Abdullah Öcalan'dan söz ediyorum, artık terörist başı demeyeceğim, kendi anlattığına göre teröristlikten istifa etmiş; kısaca APO diyelim. Geçtiğimiz gün kendisini ziyarete gelen DEM Parti heyeti ile kamuoyuna açıkladığı bildiri geçtiğimiz son kırk yılın gerçeklerini ortaya koyduğu gibi önümüze de bir yol haritası çiziyor. Bu bildiri onun kendi eseri mi, yoksa devlet tarafından hazırlanıp mecbur kaldığı için okuduğu bir metin mi bilemeyiz, ancak altında imzası olduğuna göre APO'nun diye kabullenmek zorundayız.
Bildiriyi duyan muhatapları başta PKK olmak üzere nasıl bir tepki gösterecekler, zamanla göreceğiz. Ancak APO ben bu işi bıraktım, siz de bırakın dedi diye hepsi birden silahları hurdacıya satıp Türk Devletine biat etmeyecekler kuşkusuz. Bu konuda yorum yapmak için biraz daha beklemek gerkir. Önemli olan bildirinin ruhudur bizce.
Öcalan basit bir teslim manifestosu yayınlamamış. Biz bu işi beceremedik, kusura bakmayın, kader böyleymiş biçiminden bir söz etmiyor. Aksine PKK'nin kuruluş nedenlerini kendi açısından haklı ve doğru bir şekilde yorumladıktan sonra aradan geçen kırk yıl içinde dünya ve Ortadoğu'da yer alan değişimleri göz önünde bulundurarak artık böyle bir örgüte gerek olmadığının bilimsel açıklamasını yapıyor.
APO'ya göre PKK ( Kürdistan İşçi Partisi) o tarihteki başka benzerleri gibi Kürt Halkının baskı ve sömürüden kurtulup özgürce yaşadığı bağımsız, sosyalist bir Kürdistan meydana getirmek için kurulmuş.İlk başlarda amacına uygun bir yolda gittiyse de sonraları işler değişmiş. 90'larda dünya sosyalist sistemi çökmüş, sosyalist bir düzen kurma düşüncesi tartışılır olmuş. Zaman biraz daha ilerleyince örgütün yapısı da farklılaşmış. Aşırı milliyetçi, hatta ırkçı, faşist kadrolar örgütte söz konusu olmaya başlamış. En önemli değişiklik ise Türkiye'de yaşanmış. Ülkede Kürtlere karşı uygulanan baskı politikaları yavaş yavaş ortadan kalkmış, devlet tüm yurttaşlara eşit davranır olmuş.
Öcalan diyor ki böyle bir ortamda bağımsız, sosyalist bir devlet kurmak için örgüt çalışması yapmak boş bir iştir, onun bu örgütü kapatalım. Biz bu sözlerin arkasındaki ideolojik yaklaşımın doğruluğunu kabul ediyoruz, milletimizin büyük bir çoğunluğu da bu sözlerden mutluluk duyuyor. Ancak bakalım bizim dışımızdakiler bu konuda ne düşünüyor.
APO'nun beyannamesi başta PKK,PYD ve benzer kuruluşlar içinde yoğun tartışmalara neden olacaktır. Bu örgütlerin bir kısmında sorgusuz sualsiz kopmalar olacak, ama örgüt yöneticileri örgütlerini feshetmek için Türk Devleti tarafından kabul edilmesi mümkün olmayan bir takım şartlar ileri sürecek, daha önce de yazdığımız gibi işi sürüncemede bırakmak için her yol deneyeceklerdir. Nitekim Kandil'deki baronlar PKK kongresinin toplanabilmesi için bu toplantıya Öcalan'ın da katılması şartını öne sürmüşlerdir.
Esas itirazın terörün baş destekçisi ABD,AB ve İsrail'den gelmesi beklenebilir. Özellikle PKK'nın uzantısı olan Suriye'deki PYD bu işe bir şekilde karşı çıkacaktır. Bu yabancı devletlerin amacının Kürtlerin bağımsız, sosyalist devlet kurmasına yardım etmek olmadığını herkes bilmektedir. Bunların amacı Kürtler aracılığı ile Ortadoğu'da bir köprübaşı tutmak ve Türk, Kürt ve Araplar arasında düşmanlık tohumları ekerek olası bir İslami birlikteliği engellemektir. Ancak ABD farklı bir siyasete yönelir ve ortalığı karıştırmayı bırakırsa PYD'nin de idam hükmü imzalanmış olur.
Bir soru da Öcalan'ın çağrısının Türkiye'de nasıl karşılanacağı üzerinedir. Birçok vatandaş bu çağrıya hemen olumlu cevap gelecek ve terör bir anda bıçak gibi kesilecek düşüncesiyle olumlu bakmaktadır. Bir kesim ise milliyetçi söylemlerle ortaya çıkıp ne demek istedikleri anlaşılmayacak biçimde bağırıp çağırmaktadır. Bunların Erdoğan hükümetinin kadrolu düşmanları olduğu gözden kaçmamalıdır. Şimdi DEM parti içinde kendilerini gerçekten solcu olarak tanımlayan kesim bu çağrıya nasıl tepki gösterecektir. Buna uyarak devletle zıtlaşmayı bırakıp demokratik bir Türkiye kurulması için milli birlik içinde çalışmaya evet mi diyecek, yoksa farklı yerlere yönelip devlet ile kavgalarını sürdürmekte devam mı edeceklerdir. Bakalım, göreceğiz.