Yurt içi haberlerine bakıyorum, özellikle İç Anadoludaki bazı büyük şehirler dikkatimi çekiyor. Örneğin
Konya'da, Gaziantep'te, Kayseri'de büyük bir hareketlilik var. Her gün, olmazsa gün aşırı, şurada şu işi
yapıldı, burada filanca tesisin açılışı gerçekleştirildi, karşı köyde falan işletmenin kuruluş projesi
tamamlandı diye haberler gözüme çarpıyor. Aykırı haber yok gibi. Diyelim ki buralarda Ak Parti
çoğunlukta, işler tıkır tıkır yürüyor.
Ama bakıyorum bazı CHP'li kasaba ve şehirlerde de bir hareket bir canlanma var. Hatta DEM Patinin
yönetimde olduğu kasabalarda bile ara sıra olumlu işler yapılıyor. Bir de Muğla'ya, özellikle de
Fethiye'ye bakalım, devletin yaptığı bir iş yok ortada. Belediye ise çay bahçesi açmak dışında pek
ortalarda görünmüyor. Ölüdeniz asfaltlaması hariç tutulursa.
Resmi kurumlar olsun, siyasetçiler olsun faaliyet olarak düğün ve cenazelere katılmak, birbirlerinin
kuruluş yıldönümlerini kutlama ziyareti yapmak dışında gir iş yapar görülmüyorlar. Halbuki
Fethiye'nin dünya kadar sorunu var. İktidarı da, muhalefeti de bunların sorun olduğu ve en kısa
zamanda çözülmesi gerektiği konusunda görüş birliği içinde. Ama ne yazık ki kimse bu büyük
sorunlara el atmıyor, el atanın da eli yapışıp kalıyor.
Örneğin kruvazier liman, yani büyük turist gemilerinin yanaşacağı liman demek. Böyle bir liman olsa,
her hafta bir gemi gelse, esnaf da biraz para kazansa fena mı olur. Bunun iktidar yanlısı olanı da var,
muhalefet yanlısı da var. Hayır mı diyecekler. Düzgün bir yer belirlense, devlet inşaata başlasa, önce
Körfezdeki çamuru temizlese, CHP çıkıp da yapma mı diyecek. Ama gele gele vatandaşla alay
edercesine bir çamur taşıma gemisi geldi seçim öncesi, o da bir hafta on gün durdu giti. Ben
hatırlıyorum bundan on yıl önce kadar bir proje yapılmıştı, ben de Kanal F de tartışmacı olarak bu
konu üzerinde görüş bildirmiştim. On yılda bir mavna getirip götürdüler, başka da birşey yok ortada.
Kayaköy'den söz etmiyorum.Orada düzgün bir imar planı yapılsa, eski Rum evleri de projeleri devlet
tarafından çizilip restorasyon yapılmak şartıyla taliplilere süreli kiralansa, fena mı olur. İşte size tüm
dünyanın ilgisini çekecek bir butik köy. Ama burası belediyelerde iş tutan siyasetçilerin can damarı,
kaçak inşaat cennetini elden çıkarmak istemezler, onun için üzerinde durmak boş konuşmak demek.
Eren Dağı vardı, üstünde bir de kayak tesisi kurulmuştu. Ben her sabah kalktığımda penceremden
bakınca bu dağdaki kar manzarasını görüyorum. Yıllar oldu, bu tesis yanarak hasara uğradı. Sonra da
işletmecileri birbirleriyle mahkemelik oldu. Bizde hukukun işleyişini doğal akışına bıraktın mı o iş
çözülmez, birilerinin dışarıdan aman, acele edin yazık oluyor Fethiye'nin kış turizmi şansına demesi
gerekiyor.
Yat çekek yeri vardı. Biz bu konuda beş altı yıl önce bir yazı yazmıştık. Sahi, bu proje unutuldu mu:
Takipçileri nerede. Yoksa hepsi öldü de mirasçıları pay kavgasına mı düştüler olmayan tesisin?
Şimdi bir de mapa şamandıra konusu var. Bilmiyordum, yıllardır o mahkemeden bu mahkemeye gezip
dururmuş. Anlatıldığına göre Göcek Koyundaki adalara yanaşan tekneler ya demir atıyor, ya da
sahildeki ağaçlardan birine tekneyi bağlıyormuş. Sonuçta deniz dibi aşırı tahrip oluyor ve ağaçlar
kökünden sallanıyormuş. Devlet de buna çare olarak tekne bağlama yeri işini bir ihale ile özel bir
şirkete vermeyi kararlaştırmış. Yaygara da bundan sonra kopuyor. İddiaya göre bu şirket adaları
marina olarak kullanacak tur teknelerinin ve mavi yolculuğa çıkanların burayı kullanmalarına izin
vermeyecekmiş.
Bu iddia gerçekse buna bizde karşı çıkarız. Uygun bağlantı yerlerinin yapılması ve bunlara tekne
bağlanmasının gözetilmesi işi bir şirkete verilebilir, aynen yol kenarı otoparklarda olduğu gibi.
Adalarda tur tekneleri için de kontenjan ayrılır. Özel yatların giriş çıkışı ise süreye bağlanır. Böylece
hem kargaşa önlenir hem de bu mekanın umuma kapanması engellenmiş olur. Bunu yapmak o kadar
zor mu?
Bir de kanal derinleştirme projesi var. Bildiğimiz kadarıyla söz konusu derenin arazide dolambaçlı bir
şekilde akması taşkınlara neden oluyor, bu da çevredeki turistik işletmeleri zarara sokuyor. Demişler
ki bu dere düz aksın, taşkın olmasın. Başta çevreciler olmak üzere insanlar ayaklanıyor şimdi. Neden
anlamadım. Acaba otelciler biraz para kazanacak diye mi üzülüyorlar?
Bütün bu yukarıda saydığımızı sorunlar aslında sorun bile değil. Vatandaşın yapacak işi yok, kendi
kendine sorun çıkarıyor. Bunları ortadan kaldırmak için ise ayağına çimeleri giyip ortaya çıkacak bir
siyasi irade gerek.