Kızılay

Akın Tezel

06-03-2023 14:53

 

Bugün herkes benim Meral Hanım'ın masayı dağıtması ile ilgili birşeyler yazacağımı bekliyor. Ancak bir süre daha beklemeleri gerekecek. İki gündür Meral Hanıma telefonla ulaşmaya çalışıyorum, ama bir türlü başaramadım. Kendi başıma bir yorum yaparsam şu an için sağlıksız olur, kendisinden işitmek daha doğru diye düşündüm. Numarayı çeviriyorum karşıma İngilizce konuşan bir bayan çıkıyor "The number you have dialed cannot be reached at the moment. Please try again later". Türkçesi, aradığınız numaraya ulaşılamıyor, sonra bir daha arayın.

Belli ki Meral Hanım telefonu kapatmış. Yoksa benim gibi on binlerce kişiye cevap vermek zorunda kalır, su içmeye bile vakit bulamaz. Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek. Ben de başka bir güncel konuya döneyim dedim, Kızılay. Hani şu ticaret yapıyor diye yerden yere vurdukları Kızılay.

Kızılay 19.yüzyılda kuruluş bir yardım kuruluşudur. Görevi afetlerde ve diğer ihtiyaç olan zamanlarda insanlara başta sağlık olmak üzere yardım etmektir. Kızılay bu yardımlarını karşılıksız olarak yapar,yani bu yardımlar karşılığı ihtiyaç sahiplerinden ücret talep etmez. Bu kadar yardım yapan bir kuruluşun gelire de ihtiyacı vardır. O da bu geliri vatandaşların ve devletin yapmış olduğu bağışlardan karşılar.

Son yıllarda bütün kurumlarda olduğu gibi Kızılay da yeniden yapılanma sürecine girmiş, kurumun görev ve yetkileri daha ayrıntılı bir şekilde belirlenmiştir. Bu aşamada yine diğer bütün kurumlarda olduğu gibi profesyonel bir işletmecilik anlayışı sistemde egemen kılınmıştır. "Nasıl olsa bizim kâr amacımız yok, bize gelen parayı istediğimiz gibi harcar, işin kolayına bakarız" zihniyeti ortadan kalkmıştır. Bu aşamada derneğe bağlı olarak şirket statüsünde Kızılay Çadır Fabrikası kurulmuş, bu fabrika derneğin ve diğer kuruluşların kendisine sipariş ettiği çadırları ücret karşılığı satmaktadır. Örneğin Kızılay bir yere çadır yardımı yapacağı zaman kasasında birikmiş yardım paralarıyla bu şirketten çadır almakta ve yardımı karşılıksız olarak ihtiyaç sahiplerine vermektedir. Ayrıca bu şirket dış ülkelere ve de yurt içindeki kişi ve kuruluşlara ücret karşılığı çadır satmaktadır.

İşte yaygara da bu yüzden kopmaktadır. Haluk Levent isimli, hepimizin tanıdığı yardımsever vatandaşımız depremzedelerin çadır ihtiyacı olduğunu görerek Kızılay Şirketine başvurmuş ve halktan bu amaçla topladığı paraları şirkete yatırarak çadırların ücretsiz olarak depremzedelere verilmesini sağlamıştır. Burada yapılan basit bir muhasebe taktiğidir. Belki eskiden olsaydı Haluk Leventin Ahpab Derneği gibi yardımsever kuruluşlar olmayacak, Kızılay para toplama işini, eskiler hatırlar, boynuna kumbara astığı çocukları sokaklarda dolaştırarak yapacak ve onların topladığı paralarla çadır sağlayıp bunu dağıtacaktı.

Anlaşılan birileri Haluk Levent üzerinden bir oyun oynamaya çalışmış, bu sanatçının "Kızılay benden çadır parası istedi" diye bağırıp çağıracağını düşünmüş, Ama Haluk Levent herşeyin yasal ve usulune uygun olduğu yönünde beyanat verince susup kalmışlardır. Bütün mesele bundan ibarettir.

Yine son günlerde bir başka konu aynı merkezler tarafından gündeme getirildi. Diyorlar ki "Eskiden bir felaket olduğunda hemen asker sahaya iner vatandaşa yardıma başlardı. Ama şimdi kaç gün oldu ortalıkta Mehmetçiği göremiyoruz". Daha önceleri de şöyle diyorlardı "Eskiden ordumuzun mevcudu 600 bin kişiydi, bu hükümet mevcudu 400 bine düşürdü. Bunlar orduyu ortadan kaldırmak istiyorlar".

Hem doğru, hem yalan. Ordunun mevcudu düşürüldü, doğru. Asker hemen tam kadro sahaya inmedi, gereken yer ve zamanda, gereken sayıda çalışmalara katıldı. Bir zamanlar şimdiki gibi her işin ayrı bir uzmanı olan farklı kuruluşlar yoktu. Yardım çalışmaları da devletin sınırlı olanakları ve Kızılay gibi birkaç kuruluş eliyle yapılırdı. Şimdi ise AFAD var, AKUT var, sahada yüzlerce işinin uzmanı dernek var. Herkes kendi işini en güzel bir şekilde yapıyor, o zaman da askerin sahaya inmesine gerek kalmıyor. Üstelik asker de eskisi gibi değil işinde, yani savaş sanatında uzmanlaşmış.

Eskiden askere 45 günlük bir eğitim verir, eline de tarihi bir silah tutuştururduk. Ben 1970 yılında askerlik yaptım, silahım 1898 yılı Alman yapımı Mauser tüfekti. Tam 72 yıllık tüfeği vermişler elime. Sonra aynı askeri ,taşırken elleri titrediği silahıyla birlikte dağlara yollar, yıllardır oralarda dolaşan teröristlerle savaşmasını isterdik. Hergün üç-beş tanesi telef olup giderdi zavallıların. Şimdi ise savaşan askerin tamama yakını profesyonel. Bir kısmı bedel ödüyor, onları yatıp kalkmayı, adam gibi laf dinlemeyi öğrensinler diye bir ay eğitiyoruz. Bir bölüğü ise 6 ay askerlik yapıyor, onlar da zorunlu yer ve kıta hizmetlerinde çalışıyor. İşler tersine döndü, Mehmetçik sınırdan elli kilometre ilerde devriye geziyor. Kimse de yanına yanaşamıyor.

Bir zamanlar asker kışlada bekler, bir olay olduğu zaman göreve giderdi. orman yangınında önce asker giderdi yangın söndürmeye. Çünkü orman işletmesinin elinde yangın söndürme elemanı olmadığı gibi uçak ve helikopteri de yoktu. Asker, bir elinde kürek, bir elinde çalı parçası yangının üstüne gider, çoğu da korkuyla ateşten uzak bir yere sığınıp yangının sönmesini beklerdi . Deprem olduğunda da asker öncelikle sahaya iner, elindeki kazma kürekle birşeyler yapmaya çalışırdı. O zamanlar ne şimdiki gibi binlerce dozer ve kepçe, ne de bu işin uzmanı yangın söndürme elemanı bulunurdu.

Büyük asayiş olaylarında da yine askeri öne sürerdik. Asker kalabalığın içine dalar, kimisi ölçüyü fazla kaçırıp vatandaşın kafasını kırar, bir kısmı ise nümayişçilerden dayak yerdi. Hatta silahını kaptıran bile olurdu.

İşte bütün bunlar son bulduğu için birileri eski günlerin özlemini çekiyor.

 

 

DİĞER YAZILARI Seçmen Yeni Seçilen Belediye Yöneticilerinden Ne Bekliyor 01-01-1970 03:00 Filimi Geriye Saralım 01-01-1970 03:00 Seçimleri Kim Kazandı ? 01-01-1970 03:00 Şimdi Ne Olacak ? 01-01-1970 03:00 Hüzünlü Gemi 01-01-1970 03:00 Behçet Saatcı'nın Yolu Açılıyor 01-01-1970 03:00 Vatandaş Yasalara Uymuyor, Biz de Yasaları Vatandaşa Uydururuz 01-01-1970 03:00 Fethiye Neden Fethiye Oldu? 01-01-1970 03:00 Muğla Seçimlerinin Sosyo Politiği 01-01-1970 03:00 Bugün Ne Yazsam Acaba? 01-01-1970 03:00 Bana Göre Hava Hoş 01-01-1970 03:00 İngiltere 3-Türkiye 0 01-01-1970 03:00 Herkes Safını Belirlesin 01-01-1970 03:00 Fethiyeli Ak Parti Seçmeni Endişeli 01-01-1970 03:00 Aaa... Adama Bak, Dama Çıkmış Atlayacak 01-01-1970 03:00 Elektrik Direklerinin Dili Olsa 01-01-1970 03:00 Osman Abiyi Uğurlarken 01-01-1970 03:00 Newsweek Ne Diyor 01-01-1970 03:00 Ağır Ağır Çıkacaksın Bu Merdivenlerden 01-01-1970 03:00 Karamsarlık ve Yılgınlık 01-01-1970 03:00 Tosun Gibi Maşallah 01-01-1970 03:00 Seçim Mitingi Mi, Aday Tanıtım Toplantısı Mı? 01-01-1970 03:00 "Nedir bu Atatürk ilkeleri? 01-01-1970 03:00 Emperyalizmin Dini Yoktur 01-01-1970 03:00 Athena 01-01-1970 03:00 Bir Başkadır Fethiye'nin Sonbaharı 01-01-1970 03:00 Ortanın Solu 01-01-1970 03:00 Filistin İsrail Savaşı Nereye? 01-01-1970 03:00 Filistinde Neler Oluyor 01-01-1970 03:00 Rüzgâr Gibi Geçti 01-01-1970 03:00 İmama Kızıp Oruç Bozmak 01-01-1970 03:00 Küresel Isınma, Yanlışlar ve Doğrular 01-01-1970 03:00 Müşteri Kızıştırma 01-01-1970 03:00 Besmeleyi Unuttuk 01-01-1970 03:00 Milli Eğitim Faciası Ne Zaman Son Bulacak? 01-01-1970 03:00 Önce Kendimizi Eleştirelim 01-01-1970 03:00 Sesi Çıkmayan Siyasetçiler 01-01-1970 03:00 Rahat Bırakın Kızları 01-01-1970 03:00 Ne Kadar Da Sevinmiştik 01-01-1970 03:00 Türkiye Anadolu'dan Büyüktür (II) 01-01-1970 03:00 Türkiye Anadolu'ya Sığmayacak Kadar Büyüktür 01-01-1970 03:00 Villakondu 01-01-1970 03:00 Bizden Hatırlatması 01-01-1970 03:00 Kültürel Saldırı Altındayız 01-01-1970 03:00 Elbette Bir Bildiği Vardır 01-01-1970 03:00 Sıcaklarda Ne Yapmalıyız 01-01-1970 03:00 Sağlam Giren, Hasta Çıkar 01-01-1970 03:00 Örgüt Yöneticileri Nasıl Olmalı 01-01-1970 03:00 Örgüt Yöneticileri Nasıl Olmalı 01-01-1970 03:00 Gökkuşağı 01-01-1970 03:00 Cenazeyi Taşıyan Başka, Gömen Başka 01-01-1970 03:00 Karasinek mi, Sivrisinek mi? 01-01-1970 03:00 İsimler, İsimler, Yeni İsimler 01-01-1970 03:00 Cenazeyi Taşıyan Başka, Gömen Başka 01-01-1970 03:00 Karasinek mi, Sivrisinek mi? 01-01-1970 03:00 İsimler, İsimler, Yeni İsimler 01-01-1970 03:00 İsimler, İsimler, İsimler... 01-01-1970 03:00 Matematik Ne Diyor? 01-01-1970 03:00 Yüzde Elli İki Yetmez 01-01-1970 03:00 Bu Adamlara Devlet Teslim Edilmez 01-01-1970 03:00 Mozart'ın Kapı Gıcırtısı Konçertosu 01-01-1970 03:00 Okçular Tepesinde Ne Oldu 01-01-1970 03:00 Bu Seçim Farklı Seçim 01-01-1970 03:00 "Megri, megri" 01-01-1970 03:00 Böl ve Yönet 01-01-1970 03:00 Kıyamet Erken Koptu 01-01-1970 03:00 Üretici Kazandı 01-01-1970 03:00 Bu Ne Biçim Sol 01-01-1970 03:00 Kime Propaganda Yapalım 01-01-1970 03:00 Boş Atıp Dolu Tutmak 01-01-1970 03:00 Allah Akıl Versin 01-01-1970 03:00 "AKP'lilerin İzmir'de işi yok. Burası Atatürkçü'lerin." 01-01-1970 03:00 Seçim Toto 01-01-1970 03:00 Biraz Da Gülelim 01-01-1970 03:00 Sonunda Oldu 01-01-1970 03:00 "Başbakan Erbakan, Şakadan" 01-01-1970 03:00 Siyasi Parti Mi, İşçi Bulma Kurumu Mu? 01-01-1970 03:00 Soğanın Cücüğü 01-01-1970 03:00 AHLAKIN FAY HATTI: 01-01-1970 03:00 Müteahhitler Günah Keçisi Oldu 01-01-1970 03:00 "Yaşadığımız Tek Sorun Yağmacılık Değil Yalancılıktır" 01-01-1970 03:00 Muhalefet Nasıl Yapılır 01-01-1970 03:00 Rıfkı Nereye Kayboldu? 01-01-1970 03:00 Sokak Köpekleri Üzerinden Siyaset 01-01-1970 03:00 Tasarruf Etmeyi Öğrenelim 01-01-1970 03:00 Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Fethiye’de 01-01-1970 03:00 Nasıl Bir Siyasetçi İstiyoruz 01-01-1970 03:00 Asgari Ücret Efsanesi 01-01-1970 03:00 Anlayamadıklarım 01-01-1970 03:00 Oyun İçinde Oyun 01-01-1970 03:00 Aspirin 01-01-1970 03:00 Medyanın Gücü 01-01-1970 03:00 Bu Da Mı Gelecekti Başıma? 01-01-1970 03:00 01-01-1970 03:00 Babadağ'ın Babası 01-01-1970 03:00 Göründüğün Gibi Ol, Olduğun Gibi Görün 01-01-1970 03:00 LGBTI'yi Konuşmak Yasakmış 01-01-1970 03:00 Tunç Soyer Neden Böyle Konuştu 01-01-1970 03:00 Tatil-i Eşgal 01-01-1970 03:00 Enflasyon 01-01-1970 03:00 Ayıp Ettin Osman Abi 01-01-1970 03:00