Doktor Mehmet Nil Hıdır'ı çoğumuz tanırız. Güler yüzlü, dürüst, efendi bir siyasetçidir. Memleketi Karaman'dan çıkmış, çeşitli görevlerde bulunduktan sonra yolu Muğla düşmüştür. Orada Ak Parti'den siyasete atılmış ve 2007-11 yılları arasında milletvekili seçilmiştir. Daha sonra mesleğine geri dönmüş, İstanbul'da bir süre iş yeri hekimi olarak çalışmıştır. Hatta bir süre rahmetli ağabeyimin fabrikasının aile hekimliğini de yapmıştır. 2019'a gelindiğinde yeniden göreve çağırılmış, bu sefer de Muğla Büyükşehir Başkan adayı olarak seçime katılmıştır. Ama bu seçimlerin galibi yine CHP'li Osman Gürün olmuştur.
İşte bütün tartışma bundan sonra başlamıştır. "Konyalıyı aday yaparsanız böyle olur. Bulamadınız mı bir Muğla efesi?""Zaten adamın sesi çıkmıyor, şöyle masaya yumruğunu vurmasını bilmiyor". O zaman da dedik, bir seçim sonucu tahlil edilirken önce o yörenin sosyo ekonomik yapısı incelenir, yorumlar ona göre yapılır. Tabi dinleyen olmadı.
Bir süre de Hasan Özyer ile kafayı yorduk. O da Muğla'lı değildi, Denizli'nin Acıpayam ilçesinin bir köyündendi. Ama o farklı bir siyasetçiydi, belki de bu fark başarılı bir iş adamı olmasından kaynaklanıyordu. Önce teşkilatta etkili oldu. Bunun bürokrasiye de yansıması vardı. Yoksa mazallah adama iş yaptırmazlar, her hareketinde ayağına dolanırlardı. Eleştirecek olanlar ismini vermekten korkar, onu başka sıfatlarla anarlardı. Dört dönem milletvekilliği yaptı. Ama nedense Denizlili oluşu hiç gündeme gelmedi. Sorduk "Bu adamı niye eleştiriyorsunuz. Kem, küm. Söyleyin, neyi eksik yaptı? Cevap yok. Efendim, teşkilata karışıyor." O kadar.
O aralar Seydikemerli Muhsin Eryılmaz siyasete girdi. İçişleri bakanlığında belediyelerle ilgili müfettişlik görevindeydi. 2009 ve 2014 yerel seçimlerinde Fethiye belediye başkanlığına aday oldu. Her ikisinde de Behçet Saatcı'ya karşı kaybetti. Sorduk "neden kaybetti?" Cevap "Hiç Fethiyeli aday bulamadılar mı, kalktılar Seydikemer'den aday getirdiler?" Onlara göre Fethiye'li olmanın temel şartı Cumhuriyet, ya da Kesikkapı mahallesinden olmak galiba. Hiç kimse Saatcı'nin usta örgütçülüğünü, çeşitli partilerden oy alma becerisini ve en önemlisi Fethiye'ye yapmış olduğu hizmetleri gündeme getirmedi.
Muğla Ak Parti'de 2016 dan 2023 yılına gelinceye kadar aslen Rize'li bir vatandaşımız il başkanlığı yaptı, Kadem Mete. Kendisi uzun yıllar önce Marmaris'e gelip iş hayatına atılmış, turizmcilikte başarılı olmuş bir iş adamı. "Vay, sen misin il başkanı olan. Şimdi de kalktılar bir Rizeliyi getirdiler başımıza. Durun bir kere, bakalım adam çalışsın, rahat bırakın. Olmaz. O zaten başkalarından emir alıyor, onların adamı". Birisi de çıkıp şu işi yanlış yapıyor, şu işi eksik yapıyor demedi. Merak ediyoruz, il başkanlığı nasıl yapılır, siz gösterdiniz ona da o beceremedi mi yoksa. Muğla'da ne eksik olsa hesabı ondan soruldu. Sonunda gitti milletvekili oldu, baş ağrısından kurtuldu.
2024 yerel seçimleri geldi Muğla'da bir türlü istenilen sonuçlar alınamıyor. Tayyip Bey de tuttu Muğla ile Bodrum'da yazlıkta oturmak dışında bir ilişkisi olmayan Mardin'li bir profesörü, Aydın Ayaydın'ı büyük şehir adayı olarak gösterdi. itiraz edenleri de susturdu. gerçekten biz de bu tercihi anlamadık. Aydın Bey iyi bir iktisatçı, daha önce CHP ve ANAP'ta siyaset yapmış usta bir siyasetçi. Ama belediyecilikle ilgili bir tecrübesi olmadığı gibi Ak Parti örgütüne de yabancı. Neden diye kendi kendimize sorduk. Doğal olarak o da seçimleri kaybetti. Ama örgütte etkili olmaya devam ediyor. Şimdi bakıyoruz saflar yeniden oluşturuluyor. Ayaydın ile birlikte seçim çalışması yapıp seçimi kaybedenler şimdi ona karşı cephe oluşturmuş durumdalar.
Bu da yetmiyor, bir zamanlar Rizeli diye Kadem Mete'yi yerin dibine batıranlar şimdi onu yere göğe sığdıramıyorlar.
Aklımıza deli sorular geliyor. Muğladaki seçimleri Mardin'li yüzünden kaybettiysek, o zaman onun yanında çalışan Rizeli vardı. Kabahat kimde? Hangisi yanlış yaptı? Birisi çıkıp da Muğla'nın seçmen profilini incelese, neden Kavaklıdere'de, Seydikemer'de, kırsal bölgelerde Ak Parti seçim kazanıyor da Marmaris'te, Bodrum'da kazanamıyor? Hiç düşündünüz mü neden Muğla'nın yeni il örgütü Muğla'daki sivil toplum kuruluşlarıyla bir toplantı yaparak Cumhurbaşkanımızın onlarla konuşmasını sağladı diye. Bu toplantıya katılan kişilerin kimliği nedeniyle çok eleştiriler oldu, biliyoruz. Nasıl yapalım o zaman?
Ben derim ki Mardinli de olmazsa bu sefer Kastamonulu ile deneyelim. Biraz da onu eleştirip rahatlarsınız. Nasıl olur?