Son yıllarda Türkiye ile Yunanistan arasındaki turizm dinamikleri, karşılıklı olarak büyük önem arz etmektedir. Özellikle Yunan adalarının Türk tatilciler tarafından tercih edilmesi, her iki ülkenin turizm ekonomisini etkilemektedir. Geçtiğimiz yıl uygulanan kapıda vize imkanı, Türk turistler için cazip bir alternatif sunmuş ve bu durum Yunanistan’ın ekonomik kazancına önemli katkılarda bulunmuştur. Ancak, Yunan hükümetinin kapıda vize uygulamasını uzatma çabaları, Türkiye tarafında benzer bir etkinliğin yanıtını bulamamış olması dikkat çekicidir.
Türk tatilcilerin Yunan adalarına yönelmesinin sebepleri arasında, kapıda vize uygulamasının yanı sıra, Türkiye'deki tatil fiyatlarının yüksekliği de önemli bir yer tutmaktadır. Yunan adalarının sunduğu doğal güzellikler ve özgün kültürel deneyimler, Türk turistler için bir çekim merkezi haline gelmiştir. Özellikle Ege Denizi'ndeki adaların sunduğu alternatif tatil seçenekleri, tatilcilerin Yunanistan’a olan ilgisini artırmıştır. Bununla birlikte, yaşanan fahiş fiyat uygulamaları, Türk turistlerin yönelimlerini daha da güçlendirmiştir.
Fethiyeli turizmciler, kapıda vize uygulamasının yeniden başlatılabilmesi ve Türkiye’nin tatil destinasyonlarının cazibesinin artırılması için aktif çalışmalar yürütülmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Mehmet Hikmet Selçuk gibi yerel işletmeciler, özellikle fiyat denetimlerinin artırılması ve fahiş fiyat uygulamalarının önlenmesi gerektiğini ifade etmektedir. Geçen yıl yaşanan yüksek fiyat artışları nedeniyle Türk tatilcilerin Yunan adalarına akını hiç de sürpriz olmamıştır. Ancak, bu durum sadece Yunanistan için değil, aynı zamanda Türkiye için de bir kayıp olarak görülmektedir.
Yunan hükümetinin kapıda vize uygulamasını uzatmak istemesi, ekonomik faydanın yanında turizm gelirlerinin sürdürülebilirliği açısında da önemli bir adımdır. Ülkenin turizm altyapısının güçlendirilmesi ve Türk tatilcilerin tercihlerini artırmak için yapılan bu yenilik, Yunanistan’ı turizmde bir adım öne çıkarmaktadır. Oysa, Türkiye'den gelen tatilcilerin geri dönüşü için gerekli hamleler henüz yapılmamıştır. Ne hükümet ne de turizm sektörü, yaşanan bu kaybı telafi etme yönünde etkin bir strateji geliştirmiştir. “Nasılsa gelirler, Allah’tan umut kesilmez” şeklindeki yaklaşım, Bunu değiştirmek ve yerli turizm sektöründe rekabeti artırmak adına duyulan gereklilik göz ardı edilirken, gelecek yıllarda karşılaşılacak sorunlar da derinleşecektir.
Hedef pazar olan Türk turistlerin yurt dışında kalması, sadece ekonomik kayıplara neden olmakla kalmayacak, aynı zamanda Türk turizminin uluslararası sıralamadaki yerini de zayıflatacaktır. Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da yaşanan fahiş fiyat uygulamaları devam ederse, Türk tatilcilerin Yunan adalarını tercih etmesi yine muhtemel bir gelişmedir. Dolayısıyla, Türk turizmcilerin fiyattaki aşırılıkları denetlemek adına alacakları önlemler hayati bir önem taşıyacaktır.
Öte yandan, İngiltere'de katılan Fethiye temsilcileri, önümüzdeki turizm sezonu için umut verici tablolardan bahsetmektedir. Ancak bu umut, gerçekçi bir zemin üzerine oturmadığı takdirde hızlıca yıkılabilir. Dolayısıyla, Türk turizmcilerin atması gereken adımlar, daha önceki dönemde kaybettikleri müşteri potansiyelini geri kazanmak için kritik öneme sahiptir.
Sonuç olarak, Yunanistan’ın kapıda vize uygulamasını uzatma kararı, Türk turizmciler için bir ders niteliği taşımaktadır. Eğer Türk turizm sektörü, mevcut sorunları göz ardı etmeye devam ederse, sadece Yunan adalarına giden Türk tatilcilerin sayısında artış değil, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası turizmdeki rekabet gücünde de düşüş yaşanacaktır. Gelecek yıl, Türk tatilcilerin doğru hedeflere yönlendirilmesi için etkin stratejilerin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, hem hükümetin hem de sektör paydaşlarının ortak bir çaba göstererek, Türkiye’nin turizm potansiyelini en üst seviyeye çıkarması zaruridir.