Avrupa Birliği kurallarına göre atmosferde azot gazı içeren bir kısım bileşiklerin belirli bir üst sınırda tutulması gerekiyormuş. Bu nedenle üye ülkelere bu konuda önlemler almaları için çağrı yapılmış. Hollanda da bu ülkelerden biriymiş. Yetkililer hemen ölçümlere başlamış ve ülkelerinde bu sınırın aşılmış olduğunu görmüşler. Bunun nedeni olarak da Hollanda'da çok miktarda sığır besleniyor olması anlaşılmış. Sığırlar yellendikleri zaman havaya zehirli azot bileşikleri taşıyan bir gaz salıyorlarmış, bu gaz da hava kirliliğine neden oluyormuş.
Hükümet düşünmüş, taşınmış bu soruna bir çözüm bulamamış. Sonunda çaresiz, besicilerin belirli bir sayı üstünde sığır yetiştirmesini yasaklama kararı almışlar. Tek geçim kaynakları sığır besiciliği olan çiftçiler ise bu karara isyan ederek ilk seçimlerde hükümete tepkilerini göstermişler. Haber şöyle "Hollanda hükümetinin imza attığı karar ortalığı yangın yerine çevirdi! Hükümet Davos İklim Zirvesi'ndeki görüşmeler üzerine nitrojen ve azot salınımı azaltmak amacıyla çiftçileri öfkelendiren bir karara imza atarak inek çiftliklerinin kapatılması ve ineklerin telef edilmesi kararı aldı. Hem çiftçileri işsiz bırakacak hem de inekten yapılan hayvansal ürünlerin yüzde 50 oranında azalmasına neden olacak karar sonrası çiftçiler ayaklandı. Protestolarda çiftçiler polis şiddetine ve gerçek mermilere maruz kaldı." "Hollanda’da Çarşamba günü yapılan eyalet parlamentosu ve senato seçimlerinde, hükümetin azot planına tepki amacıyla 4 yıl önce kurulan Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi (BBB) ezici bir üstünlük elde etti."
Haberin devamında Hollanda Başbakanı Rutte'nin koalisyon hükümetinin bu seçimler sonucu bozulan siyasi denge nedeniyle sıkıntıya girdiğinden söz ediliyor.
Şimdi biraz da Türkiye'ye dönelim. Suavi isimli ses sanatçısı depremzedelere yardım götürmek amacıyla Hatay'a gitmiş. Sokaklarda dolaşırken bir kısım işçilerin yol kenarında bir direk dikerek üzerine de baz istasyonu yerleştirmeye çalıştıklarını görmüş. Hemen giderek işçileri engellemek için bağırıp çağırmaya başlamış. Malum cep telefonları ve üzerindeki bütün programlar baz istasyonlarından aldıkları sinyaller ile çalışır. Depremde de binalarla birlikte üzerlerine kurulu baz istasyonları da çalışamaz olmuş ve Antakya'daki bütün iletişim kesilmiş. Şirketler de geçici baz istasyonları kurmak için çalışmalara başlamışlar. Şimdi Suavi ile işçiler arasında geçen tartışmayı izleyelim :" İşte Suavi'nin iddialarına göre baz istasyonu kurmaya çalışan ekiple yaşanılan diyalog:
"BENİM BİLGİM DAHİLİNDE KEPÇE KAZILMAYACAĞINI DÜŞÜNDÜĞÜM İÇİN..."
Suavi: "Yaklaşık 6-7 gün önce yine bu yerleşkeden bir arkadaşımız bana 'Suavi ağabey arkada bir kepçe kazılıyor'dedi. Bilgi getirdi. Ben de benim bilgim dahilinde bir kepçe kazılmayacağını düşündüğüm için oraya gittim. Baktım bir çukur kazılıyor. 'Ne için kazıyorsunuz dedim.'
Görevli: Baz istasyonu kuracağız?
"DERHAL BURAYI TERKET"
Suavi: 'Derhal bu çukur eski haline getir kapat ve burayı terket' dedim. Gitti. Sonra yolun karşı tarafında çukur kazdıklarını görünce ben yine gittim. 'Hangi kurum' dedim. İşte ülkemizin dev gibi kurumlarından bir tanesi. Tekrar sordum, 'ne yapıyorsunuz burada?'
Görevli: Baz istasyonu yapıyoruz.
"AMA BİR ÇATIŞMA YARATMAK İSTEMİYORUM"
Suavi: 'Bakın arkadaşlar bu halkın baz istasyonuna ihtiyacına gerek yok. Özellikle burada bu kadar çocuk varken size ben baz istasyonu kurdurmayacağım. Bunu bilin. Ama bir çatışma ve gerginlik yaratmak istemiyorum. Eğer bu ilgili telekominikasyon şirketi gerçekten bu halkı düşünüyorsa, bize yeteri kadar telefon ve yeteri kadar tablet versinler. Üstelik bir 6 ay kadar da faturalarını hoş görsünler' dedim. Pılıyı pırtıyı toplayıp gittiler. Bir daha yoklar.
Halk TV sunucusu Serhan Asker: İyi yaptınız.
İşte biri Hollanda'da, biri Türkiye'de. Hep aynı zihniyet, tarikat gibi. Çevreciler, LGBT ciler, sümüklü mendil koklayıcıları, PKK ve benzeri uzun isimli örgütler aynı telden çalıyor. Bunlar eskiden yalnız siyasetle uğraşırlardı, şimdi işi ilerletmişler kimya ile, elektronik ile de uğraşmaya başlamışlar. Atatürk'ün partisi CHP'yi de kendilerine esir etmişler, zavallı Kılıçdaroğlu da bunların kuyruğuna takılmış gidiyor. 14 Mayıs günü bu tarikata bakalım kaç oy çıkacak.