Dün Ak Parti Fethiye Belediye Başkan Aday Adayı Keramettin Yılmaz'ın adaylık başvurusu yaptığı Ak Parti İlçe Merkezi önündeki toplantıya katıldım. Çarşı Caddesinde parti binası önünde toplanan kalabalık seçim propaganda günlerindekini andırıyordu. Tam sayı veremem ama yaklaşık 500 kişilik bir topluluk kaldırımdaki kürsüde konuşan Keramettin Bey'in konuşmasını alkışlarla kesiyordu.
Toplantı için her şey düşünülmüş, profesyonel bir hazırlık yapılmıştı. Kürsünün arkasında Keramettin Bey'in büyük bir bez afişi asılmış, alanın bir köşesinde lokmacı misafirlere lokma dağıtıyor, kürsünün önünde ise davulcu zurnacı ara ara bir öttürüp heyecanı arttırıyordu. Sözün kısası bir miting için gerekli her şey düşünülmüştü.
Yalnız bir eksik vardı, polis. O mekanda seçim toplantısı yapıldığında genellikle trafik polisleri önlem alır, trafiği açık tutmaya çalışırdı. Bir kenarda ise sivili ile, resmisi ile bir grup polis olabilecek bir kargaşayı önlemek için beklerdi. Anlaşılan Emniyet trafiği engelleyecek, veya karışıklık oluşturabilecek bir kalabalık toplanacağını düşünmemiş, eleman göndermemiş. Belki de "bunlar akıllı, uslu adamlar, ötekilere benzemez, hır gür çıkamazlar. Boş yere arkadaşları yormayalım" demişlerdir.
Kalabalığı şöyle bir izledim, partinin devamlı müdavimi olan tanıdık yüzlerden bir bölümünü göremedim. Buna karşılık yeni yeni kişiler karşıma çıktı. Öğrendiğime göre bunların önemli bir bölümü Keramettin Bey'in Ölüdeniz Belediye Başkanlığı döneminde oluşturduğu çevresinden geliyormuş. Bir kısmı ise Günlükbaşı tarafından. Büyük bir kısmı da CHP'ye yakınmış. Şöyle bir iddia var, Keramettin Bey Ak Parti'nin kemik oyları dışında bir zamanlar CHP'ye yakınlık göstermiş olan seçmenin oylarını da toplarsa kazanma şartı artar. Ne de olsa bu bir yerel seçimdir, parti kimliği ikinci planda kalır, hizmet anlayışı öne çıkar.
Ancak farklı bir düşünce de mevcut. Bazıları diyor ki "Keramettin Bey CHP'en geldi, Ak Parti tabanı böyle bir kimseyi kabul etmez, seçimde oy vermez". Biz bilemeyiz, Ak Parti yetkilileri bütün bu düşünceleri bir araya getirip, diğer aday adaylarının özelliklerini de masaya yatıracak, ona göre karar verecektir.
Gelelim Keramettin Bey'in konuşmasına. Kendisini vatandaşa hitap ederken dinlememiştim, oldukça etkili bir tarzı var. Bu işi öğrenmiş diyebilirim. Konuşmanın içeriği ise oldukça ilginç geldi bana, sanki aday olmuş da karşısındaki seçmene hitap ediyormuş gibi konuştu. Baştan sona kadar Fethiye'nin sorunlarını anlattı ve şayet seçilirse bunları nasıl çözeceğini gösterdi. Bunun iki nedeni olabilir, belki üst makamlara kendinin hazırlıklı olduğu konusunda bir mesaj vermek istiyordur, belki de bir yerlerden yeşil ışık görmüştür, bu iş oldu, şimdiden başlayalım diye düşünüyordur. Bilemeyiz.
Şurası bir gerçek ki, konuşmasının başında kaçak inşaat sorununa değinerek herkesten tam puan aldı aday adayımız. Sorun Fethiye gibi yoğun göç alan kentlerde büyüktür. Yeni nüfus için konut arsası üretmek gerekir. Bu iş de belediyenin yaptığı planlara göre olur. İnşaat yapacak vatandaş belediyeye harcını öder, ruhsatını alır, buna uygun olarak inşaatını yapar, sorun da çözülmüş olur.
Ancak konut sorunu bir kısım insanlara büyük bir rant kapısı açmıştır. Bu insanlar ticaret yapıp, bir işletme kurup üretim yapıp para kazanacakları yerde siyaseti bir kazanç kapısı olarak görürler. Belediyenin bir yerine çöreklenirler ve imar planlarının yapılmasına bütün güçleriyle engel olurlar. Bu durumda inşaat yapacak vatandaş kaçak yollara baş vurur. İşte o zaman da vatandaşın tepesine binerler, isterler de isterler. O da mecbur, verir. Devlete gidecek para belediyede köşeleri kapmış siyaset ağalarına gider, düzensiz, plansız, çarpık bir şehirleşme ortalığı kanser gibi sarar.
İşte Keramettin Bey konuşmasının ilk bölümünde kaçak inşaat sorununa değindi. Plansız gelişmenin Fethiye'nin en büyük sorunu olduğunu belirterek seçilirse ilk yapacağı işin tüm Fethiye'yi kapsayacak bir plan yapmak olacağını söyledi. İnşallah seçilirse bu dediğini unutmaz. Ve devam etti, "gönül isterdi ki" diyerek şehrimizin sorunlarını bir bir saydı ve bunları nasıl çözeceğini anlattı. Sonunda hepimizin gönlünü alarak toplantıyı bitirdi. Hayırlı olsun.