Engelliyor bazıları bizi sosyal medyada. İşlerine gelmiyor olabilirim. Başa çıkmak kolay değil tabi. Ne haybede çok şükür bir pislik var, ne mevki, ne makam,ne ihale, ne iltimas beklentimiz yok.. Gururluyum bu konuda. Tabii ki yalnızım o ayrı. Recep Tayyip Erdoğan'ın bile yapayalnız olduğu bir durumda, bizim yalnızlığımızın ne önemi var ki? Mühim olan nerede durduğumuz değil mi?
Allah beyin engeli vermesin.
Alıyor bazen beni bi gülmeler sormayın gitsin.
Sosyal medyada paylaşımlar yapıyorum ya. Bazen akıl tutulmasına eş cevaplar alıyorum. Üye bile olmayan, AK Parti dışından diye mırmır edenler de olmuyor değil. Bunu AK Parti'ye üye oldukları için mi yapıyorlar, üyeliğin AK Parti'li olmanın, bu davayı savunmanın, Recep Tayyip Erdoğan'a biat etmenin ön şartı olarak mı söylüyorlar bilmiyorum.
Bilmiyorum çünkü cevap verecek kapasiteye sahip değiller. Eğer öyle ise, önce kendilerinin şöyle göğsünü gere gere Recep Tayyip Erdoğan'a biat ettiklerini söylemeleri gerekmezmiydi?
Tık yok.
Belli ki, ufuklarında, beyinlerinde yepyeni, nur topu gibi ihaleler falan var. Değilse, 31 Mart seçimlerinde bile tek bir kere sahada olmayanların, pervasızca cevaplar vermelerinin altında başka ne gibi bir neden olabilir ki? AK Parti sayesinde yükünü tutmuşları doyurmak kolay değil. Hep açlar. Hep isterler. Hiç vazgeçmezler...
Alıyor gülmeler işte...
Açık ve net bir şekilde söyleyelim;
Adalet Ve Kalkınma Partisini, bütün illerde İl Başkanı, İlçelerde İlçe Başkanı, mahallelerde Mahalle Başkanı temsil eder.
AK Parti'yi AK Parti’li gazeteciler yazmayacak, ama AK Parti’nin kıyısında, köşesinde olmayanlar yazacak, bizimkilerin de hoşuna gidecekmiş... AK Parti davasıyla uzaktan yakından alakası olmayanların, AK Parti'yi değil de, AK Parti'ye nüfuz eden birkaç isme çalışmalarının altında yatan sebep nedir dediğimizde...
Bu nasıl bir girift durumdur çözebilen varsa beri gelsin..
AK Parti'yi savunmak için temel lazım. Şuur lazım. İdrak lazım. AK Parti'yi savunmak, içinde veya dışında, kim olursa olsun yanlışa yanlış demekten geçer. Hayır geçmez diyen bir babayiğit varsa çıksın görelim.
Tabi bir türlü AK Parti’li olamayanlar, AK Parti'de kalmaya, AK Parti sayesinde her türlü işi götürmeye çalışanlar, birilerine yazdırıyorlar zaten.. Biz de bunlara aşılamadık demeye devam..
İktidar nimetlerinden faydalanmak için bir partide olanları geçmişte çok gördük. İsmen oldular, fikren, zihnen, fiilen hiçbir zaman olmadılar çünkü. Hala yok mu bu tipler? Olmaz mı hiç? Şahsi ikballeri için, müstevlilerin siyasi emelleriyle bile tevhid ettiklerini gördükçe, temelleri taaa 1969 larda atılan bir davanın savunması elbette birkaç kişiye düşer.
Allah o üçbeş kişiden biri olmayı bizlere nasip etsin.
Korkumuz yok kimseden....
Evet.
AK Parti Genel Başkanını Muğla'da AK Parti il başkanı temsil eder.
Bu kadar açıktır.
Siyasi parti silsile meselesidir.
Devlet makamları da öyledir.
Kamu kurumları, bakanlıklar Devleti temsil eder. Siyaseti değil.
Kamu kurumlarına, Bakanlıklara, eğer bir İl başkanı da gidecek olsa, orada durum başka bir merhaleye evrilir.
Konu yerelden çıkmış, genele dönmüştür. Bu sebeple, AK Parti Genel Başkanı sıfatından daha büyük, en büyük makamla alakalı olmuştur. Cumhurbaşkanlığı ve Hükümeti..
Yerelde AK Parti Genel Başkanını temsil eden biri, bir üst makamın kurumları ile ilgili bir tasarrufta bulunacaksa, bunu mutlaka ama mutlaka, Devleti temsil makamının en yüksek makamından ikincisi olan TBMM üyesi ile yapar. Kamu, öncelikle siyasi partiyi değil, o siyasi partinin Kamu adına vazifelendirdiği ve seçtiği TBMM üyesini muhatap alır. Ha, derseniz ki, il başkanı gitti görüştü, o kadar. Gerisi ?
Daha evvel yazmıştım İl Protokol listesini. İl Başkanı kaçıncı sırada, milletvekili kaçıncı sırada olduğu orada alenen belli. Bir ilde, milletvekilinin, Parti çalışmalarında direkt olarak İl veya ilçe başkanına tabi olması, o milletvekilinin İl başkanından sonra geldiği anlamına asla gelmez. Bunu yazan kökten laik seküler yazarlar, aynısını CHP ye deseler, fasulye sırığı ile koştururlar oradan. Sonra açıklama yapılmaya çalışıldı. Efendim Valilik protokolü ile Parti protokolü ayrıdır diye.
Alıyor gülmeler bizi.
Hani nerde?
Temsil başka birşey kardeşim, daha nasıl anlatalım bunu size.
Aslında şunu diyor bu kalem erbapları kendi akıllarınca.
İl başkanı AK Parti Genel Başkanını temsil ediyor ya, o halde milletvekillerinin üstündedir. Dolayısı ile yanına, olmayan, hiçbir yerde yazılmayan, yepyeni bir icat çıkararak, 2 nci başkanı da alır, paşa paşa bakanlara gider. Milletvekili de neymiş demek istiyor.
Milletvekili bugün Kadem Mete ve Yakup Otgöz. Yarın?.
Ya sizin o yere göğe sığdıramadığınız birilerinden birileri ALLAH KORUSUN! oluverirse?
Makamları ne bu şekilde, ne de liyakatsizlikle kimse yıpratamaz. Hele bu, bu davaya kökten karşı olanların, bir kaç kişiyi, hangi menfaatler gereği desteklemek mecburiyetinde olanlar eliyle, zinhar olamaz.
Neredeyse AK Parti Genel Başkanını temsil eden il başkanı Vali'den de büyüktür diyecekler de, yemiyor belli ki. Kurumlararası silsileyi dahi bilmeyecek kadar cahiller. Amaçları bambaşka çünkü.
İlk defa duydum.
Meğer Sayın Kadem Mete, İl başkanı olarak, Menteşe ilçe Başkanı Mustafa Algan'ı seçtirmek istemiş de olmamış. Onun için de Muğla ziyaretlerinde il başkanı, il yönetiminden kimse yokmuş, sadece Menteşe ilçe Başkanı varmış.
Allah'ım aklıma mukayyet ol.
İl Başkanı Kadem Mete ile gezebilir mi sordunuz mu?
İl başkanı, Fethiye'den ziyarete gelen Muhammed Kökten ve Heyeti ile bile bir kare resim veremedi ki.
İl başkanı Rahmetli Cengiz Çay'ın cenazesinde, Sayın Yakup Otgöz'e selam bile veremedi. Nasıl Kadem Mete ile gezebilecek ki?
Yine bu şahıs bazlı kalem oynatanlar, belli ki, tayin işlerini yapmayan Kadem Mete'yi unutamıyorlar..
Milletvekilleri kamu kurum ve kuruluşlarını her zaman ziyaret ederler. Ziyaret için de yanlarına mihmandar olarak kimleri alacaklarının kararını kendileri verirler. Ne il başkanı, ne ilçe Başkanını almak, izin almak, yanında bulundurmak gibi bir mecburiyetleri yoktur. Bu ziyaretleri Cumhurbaşkanımız ve TBMM adına yaparlar. Konunun içeriğinin hiç önemi yok.
Ha, Milletvekilleri, mensup oldukları Partilerin teşkilatlarına ziyaret, program vs için gidecekse, zaten ilçe Başkanı, il başkanı mutlaka olur. O ziyaret veya programı da il veya ilçe yaparak, Milletvekillerine sunar. Silsileyi iyi bilin bre cahal tayfası...
Bu kalem erbapları, işlerini yapmayan herkese anında taraf oluyorlar zaten. Sen misin beni görmeyen?
Demek ki kendilerini görenleri de göklere çıkarıyorlar, ilginç...
Bunların kaleminden 15 Temmuz çıkmaz, Ayasofya çıkmaz, Allah, Peygamber yazmaz bunların kalemleri. Varsa yoksa nakden işler. Al gülüm, ver gülüm...
Tabi Muğla'da alabildiğince Kamu kurumları üzerinde bir baskı bulutu da hakim.
O kurum onun, bu kurum bunun. O halde şunun kellesi vurula.
Bu diktatörlere has bir durumdur. Despotlar ancak böyle davranır. Gücünü bir baskı unsuru olarak kullananların yapabildikleri tek şey budur çünkü.
Şimdilerde İl Sağlık Müdürü ile AK Parti MKYK üyeliğini hedefe koydular.
Neymiş, il sağlık müdürü görevden alınacakmış da, yerine şu kişi gelecekmiş. O, şu kişi dediklerini kim getirmek istiyor? Bu protokolde, silsilede yeri falan var mı mesela? Tık yok. Niye? Çünkü o kahrolası çıkar ilişkisi var da ondan. Dadanma, abanma işleri....
Ya il sağlık Müdürümüz görevden alınmazsa ne olacak?
Ya sizin ısrarla istediğiniz hanfendi değil de, başka biri olursa? Tarım İl Müdürlüğünde düştüğünüz durumu tekrar yaşarsanız? Karizma çizilmez mi diyorsunuz? Kıvırırız olur biter yani. Maharetinize şapka çıkarırız bu konuda bilirsiniz..
Görelim...
MKYK..
23 Şubatta Genel Kongre var.
Birçokları çoktan yola revan olduklarını bile. Çukurambarda kamp kuranları söylemeye gerek var mı bilmiyorum. Bazıları süresiz residance bile kiralamış Ankara'da.
Ya ne menem bir yermiş bu MKYK?
Kadem Mete'nin MKYK üyeliği gibi bir amacının olduğunu hiç zannetmem.
Ama eski İl Başkanını kimlerin ısrarla MKYK ya sokmaya çalıştığını pekala biliyorum. İl Başkanı iken ne faydası oldu ki, MKYK da ne faydası olur takdir sizlerin.
Yelda Erol Gökcan hem MKYK üyesi, aynı zamanda Teşkilat Başkanı Yardımcısı. Aydın İl Koordinatörü.
Aydın kongresinde göstermiş olduğu muhteşem başarı, Genel Merkez tarafından takdir edildi. Bunu Genel Merkez hiçbir şekilde göz ardı etmeyecektir. Aydın'da Mehmet Erdem Başkanlığında kurulan teşkilat tam da olması gerektiği şekilde kuruldu.
Tabi Muğla'dan MKKY ya girmek için başka kapılar aşındıranlar yok mu?
Olmaz mı? Artık, el öpmek moda oldu biliyorsunuz.
Olsun.
Hasılı.
AK Parti Genel Başkanını İl Başkanı temsil eder. Temsiliyetin protokolle uzaktan yakından alakası yoktur.
Son Söz;
Adalet Ve Kalkınma Partisi Muhafazakar ve Demokrat bir partidir.
Sekülerliği reddeder.
Der;
#SöylerimGeçerim