Son günlerde Muğla siyasetinde olan gelişmeler Behçet Saatcıya Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı yolunu açacak gibi görünüyor. Tabii kendisinin önce aday olmaya karar vermesi gerekir.
Şöyle bir geriye dönüp bakalım. Bundan üç, dört ay kadar önce Muğla'da Cumhur İttifakı ile CHP ve yandaşları arasında başa baş bir seçim yarış geçeceği düşünülmekteydi. Aday belirleme için son kulvara girildiğinde beklenmedik bir şey oldu. Cumhur İttifakı büyükşehir adayı olarak Prof. Aydın Ayaydın gösterildi. Hem de teşkilatların görüşüne baş vurulmadan.
Biz o tarihlerde eleştirimizi yapmıştık. Ayaydın Muğla teşkilatına ve seçmenine yabancıydı. Ayaydın'ın geçmiş belediyecilik tecrübesi yoktu. Ayaydın'ın siyasi çizgisi belirsizliklerle doluydu. Evet dürüst, prensip sahibi bir kişiydi. Kaçak inşaatlara göz yumup, bundan nemalanarak servet elde etmek gibi bir düşüncesi olamazdı. Ama yine de biz bu tercihe bir anlam verememiştik. O zaman bize şunlar söylendi; bu arkadaşımız Kürt kökenlidir. Muğla'da da Kürt kökenli çok sayıda vatandaşımız vardır. Onların oylarını alır. Biz de dedik ki o Kürt kökenli vatandaşlarımızın oylarını alır ama ya Muğla'nın yerlisi vatandaşlarımız buna tepki gösterir de oylarını başkasına verirlerse?
Her neyse, önceki hafta bir olaydan haberimiz oldu. Kürt kökenli iki vatandaşımız Çamköy'de söylenildiğine göre hemşehrileri Ayaydın'ı desteklemek için bir seçim bürosu açmış. Ama gelgelelim Ayaydın'ın bundan haberi yokmuş, bunu duyar duymaz büroyu kapattırmış. Büro neden törensiz, kimsenin haberi olmadan açıldı, koskoca bina donatılırken örgütün bundan haberi olmadı mı, sonra neden kapatıldı. Cevapları dedikodu şeklinde olduğu için burada açıklamıyoruz. Şimdi herkes bu konuyu merak ediyor. Yalan rüzgarı fırtına olmuş aramızda esiyor.
Bu arada en can alıcı olay Fethiye Cumhur İttifakı adayı belirlenirken gerçekleşti. Aday adaylığına başvuran 14 üye arasından hiç kimse Ak Parti Genel Merkez tarafından uygun bulunmamış olacak ki bu iş MHP'ye devredildi. Çoğu seçmen bunu garipsedi. Fethiye'de 30 binin üzerinde oy almış bir parti bırakılır da 6 bin oy alan bir partiye nasıl başkanlık yetkisi verilir diye sordu. Biz de dedik ki, bu iş zorunlu olarak yapıldı. Adaylardan hangisi seçilse diğerleri bunu sorun yapacaktı; iyisi mi biz bu işi MHP'ye devredelim sorumluluktan kurtulmuş olalım dediler diye düşündük.
Ancak aday seçimi MHP'de de sorun oldu. Bir türlü bir isim üzerinde uzlaşamadılar. Aralarında geçen tartışmalar dedikodu özelliği taşıdığından resmi bir açıklama yapılmadığı sürece biz burada söz etmeyeceğiz. Uzlaşma olmayınca bir de baktık ki Ak Parti aday adayı Muhammet Kökten MHP tarafından aday gösterilmiş. Anlaşılan onlar da topu yeniden Ak Parti'ye atmışlar.
Bu olay en başta MHP içinde tepkilere neden oldu. Davranış biçimleri yanlış bile olsa bir kısım Ülkü Ocaklı vatandaş adaylığın niçin Ak Partili birisine verildiğini protesto amacıyla bir gösteri yaptılar. Bu tepki yalnız Ülkü Ocakları ile sınırlı kalmadı. Partili, partisiz hemen hiç kimse olup bitenlere bir anlam veremedi. Bazıları daha da ileri giderek işi kişiselleştirdiler ve Muhammet Kökten'e hücuma başladılar.
Bize göre sorun Kökten'in kimliğinde değil. Onun yerine başka kim aday yapılsaydı bu aşamadan sonra insanlar benzer tepki verirdi. Kabak zavallı Muhammet Bey'in başında patladı. Sorun teşkilatların içinde, sorun Muğla'yı bir türlü yeterince anlayamayan parti genel merkezlerinde. Şayet olayların üzerine ciddi bir şekilde gidilmez, partileri karıştıran eller kesilmezse Cumhur ittifakının ayağa kalkması zor olur. Bu iş "Aman CHP'ye oy vermeyelim, biz yine de partimize bağlı kalalım" diye fetva vermekle düzelmez. Bunu belki partililere anlatırsın ama sıradan vatandaşın kafasındaki soru işaretleri bitmez. Burada Muhammet Bey'e de bir fedakarlık yapmak düşüyor. Adaylıktan çekilsin. Bu fedakarlığı Ak Parti İlçe Başkanı Arif Bozyel yaptı ve istifa etti. Aynı fedakarlığı yapmakta geç kalan MHP ilçe başkanı Osman Cura ise görevden alındı. Bütün bu istifalar ve görevden almalar sonunda şimdi genel merkezlerin hamleleri bekleniyor.
Gelelim CHP'ye. Fethiye adayı bir türlü belirlenemedi. Her ne kadar çok eleştirilse de Âlim Bey seçimde daha şanslı görülüyor. Şayet CHP Genel Merkezi bir hata yapıp bir başka şahısı aday göstermezse Fethiye'de CHP'nin seçilme olasılığı yükselir. Muğla Büyükşehirde ise CHP, CHP'liliğini gösterdi. Hizmet etmek gibi bir amacı olmayan, Bodrum'da tüm kesimlerin eleştirisini almış, üstelik adı yolsuzluklarla anılan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras'ı aday gösterdi. Ekrem Junior olarak adlandırabileceğimiz Ahmet Aras artık Muğlayı bol bol pahalı heykellerle süsler, dağa taşa kaçak villalar yapılır. Türkiye'nin en sulak bölgelerinden biri olan Muğla'da tüm suları kurutmayı başarır. Her ne kadar bir kısım CHP'liler bu tercihe sevinseler de biz "CHP Muğla'da intihar etti" diyoruz.
Bütün bunlardan sonra pusuda bekleyen Behçet Saatcı'nın yolu açılmış görünüyor. Behçet Bey şimdiye kadar büyükşehir adaylığı konusunda bir talep ortaya koymadı, gelişmeleri izlemekle yetindi. Son aldığımız habere göre İYİ Parti'den adaylığa yeşil ışık yakmış. Durum kendisi için uygun. Cumhur İttifakının toparlanması zaman alır. CHP biraz daha çukura düştü. İnsanlar tutunacak bir dal, sığınacak güvenli bir liman arıyor. Muğla'da İYİ Parti'nin azımsanmayacak bir oy gücü var. Behçet Bey derseniz hem Cumhur İttifakından, hem de CHP kesiminden oy alabilecek birisi. Bunu geçtiğimiz seçimde kanıtladı, az bir farkla üçüncü olarak seçimleri kaybetti. Üstelik birbirinden farklı insanları bir arada toplayıp kendi doğrultusunda yönlendirme gibi bir becerisi var. Fethiye Belediyesinde 20 yıl boyunca yaptığı hizmetleri de kimse inkar edemez. Bütün bunlar bir araya gelince Behçet Saatcı Muğla Büyükşehir Başkanı seçilebilir diyebilir miyiz. Olabilir, neden olmasın.