Sabahtan beri düşünüp duruyorum bugün ne yazsam acaba diye. Bir türlü karar veremedim. Öyle de yazsam, böyle de yazsam birisine dokunacak. Bugün iyi günümdeyim, kimseyi üzmek istemiyorum. Bazıları gibi güneşin altın ışıkları kuru dalların arasından süzülüyor. Şu soğuk Fethiye sabahında kalplerimiz sıcacık olsun gibi sözlerle edebiyat yapmasını da beceremiyorum. Bir üstadımızın yaptığına benzer gece vakti kordondaki bir kafede oturup Akdenizin karanlık sularındaki ışıkları seyretmek gibi bir becerim de yok ki üzerine şiirler döktüreyim.
Üç kâğıtçılığı da beceremiyorum. Yoksa birilerinin yaptığı gibi "Sarı saçlı, mavi gözlü, ey Atatürk, gel de bizi kurtar " diye yazar enayilerin parasını götürürdüm.
Dış politika yazsak, Filistin'deki İsrail vahşetinden söz etsek, adamlar yüzsüz, biz yazdıkça daha çok azıtıyorlar. Boşuna yarayı deşmiş oluruz.
Bugünlerde gündem yerel seçimler. Aslında bu konu çok su kaldırır, ama ne yapsam birisine dokunmak gerek. Adaylar yavaş yavaş açıklanıyor. Birileri sevinçli, ama o kadar da şaşkın. Bizi aday yaptılar ama şimdi ne yapacağız, biz bu işlerden hiç anlamayız ki diye kara kara düşünüyorlar. Aday yapılmayanlar kızgın ve küskün. Bazıları sessiz, ortalığı bulandırmayalım, bir dahaki sefere inşallah diyorlar. Heyecanlı olanları ise verip veriştiriyor. Evladım sen siyaseti öğrenememişin, köşene çekil ve susup otur bir kenarda. Bekle sıranı.
Kimisi ise henüz heyecanlı bir bekleyiş içinde. Daha haklarında karar alınmadı. Kalpler küt küt atıyor. Bir zamanlar çok konuştular, şimdi de hiç ses çıkarmıyorlar. Aman ağzımızdan yanlış bir söz çıkar, bu söz büyüklerimiz tarafından aleyhimize kullanılır, bizi aday göstermezler. Sanki Amerikan polisiye filmine döndü ortalık. İşte bunlar hakkında da yazamazsın şimdi. Ya yazdıklarımı okuyunca yüz ifadeleri değişirse, ya büyüklerimiz bu ifadelerden yanlış anlamlar çıkarır da adaylıkları güme giderse. Yazık değil mi adamlara, sonra benden bilmesinler.
Körfez konusunu yazsak, o iş de çorbaya döndü. On yıl olmuş, zamanın valisine körfezin dolması nasıl önlenir diye bir yazı yazmışım. Geçen gün kopyası elime geçti. Daha sonra Bakan Veysel Eroğlu, ismini hatırlayamadığım kaymakam bey, İstanbul Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, hepsine dosyalar sundum. Sonuç, gittiler Murt Deresinin üstünü beton kapladılar. Şimdi körfez daha çabuk doluyor. Geçenlerde birileri körfezin içine kurvazier iskele yapacağım diye tutturmuş . Arkadaş, önce körfezi temizle, dolmasının önüne geç, sonra düşün bunları. Zaten o da olmayacak gibi, ÇED raporu toplantısı yapıldı, toplantı curcunaya döndü ve iptal edildi. Ben artık bu konuyla kafayı yormayacağım. Benden bu kadar.
Trafik sorununu yazsak, birileri diyecek ki Âlim Beye söyleyin, katlı otopark yapsın. Varsa, yoksa katlı otopark. Şu esnaf aracını kendi iş yerinin önüne park etmese sorun yarı arıya çözülecek ama, dinleyen kim. Söylediğin zaman darılıyorlar. Esnaf odası da aman seçmenimi darıltırım diye bir öneride bulunmaktan çekiniyor. İnsanlar gölgesinden korkar olmuş.
O kadar söyledik, tarlalara villa yapmayın. Otelciler sizi rahat bırakmaz, malınız elde kalır diye. Yasa çıktı, villalar otel oldu. Şimdi işin yoksa git vergi mükellefi ol, muhasebeci tut, üstüne üstlük bir de vergi öde. Geçen gün yeni çıkan yasayı tanıtmak için toplantı yapmışlar. Salon adam almamış. Üzüldüm vallah, ne kadar da çok dertli varmış.
Çiftçiye desen ki birlik olun, malınızı bu birlikler eliyle pazarlayın, türlü bahaneler buluyorlar. Sonunda iş gelip dayanıyor "Tayyip, açız, bize para ver" feryadına. Malını satmasını beceremezsen ucuza gider, bu böyle biline. Devlet dahil, kimse beceriksiz insanın cebine para koymaz.
Birazdan vitrin yenilemeleri başlayacak. Daha yapılalı bir yıl olmamış vitrinler sökülüp yerine yenileri takılacak. Borca girilecek, bütün yaz bu borcu ödemekle geçecek. Yahu bu turistler vitrinleri ezberliyor mu ki? Sanki vitrin değişince bu yeni vitrinmiş, burdan alış veriş edelim diyecekler.
Son bir söz, biraz uzmanlık alanımı konuşturayım, sağlıklı gıdalar konusuna gireyim dedim. Orada da Canan Teyze var, bize geçit yok. Hem ben onun gibi şekersiz kereviz reçeli tarifi yapmasını da bilmem.
İyisi mi ben bu gün hiçbir şey yazmayayım.