Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan Hükümetin olağanüstü hal kararı ile ilgili bir açıklama yayınladı. Erbakan olağanüstü hal uygulamasını olumlu karşıladığını belirttikten sonra şöyle konuştu.
“Komşu il valilerinin bölgeye görevlendirilmesi yerine bölgeye merkez valilerinden daha fazla sayıda vali görevlendirilmesi daha doğru olacaktır. Komşu il valilerinin illerine dönerek yardım faaliyetlerini koordine etmesi en hızlı yardım gelmesi gereken komşu illerdeki lojistik çalışmalarının etkinliğini artıracaktır. Türkiye’de kayıtlı bulunan tüm karavanların geçici barınma ihtiyacını karşılamak üzere bölgeye sevk edilmesi de son derece önem arz etmektedir. Oluşturulacak bölgelere karavanlar konuşlandırılmalı, geçici barınma ihtiyacının bir kısmı bu şekilde karşılanmalıdır. Güvenlik Kuvvetlerimiz oluşabilecek yağma, hırsızlık gibi durumları kontrol etmek ve genel asayişi sağlamak üzere daha geniş şekilde görev almalıdır. Yakın illerdeki uygun kamu görevlileri idari izinli sayılarak bölgedeki çalışmalarda görevlendirilmelidir. Tüm özel şirketlerin ve kamu kurumlarının iş makineleri çıkartılacak bir kararname ile istisnasız bölgeye sevk edilmelidir. Çadır, konteynır, ısıtıcı, powerbank, kışlık giyim, battaniye ve gıda maddelerinde bölgeye sevk edilmek üzere yapılacak toplu alımlarda her türlü vergi kaldırılmalıdır. Çevre illerdeki otellerin işletmesi OHAL kapsamında il valiliklerinin emrine tahsis edilmeli, geçici barınma ihtiyacının giderilmesi hususunda kullanıma sokulmalıdır. Ülke sathındaki ambulanslardan bir kota ayrılarak, ivedilikle afet bölgesine yönlendirilmelidir.”
YIKILAN BİNALARDA SORUMLULUĞU BULUNANLAR HESAP VERMELİ
Yaşanan felaketin bir kez daha ülkemizin deprem bölgesi olduğu gerçeğiyle yüzleştirdiğini kaydeden Erbakan, şöyle devam etti:
“Ülkemizde yapılaşmaya izin verilecek bölgelerin deprem riski açısından uygun bölgeler olmasına özen gösterilmesi, yapı denetimlerinin olması gerektiği gibi yapılması, imar affı gibi düzenlemelerin bir daha gündeme gelmemesi ve deprem vergilerinin yerinde kullanılması büyük önem arz etmektedir. Ayrıca depremde yıkılan binalar incelenerek sorumluluğu bulunanlar adalet önünde hesap vermelidir. Yıkılan yeni kamu binalarında kesin kabullerde kimlerin imzasının olduğu tespit edilerek denetim noktasında ihmalleri bulunanlarla ilgili hukuki süreç başlatılmalıdır. Cenab-ı Allah ülkemizi, milletimizi ve tüm insanlığı bu afetlerden muhafaza buyursun. Milletimize bir daha böyle ağır imtihanlar yaşatmasın inşallah. Yeniden Refah Partisi olarak aziz milletimize bir kez daha başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, süreci yakından takip ettiğimizi kamuoyuna saygılarımızla arz ediyoruz.”
Görüldüğü gibi Erbakan sorumluluk taşıyan bir siyasetçi olarak deprem sonrası yapılması gerenleri kendi açısından açıklayarak önerilerini sıraladı. Biz Erbakan'ın bu önerilerini tartışacak değiliz. Ancak o da her duyarlı vatandaş gibi kendince doğru olduğunu düşündüğü bir kısım hususları sıralamış. Uygulayıp uygulamamak yöneticilerimize kalmış.
Şimdi de Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nu dinleyelim. O da olağanüstü hal uygulamasını olumlu karşıladığını belirterek şu uyarıda bulunuyor: "Bu uygulama hükümet tarafından siyasi baskı aracı olarak kullanılırsa bunu engellemek için çalışacağımızı beyan ederiz". Doğru söze can kurban.
Şimdi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu görelim. Kemal Bey esip, gürlemiş.
"Halkımızın halini yerinde gördüm. Yaşananlara siyaset üstü bakmayı, iktidarla hizalanmayı reddediyorum. Bu çöküş tam da sistematik rant siyasetinin sonucudur. Erdoğan'la, sarayıyla ve rant çeteleriyle hiçbir zeminde buluşmayacağım. Ben halkımın kavgasını vereceğim. Sonuna kadar."
Adam kayışı koparmış, sanki Haçlı Ordusuna karşı savaşa gidiyor. Ondan cesaret alan bir kısım partilileri de başlıyorlar fitneyi yaymaya. Dün bunlardan birisini gördüm. Ben Ak Partiliyim diyor, sonra da başlıyor Ak Parti'nin yanlışlarını sıralamaya. İddiasına göre Adıyamanlı bir Ak Parti Milletvekilinin yardımına 60 bin görevli yollanmış. Başka yerlerde hiç çalışan yokmuş. Baktı ki çok fazla gitti başladı Erdoğan'ın deprem yerini ziyaretini eleştirmeye" Yazıkmış milletin parasına, tam dört bin korumasıyla dolaşıyormuş". Dedim ki hadi iki sıfır at. Ya birileri suikast yaparsa. Olabilir, o zaman da şehit olur, gurur duyarız diyor. Daha sonra Fethiye'ye döndü, Alim Başkan kendi cebinden çıkarıp bir milyon lira yardım yapmış dedi depremzedelere. Alim Bey'in böyle bir yardım yaptığını duymadık, hem o kadar da parası yoktur bu arkadaşın. Yine de böyle bir yardımda bulunduysa bizlere Allah razı olsun demek düşer.
İşte size sorumlu ve sorumsuz siyaset örnekleri. Düşüncemiz şudur ki önümüzdeki günlerde fitne çıkarmak ve milleti birbirine düşürmek için bir yerden emir geldi bunlara. Dikkat edelim, tartışmaya girmeyelim. Fazla bağırıp çağırılarsa da gereken resmi makamlara duyuralım.