İslam dininin benzersizliği ve eşsizliği konusunda pek çok tartışma ve görüş ortaya atılmıştır. İslam inancına göre, Allah tek ve bir olduğundan dolayı din de tek olmalıdır. Hz. Adem'den başlayarak Hz. Muhammed'e kadar tüm peygamberler İslam'ı tebliğ etmişler ve tek bir dinin mensupları olmuşlardır. İslam'ın üstünlüğü ve diğer dinlerin kabul edilmeyeceği konusunda Kuran'da pek çok ayet bulunmaktadır. Örneğin Âl-i İmrân Suresi 85. Ayet'te şöyle buyrulmaktadır: "Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır."
Bu ayette belirtilen "İslam’dan başka din arama çabası içine girmenin hüsranla sonuçlanacak beyhude bir gayret olduğu" vurgusu, İslam'ın mutlak doğruluğuna ve diğer dinlerin geçersizliğine işaret etmektedir. İslam inancına göre, dinin temel amacı insanları Allah'a yönlendirmek ve onun emirlerine uygun bir şekilde yaşamalarını sağlamaktır. Diğer dinler ise bu amaca ulaşmada eksik veya yanıltıcı olabilirler.
İslam'ın evrensel mesajı, insanlığa barış, adalet, merhamet ve doğruluk prensiplerini öğretir. Tüm insanların tek bir Allah'a inanması ve O'na teslim olmaları gerektiği vurgulanır. İslam'ın Nebileri olarak adlandırılan peygamberler de bu mesajı insanlara iletmek ve günlük hayatta nasıl uygulamaları gerektiğini göstermek amacıyla gönderilmişlerdir.
İslam inancının temel prensipleri olan iman, ibadet, ahlak ve toplumsal sorumluluklar, Müslümanların hayatlarının her alanında rehberlik eder. İslam'ın üzerinde durduğu adalet, eşitlik, hoşgörü ve insan hakları gibi değerler, modern dünyada da önemli birer referans noktası olmuştur.
Sonuç olarak, İslam dininin benzersizliği ve diğer dinlerin kabul edilmeyeceği vurgusu, inananlar için kesin bir gerçeklik olarak kabul edilmelidir. İslam'ın evrensel mesajı, tüm insanlığa barış ve huzur getirmeye yöneliktir ve bu nedenle diğer dinlerin değil, sadece İslam'ın insanları gerçek kurtuluşa ve saadete ulaştırabileceği kabul edilmelidir.