AK PARTİ MUĞLA İL BAŞKANI KİM ?

Milletin 22 yıldan beri teveccühü ile mutlak bir iktidarın temsilcisi AK Parti.
Kendi içinde dinamikleri olan, olması gayet doğal olan bir Parti.
Kırgınlıklar da olur. Bu da son derece doğaldır zaten..
Seçilemeyenler, yönetimlere giremeyenler, seçilenleri eleştirenler her zaman olacaktır. Konunun yapıcı mı, yıkıcı mı, doğru mu, yanlış mı olduğuna bakmak lazım..
Lakin, seçilenler, yönetime gelenlerin hiçbirinin küsme, darılma, yok sayma, tepeden bakma, atar yapma, posta koyma, havalara girme hakkı yoktur. Hakkı olmadığı gibi bu kabil davranış sergileme hadleri hiç yoktur. Kimi temsil ettiğini hiçbir zaman unutmamaları gerekir.
AK Parti gönüller yapmaya talip olan bir partidir. Bu Parti’nin Liderinin en çok üzerinde durduğu husus budur. 
AK Parti’yi temsil edenin kıçı yerle bir olmak zorundadır. Hava atamaz, posta koyamaz. Bu Partiyi babasının malı gibi göremez. 
Dahası; Bu Parti'de itaat edilecek bir tek Lider vardır; O da Recep Tayyip Erdoğan'dır.
İtaat ne demek?
Amacın bu Parti’yi bihakkın temsil edip, Liderine ve Davana layık olmak demek.
İtaat ne demek?
İş takibi, ihale peşinde koşmayacaksın demek.
Demek de demek... 

Dün...
31 Mart seçimlerinde Fathiye Cumhur ittifakı Belediye Başkan adayı Muhammed Kökten, takım arkadaşları ile birlikte Muğla'ya geliyor. Yanında Fethiye eski ilçe Başkanı ve AK Parti Muğla Milletvekili adayı Turgay Öztürk var, yine eski İlçe Başkanı ve Yakup Otgöz'ün danışmanı Mustafa Ali Türkkan, önceki dönem ilçe Başkanı Av. Murat Çağlar Ayıkol var. 7 kişiler.
Muhammed Kökten, AK Parti Muğla İl Başkanını önce arıyor ziyaret için. İl Başkanı randevu veriyor.
İl binasına geliyorlar.
Oradaki görevli veya nöbetçi, doğruca toplantı yapılan salona alıyor.
Bir görevli geliyor, sağdan, soldan resimler çekiyor normal olarak.
Daha sonra il başkanı geliyor. Hosgeldiniz falan.
Hal hatır derken. Tanıtım ve Medya Başkanı geliyor. Tabi şimdi yeni moda oldu bunlarda. Bir paylaşım yapacakları zaman önce iki ana kategoriye ayırıyorlar. İl Yürütme Kurulu, İl Yönetim Kurulu diye. Neyi yürütüp, yönetiyorlarsa! 
Ondan sonra birinci başkan, ikinci başkan, üçüncü başkan gidiyor aşağıya doğru. Ne çok meraklısı varmış şu başkan denilen kelimenin. İkinci başkan garabetini zaten yazmıştım. Bir iki gündür 2 nci başkan lafı ortalıkta yok çok şükür. 2 nci başkan dedikleri yurtdışında mı bilmiyorum tabi. Ama paylaşım yok belli.
Siyasi ve Hukuki işler başkanı 2 nci başkan,
Teşkilat Başkanı 3 ncü başkan mı oluyor şimdi?.
Ama teşkşkat başkanı, il başkanından da öte görünüyor. Sanki başbaşkan..
Neyse..
İl Tanıtım medya Başkanı azıcık ucundan birlik olalım, kırgınlık kalmasın falan filan diyor. Bu arada İl Başkanı bir iki laf giydirmeye çalışınca, Cumhur ittifakı Fethiye Belediye Başkan Adayı bunları konuşmak için değil, sizi tebrik etmek için geldik. Ama Fethiye'ye gelirseniz orada konuşuruz diyor...
Tam bu arada içeriye biri giriyor.
Selam- sabah hak getire...
Ordan çekiyor bi iskemble, lap diye oturuyor İl başkanının yamacına. Surat bi karış. Gözleri ile şöyle teker teker süzüyor gelenleri. Elinden gelse yiyecek sanki. Hani, İl başkanına bile kızacak da sen nasıl olur bunlarla görüşürsün dercesine bakışlar.
Pardon.
Bunun kim olduğunu yazmadım değil mi?
Miraç Cin tabii ki..
Ortam bir anda buz kesiyor tabi. Görüşme bitiyor, misafirin az duranı makbul cinsinden.. Gerçi onlar evin sahibi. Ama Miraç Cin'in bakışına takılırsak misafir bile değiller. Had meselesi. Yarın birgün  ben il başkanlığına gitsem, çok merak ediyorum nasıl karşılarlar bizi diye. Tabi önce buradaki ilçe başkanın yaptığı gibi ÜSTlerini arayıp izin almalarının dışında diyorum...
Muhammed Kökten ve arkadaşları kalkıyorlar, binanın önünde beklemeye başlıyorlar. Hani fotoğraf çekmek adet ya. Her kareyi  sonuna kadar değerlendiren il başkanı ve Miraç Cin, nedense fotoğraf çektirmek için ortalıkta yoklar.
5 dakika yok, 10 dakika yok, 15 dakika hala yok...
Miraç Cin ve il başkanı zırt diye çıkıyorlar il binasından. Miraç apar topar kolundan tuttuğu gibi İl başkanını arabasına bindiriyor.
Sıkıysa çektir resmi der gibi mi, dedi mi bilmiyorum. 
İl Başkanı gidiyor Datça ya doğru. 
İl başkanı resim çektirmeden basıyor gidiyor. Tabi arkadaşlar şok. Birkaç dakika sonra il başkanı seyir halindeki makam aracından, Mustafa Ali Türkkan'ı arıyor. Mustafa Bey diyor, sen arkadaşlara UYGUN bir dille anlatıver, ben daha da zor durumda kalmayayım, resim çekilmek olmasın diyor. Hayda. Koskoca il başkanı, 30 büyükşehirden biri olan Muğla’nın emanet edildiği il başkanı, kendisini ziyarete gelenlerle resim çektirmekten KORKUYOR. Kimden korkuyorsunuz ki? İl Başkanı korkar, ilçe Başkanı korkar. Yahu siz kimden EMİR alıyorsunuz çok merak ediyorum ki ben... Sizi bu kadar sindiren kimin gölgesi söyleyin... 

Muhammed Kökten ve arkadaşları ikinci randevu yeri olan MHP İl binasına geçiyorlar. 

Oradaki ziyareti bitirince, yahu ziyaret ettik ama elimizde bir kare bir resim bile yok. MHP yi ziyaret ettiler, AK Parti'ye niye gelmediler derler diye, ki derler, dönüyorlar tekrar AK Parti il binasına. 
Maksat poz vermek değil. Hani bunlar kalem erbapları vasıtası ile yazdırıyorlar ya, o gelmedi, bu gelmedi, şu tebrik etmedi diye, yarın bir gün elde en azından delil olsun diye, tekrar il binasına geliyorlar. Bari en azından partinin önünde kendimizi çekilelim  diye.
Tam resim pozisyonu almak üzere iken, içeriden biri çıkageliyor. Adı Habil Akçabel. Arkadaş yönetimde biri herhalde. Ama aynı zamanda avukatmış o da. Zaten AK Parti bir nevi baro gibi biliyorsunuz. Avukatlardan vazgeçmez asla...
Diyor ki Habil Arkadaş; Miraç Başkan olmadan, Partinin önünde resim çektirmeniz doğru değil... Ben kendisine haber verdim geliyor diyor...
Miraç baŞkan.
Az sonra o muhteşem bakışları ile rüzgarı yararcasına, ağaçlardaki yaprakları bile yerinden oynatan bir hışımla Miraç Cin beliriyor ufukta.
Aman Tanrım, oh my God !
O hışımla selam falan vermeden doğruca Turgay Öztürk'e hesap sorar gibi, sanki marketindeki ( eski marketindeki) depocuyu azarlar gibi " randevu almadan niye geldiniz siz ?" diyor. Turgay Bey nazik adam. Hiç nezaketli tavrını bozmadan " randevu alarak" geldiklerini söylüyor. Belli ki Miraç Cin kendisinden randevu alınmasından bahsediyor. Ya da, il başkanının zatı şahanelerine bilgi SUNMAMASI canını daha da sıkmış da olabilir. Bilemem. İl Başkanına çıkışmış da olabilir. Çünkü Miraç Cin'in arkası epeyce sağlam biliyorsunuz. Basını tek başına ve sadece kendileri lehine olduğunda öZgür kılan hocalarla takılıyor. Ülke tarihinin görüp göreceği yegane istibdatçılar akıl hocası çünkü. Tabi bu manzara aslında asıl İl Başkanı kim diye de sorduruyor insana doğal olarak. Herşeye bu kadar karışan birine bu haddi kim veriyor mesela? 
Ya da AK Parti Muğla İl Başkanlığında NELER OLUYOR?
Miraç Cin dalıyor içeriye. Girişte bir koltuğa çöküyor seyrediyor dışarıyı. Resmi de gelsin kendisi çektirsin ( İl başkanı için diyor) dediğini söylemiş miydim?
Neyse. Arkadaşlar orada bir kare resim çekerek, AK Parti il başkanlığını ziyaret ettiklerini belgeleyerek ayrılıyorlar. 

Fethiye'ye dönüyorlar. Akşam 18.00 civarında İl Başkanı (muhtemelen Miraç Cin'in haberi olmadan, gizli gizli..) Mustafa Ali Türkkan'ı tekrar arıyor. İl Başkanı diyor ki ; Yahu ben bu olayların bu kadar ciddi olduğunu, sıkıntı olduğunu bilmiyordum.... falan diyor.
AK Parti il başkanı neyin ne olduğunu hala bilmiyor mu yani? Bu tertibi yapanlar belli ki ana amaçlarını, gayelerini, senaryoyu hiç anlatmamışlar mı ne?
Yazık..
İl Başkanı belli ki zorda. Öyle-böyle değil demek ki. Biri çıkıyor 2 nci başkan oluyor, biri çıkıyor il başkanının da üstü gibi davranıyor. Birlik zaten yok. Herkes olmuş birer başkan..
Böyle gider mi yani? Yahu adam " gelsin kendisi çekilsin resmi" diyor, bunun ötesi var mı?
İl başkanı bana göre gerçekten zorda. Belli ki bu ziyaret işi, ziyareti zinhar hoş görmeyenler vasıtası ile hocalarına şikayet edilmiş. İl Başkanı bugün taaaa geçen sene yaptığı bir paylaşımın altındaki bir yoruma DÖRT adet nazar boncuğu koyma gereği duymuş. Sanki tasalanma hocam, emrindeyim der gibi. Bağlılıklarını dört nazar boncuğu ile tescil ediyor sanki... Bence sökmez. Kırmızı kalemi yediyse vay haline. Dişiyle kuş tutsa fayda etmez. 
Korkarım yarın bir gün il başkanını da savunmak bize düşmese..!
Millette ne hocalar var yahu. Ödü sıdıyor birilerinin. Ama siyaset bunu asla kaldırmaz ona göre...
İl başkanı yolda arıyor, çektirmesek daha iyi olur diye. Bunun ötesi var mı?
Hasılı...
Birilerinin zoru ile kurulan yönetim var Muğla'da. Ama ne yönetim..
Kimse kimseyi takmıyor bile.
Bunlar kendi aralarında bile birbirine girmişken, Muğlayı mı düşüncekler? Muğla'lı hiç akıllarına gelir mi sanıyorsunuz siz?
Adam ayağına, Recep Tayyip Erdoğan'ın kapısına gelmiş Neneyi seninle uğraşamam diye cevap veriyor..
Allah sonlarını hayır eylesin.
Muğla İl Başkanı ve yönetimleri malesef ne AK Parti’ye yakışıyor, ne de Recep Tayyip Erdoğan'a. Olan AK Parti’ye oluyor malesef. Kin, nefret, hasetlik ve elbette menfaat üzerine kurulan hiçbir şeyden hayır gelmez. 
Daha da zarar vermeden, yolun başında iken il başkanı ve 13 ilçenin tamamı emanetleri Genel Merkeze teslim etmelidir. Başka yolu yoktur.
Yepyeni bir klavuz ile yeniden kurulmalıdır.
Ama lütfen bu defa klavuz bizden biri olsun. Ne yolda bulunup başımıza bela edilenler, ne de karga olmasın der;
(AK Parti Muğla İl Başkanlığı sosyal medya hesabı ve il başkanı hala bu ziyareti paylaşmadı) 

#SöylerimGeçerim