Şimdiki gençler Beyaz Renonun hikayesini bilmezler. Anlatalım. Bu Reno bwnim 73 model külüstür
Renoya benzemez, 90''lı yılların en son çıkan modeliydi. Pırıl pırıl, gıcır gıcır. Hava kararınca Doğu ve
Güneydoğu Anadolu dağlarında ava çıkardı. Avı da işinde, gücünde gariban Kürt köylüleri olurdu
çoğunlukla. Renodan çıkan eli silahlı, maskeli adamlar gözlerine kestirdikleri avın kapısını tekmeyle
açarak içeri girerler ve adamcağızı yaka paça sürükleyip arabaya atarak ortadan kaybolurlardı.
Adam talihliyse birkaç gün sonra yara bere içinde bir yol kenarında tesadüfen bulunur, talihsiz bir
kişiyse cesedi bir çöplükte kokmaya bırakılırdı. Kurtulanlar şöyle anlatırdı 'quot;Adamlar önce bize güzel bir
işkence ettiler, sonra da hiç yapmadığımız, haberimiz dahi olmayan şeylerle suçlayıp sorguladılar.
Şanslı olan dayandı, bir kenara atıp bıraktılar. Bir kısmı ise dayanamayıp öbür dünyaya göçtü. Biz artık
devlete güvenmiyoruz. Hepimiz köy olarak PKK''ya katıldık'quot;.
Bazen ise Beyaz Renodan çıkan adamlar bir köyü baştan aşağı yakıp, harabe haline getirdikten sonra
çekip giderlerdi. Köylüye ise büyük şehirlerden birine göç edip orada yaşam kavgası vermek dışında
bir iş kalmazdı. Şehire göçenler önce kendilerine çok iyi davranan PKK örgütü elemanlarının kucağına
düşerler, onların yardımıyla iyi kötü bir iş bulurlardı. Bunun karşılığı ise terör örgütüne üye olmak,
olmasa bile karşısına durmamak olarak verilmeliydi.
Zamanla Beyaz Renonun devlet görevlileri tarafından kullanıldığı bilgisi tüm yurda yayıldı. Artık
devletin Kürt köylülerine işkence ettiği hikayesine herkes inanmaya başladı. Burada amaç belliydi,
devletin Kürtlere karşı olduğu izlenimini vererek PKK örgütüne adam toplamak. Bu iş için de devlet
içine sızmış düşman ajanları görevlendirilmişti.
Bu yapılanmaya karşı çıkan Eşref Bitlis, Bahtiyar Aydın gibi vatansever subaylar ise bir bir suikastlerle
ortadan kaldırıldılar. Ak Parti''nin iktidara gelmesinden sonra da benzer olaylar sürüp gitti. Silahlı
kuvvetlerin ve emniyet teşkilatının içine yuvalanmış FETÖ''cü hainler hergün bir kışkırtmaya imza
attılar. Birgün Şırnak, Uludere''de kendilerini kaçakçı olarak beyan eden, hatta kaçakçı oldukları yerel
jandarma tarafından da doğrulanan bir grubu uyarılara rağmen uçaklarla bombaladılar. Otuzun
üstünde vatandaşımız öldü. O zamana kadar ismi terörle anılmayan Uludere PKK''nin gözde
noktalarından biri haline geldi.
Daha sonra FETÖ işi büyüttü. Kendi emrindeki hava kuvvetleri pilotlarına Suriye''de sınırlarımız
yakınlarında devriye uçuşu yapan bir Rus uçağını düşürttü. Ancak Ruslar Kürt köylüleri gibi dünyadan
habersiz olmadıklarından yapılan ortak soruşturma sonucunda olayın bir kaza değil Ruslarla aramızı
bozmak isteyen bir kışkırtma olduğu anlaşıldı ve bu girişim ters tepti.
Şimdi ülkemiz bu gibi kışkırtmalardan kurtuldu. Ama Beyaz Reno kendini emekliye ayırmadı. Gitti yeni
huzura kavuşmuş Suriye''yi karıştırmaya başladı. Bu sefer kullanan ABD yerine İsraildi. Bundan dört
beş gün önce devrik Esat rejiminin destekçisi Nusayri nüfusun çoğunlukta olduğu Lazkiye bölgesinde
bir grup eski Suriye askeri mevcut iktidara karşı ayaklanma başlattı. Ayaklanma devlet güçlerinin
şiddetli tepkisiyle kısa sürede bastırıldı. Bu arada sivil asker 100 ün üstünde insan öldü. Ayaklanma
bastırılırken oldukça şiddet gösterildi, sivil halk eline geçirdiği Esat taraftarlarını infaz etti. Ancak
devlet kısa sürede duruma hakim oldu ve İsrail''in beklediği Nusayri katliamı gerçekleşmedi.
Bakıyoruz, Beyaz Reno'nun sahipleri her yerde karşımıza çıkıyorlar. Şimdi de Türkiye'deki vekilleri
piyasaya çıktı. Bir kısım CHP milletvekilleri ve yetkilileri Suriye''deki olayları bahane ederek Suriye''nin
yeni rejimine karşı saldırıya geçtiler. İddialarına göre Suriye''de bir Alevi katliamı yapılıyormuş.
Gerekirse kendileri önderlik edip Hatay kıyılarından Suriye''ye doğru yürüyüp bu katliamı
engelleyeceklermiş. Bir tane de hoca kılıklı sakallı çıkmış İsrail''den yardım istiyor açıkça.
Eskiden oyun biraz üstü örtülü oynanırdı. Şimdi herşey açığa döküldü, Ak koyun, kara koyun belli
oldu. Hayırlısı bakalım.