Aydın İl kongresi yapıldı.
AK Parti önceki dönem Milletvekilimiz Mehmet Erdem İl Başkanı oldu.
Aydın hakikaten bu işi çok sıkı tuttu. Çok geniş kapsamlı istişareler yaptı. Partinin dününden itibaren bütün artılarını, eksilerini defalarca masaya yatırdı. Hatalar teker teker ele alındı. Neticede AK Parti’nin yerelde de iktidar olması, mevcut potansiyelin artırılması için ehil insanlarla yola devamı yönünde bir karar verildi.
O kadar sağlam bir kadro kurmuş ki Mehmet Erdem, adeta mazi ile el'an'ı, âtîyi inşa ettiriyor desek yeridir.
AK Parti’nin son kongrelerine baktığımızda, Aydın Kongresinin apayrı bir yeri var sanki.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Rize kongresinde vermiş olduğu mesajların Aydın kongresinde vücut bulduğunu söylemek çok doğru olacaktır.
Öyle ki ; Bu davanın çilesini çekmek için ömürlerini adamışlarla, siyasi hayatına bu davada başlayanlar bir arada.
Ahmet Rıza Acar Refah Partisi'den bu yana hep mücadelenin içinde.
İsmail Hakkı Eser Bey, Aydın'da AK Parti bayrağını en layıkı ile temsil etmiş eski İl Başkanı. Hüsnü Elbir, Hüseyin Pekgüzel... Daha pek çok isim. AK Parti Aydın'da yıllarını vermiş isimler.
Mehmet Erdem. AK Parti'de iki dönem milletvekilliği yaptı. MKYK üyeliği yaptı. Tabiri caiz ise, AK Parti duruşu ve vizyonunu bu güne kadar hep temsil edegeldi. Bugüne kadar şahsen ne zaman bir ricamız olsa, asla geri dönüşsüz bırakmamış, aksine takibini de yapmış biri.
Dertli biri. Zaten dertli olmasa idi, bu kadar ciddi bir yönetim oluşturabilir miydi?
Bu listenin elbette oluşmasında, çok kıymetli Ömer Özmen Bey'in de katkısının olduğunu hissetmek zor olmasa gerektir. Aydın tam bir gövde gösterisi ile sahaya indi bu liste ile.
Gaye belli; Aydın'da AK Parti bayrağı göndere çekilecek.
Bu ekipte bu ruh var.
Başarmak ya da kaybetmek yine kendi ellerinde.
Bu ekibin mazereti olmayacak çünkü. Hedefe kilitlendiğinde, yolda arızî durumlara müsaade edilmezse, ben şimdiden bir dahaki seçimde AK Parti Aydın Büyükşehire hayırlı olsun derim.
Koordinasyonun önemi herkesçe malumdur.
Bilmeyenler de bilsin diye yazayım isterim.
AK Parti Aydın İl Koordinatörü Yelda Erol Gökcan'dır. Kim bilmiyor ki demeyin sakın. Evinin önünde duran TOGG u görüp de " HALA TOGG almamış mı" diyen kalem erbaplarının olduğu Muğla burası.
Yelda Erol Gökcan belli ki hiçbir kesim ile irtibatı koparmamış. Mutlaka yönlendirmeleri olmuştur. Şehir içi dinamikler, Parti içi güç dengeleri ile epeyce istişare de etmiştir. Öyle kolay değil tabi. Ve nihayet. Böyle bir yönetimin oluşmasında "benim de payım var" demek. Ne güzel değil mi?
Belli ki Yelda Hanım bizim koordinatör gibi yapmamış. Koordine de etmiş. Koordinasyonun sıradan bir poz vermenin ötesinde, manevi ve ahlaki bir sorumluluk olduğundan hareket ederek çalışmış.
İl Başkanı Mehmet Erdem'i, Yönetim Kurulu'nu, İl Koordinatörü Yelda Erol Gökcan'ı canı gönülden kutluyorum.
AK Parti 94, 2002 ruhunun Aydın'da vücut bulduğunu görmek beni heyecanlandırdı.
Muğla’da bu heyecanı görmek malesef mümkün değil. Bir oldu bitti hamlesi ile ortaya çıkarılan listelere baktığımızda, Muğla'nın Aydın'lılar gibi, seçim alma, belediye kazanma, milletvekili sayısını yükseltme, ilçeleri alma, birlik olma gibi bir dert için oluşmadığını görmek zor değil.
Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın "teşkilatlar için çok şikayetler alıyorum" sözünden, Muğla'dan kaç yüz şikayet aldığını da merak ediyorum. Hiç almamış olamaz. Almamışsa durum daha da vahim demektir. Demek ki şikâyetler bile bir yerlerde takılabiliyorsa...
Aydın'da yeni göreve gelen Yönetim, önceki dönemleri kastederek " Partiyi AKP lilerden kurtardık" der mi bilmiyorum ama, AKP'yi AK Parti'lilerden kurtardık hiç demezler diye düşünüyorum. Çünkü hiçbirinin şahsi ikballeri ortaya çıkmayacak. Şahsi ikbalin olmadığı bir yerde başarı mutlaktır. Bu yönetim aynı zamanda hata yapmaya meyilli olanları, olası bir negatif duruma sebebiyet verebilecekleri de dizginleyecek, durduracak, hatta olgunlaşmasını da sağlayacak AKİL bir kadro. Kişi kişinin aynası derler ya. Tam o türden yani. Mehmet Erdem'in, İsmail Hakkı Eser'in olduğu bir masada kimse şarap içemez. Kimse seküler bir imaj ortaya koyamaz. Onlar yasaklamazlar. İçmeyin, giymeyin demezler de. Lakin duruşun ağırlığı başkalarının çeki düzen vermesine vesiledir. Bu bir tavırdır çünkü. Liderin şahsında tecelli eden muazzam ve münevver davanın, kişilere, kişiler nezdinde temsiliyete, temsil ile birlikte kurumlara sirayet etme halidir.
Bu isimler, bulundukları ortamın kabına göre şekil almazlar çünkü. Girdikleri kalıba kendi şekillerini veren insanlar...
Mehmet Erdem donanımı, duruşu, davaya sadakati, mücadele azmi ile oturduğu koltuğa layıkı ile hakkını verecek bir isimdir. Bu sıfatları ile gelmiştir. Yoksa yerel bir gazete sahibi olup, 7/24 CHP yi öven haberler yaptığı için gelmemiştir yani. Ayırt etmek lazım.
Hasılı. Komşu ilde bir motivasyon, bir sinerji, bir heyecan var. Kimse giden gitsin demiyor. Bir kişi bile darılmışsa sebebini soruyor. Çünkü kaybedecek bir tek nefere tahammülleri yok. Böyle başarıya gitmeye gerek yok zaten, başarı koşa koşa size kendisi gelir.
Darısı Muğla'nın başına demek için çok geç kaldık demesin kimse. Kongre yeni bitti falan.
Siyasette 24 saat çok uzun bir zamandır.
Gün doğmadan neler doğar.
Kim bilir ?
#SöylerimGeçerim