Tarih boyunca bilgeliği ve hekimliğiyle anılan Lokman Hekim, sadece bedensel şifalara değil, aynı zamanda ruhlara da dokunan öğütleriyle tanınır. Rivayet olunur ki, Lokman Hekim'in ten renginin siyah olmasından dolayı onu kıskanan ve aşağılamak isteyen densiz biri, bu fiziksel özelliği üzerinden dil uzatmaya cüret eder. Ancak Lokman Hekim'in bilgece cevabı, sadece o densize değil, yüzyıllar sonrasına uzanan evrensel bir ders niteliğindedir: "Ne o kardeşim, boyayı mı, yoksa boyacıyı mı beğenmedin?"
Bu zarif ve derinlikli cevap, insanın değerinin ten rengi, fiziksel özellikler veya dış görünüş gibi geçici ve yüzeysel unsurlarla ölçülemeyeceğini vurgular. Lokman Hekim, yaratılışın bir parçası olan fiziksel özellikler üzerinden yapılan her türlü ayrımcılığı ve alaycılığı temelden reddederek, asıl olanın insanın özü, bilgisi, ahlakı ve yaptıkları olduğunu hatırlatır.
Maalesef günümüzde de insanların fiziksel özellikleriyle alay etmek, onları dış görünüşleri üzerinden yargılamak yaygın bir sorun olmaya devam etmektedir. Kiloları, boyları, ten renkleri, burun şekilleri veya herhangi bir fiziksel özelliği nedeniyle insanlar acımasız eleştirilere maruz kalabilmekte, bu durum bireylerin özgüvenlerini zedelemekte ve derin psikolojik yaralar açabilmektedir. Sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte bu tür zorbalıklar daha da görünür hale gelmiş, "beden utandırma" (body shaming) adı altında yeni bir boyuta ulaşmıştır.
Peki, bir insanı fiziksel özelliklerine göre yargılamak neden yanlıştır?
Öncelikle, fiziksel özelliklerin büyük bir kısmı bireyin kontrolü dışındadır. Genetik miras, çevresel faktörler veya sağlık durumları gibi etkenler, insanların nasıl göründüğünü belirleyebilir. Bu kontrol dışı özellikler üzerinden bir insanı eleştirmek veya alaya almak, haksızlıkların en büyüğüdür.
İkincisi, fiziksel görünüş bir insanın karakteri, zekası, yetenekleri veya değeri hakkında hiçbir bilgi vermez. Tarihte ve günümüzde nice başarılı, bilge ve değerli insan, farklı fiziksel özelliklere sahip olmuştur. Önemli olan, bir bireyin topluma ve insanlığa neler katabildiğidir, dış kabuğu değil.
Üçüncüsü, fiziksel özelliklerle alay etmek, alay edilen kişide derin travmalara yol açabilir. Kendine güvensizlik, sosyal anksiyete, depresyon ve hatta yeme bozuklukları gibi ciddi psikolojik sorunlara neden olabilir. Her birey, olduğu gibi kabul edilme ve saygı görme hakkına sahiptir.
Lokman Hekim'in asırlar önceki bilgece yanıtı, bu evrensel gerçeğin altını çizer. Bize düşen, "boyayı" değil, "boyacıyı," yani dış görünüşü değil, insanın iç dünyasını, ahlakını, bilgisini ve erdemlerini değerlendirmektir. Beden olumlama hareketinin de vurguladığı gibi, her bedenin güzel ve değerli olduğu bilinciyle hareket etmek, farklılıklara saygı duymak ve insanları fiziksel özellikleri üzerinden değil, insani değerleri üzerinden yüceltmek hepimizin sorumluluğudur.
Unutmayalım ki, gerçek güzellik kalplerde ve zihinlerdedir. Bir insanın değeri, teninin renginde değil, ruhunun derinliğindedir. Lokman Hekim'in dersi, bu basit ama güçlü gerçeği bize her daim hatırlatmalıdır. İnsan onuruna yakışır bir toplum için, fiziksel farklılıkları birer zenginlik olarak görmeli ve her türlü ayrımcılığı reddetmeliyiz.