz adam bir ruh hastası. Ya eline bir bıçak,
ya da başka bir silah alsaydı. Nasıl olsa güvenlik yok, adam istediği gibi üçüncü cinayetini işlerdi. Bunu
yapanlar, şayet yaptıysalar bu açıdan da CHP önünde suçlular. Az daha kaş yapayım derken göz
çıkaracaklardı. İkinci bir hata da şurada yatıyor, belki insanların içi biraz yumuşar ama bu tertip Özel’in
siyasi kariyerine katkılı olmaz. İşi yapan bir deli, bir delinin bir siyasiye muhatap olması toplum
tarafından ciddiye alınmaz.
Mahir Kaynak Hocanın bir sözü vardır, bir olayın failini bulmak isterseniz onun kime yaradığını
araştırın derdi. Örnek vermek gerekirse Menderes iktidarı zamanında rahmetli İsmet Paşa Kayseri’de
trene bineceği sırada kalabalık bir grubun taşlı sopalı saldırısına uğramış ve linç edilmekten zor
kurtulmuştu. O zaman herkes bunu iktidarın planladığı inancındaydı. Gerçi gerçek planlayıcısı
bulunamadı ama olayın etkisi büyük oldu. Ama herkesin düşündüğünün tam tersi bir etki oluştu.
Yunan ordusu karşısında geri çekilmemiş bir İsmet Paşanın bir grup çapulcudan korkarak siyaseti
bırakması düşünülemezdi. Belki zamanın iktidarı acemiydi, bunu akıl edemedi. Tam tersine hem İsmet
Paşa hem de CHP muhalefet bu olay karşısında bilendi ve 27 Mayısa giden yol açılmış oldu. Acaba
bu olayı da planlayanlar 27 Mayıs cuntası mıydı diye düşünmeden edemiyor insan.
Görüldüğü gibi bu gibi tertipler ilk başta görünenin tam tersi sonuçlar da doğurabiliyor. Bu tokat olayı
da bir kısım fanatik muhalifler dışında pek bir ilgi yaratmadı. Bakıyorum da olay Fenerbahçe’nin
önceki gün Beşiktaş ilke oynadığı maçta verilmeyen penaltısı kadar tartılıp konuşulmadı. Biz yine de
siyasetçilerin bu gibi tertiplere baş vurmadan ilkeli bir siyaset yarışı içinde olmalarını daha doğru
buluyoruz.