Yeni bir film senaryosu yazmak üzere kolları sıvadım. Ancak, hemen belirteyim ki bu hikayenin gerçek hayatlarla hiçbir alakası yok. #dercesine. Başrol oyuncuları hazır ve sahneye çıkmaya çok yakın…
Kısa bir özetle, filmin senaryosuna göz atalım. Başrol oyuncumuz iflas etmiş, batmış ve borçlarının altında eziliyor. Kendini toparlamak, eski gücüne yeniden kavuşmak için yola çıkıyor. Ama bu kez, amacına ulaşmak için çok daha büyük bir şey gerekir: Koltuk gücü.
Bu koltuk ona geçici bir saltanat, geçici bir taht vaad eder. Ama tahtın arkasındaki güç ve iktidar ne kadar kalıcı olabilir? Peki ya tahttan indikten sonra? Bu soruya verilen yanıt, belki de filmin en önemli kısmı olacaktır.
Diyelim ki borçlar bitti, kaybolan varlıklar geri alındı, sakladığınız araç nihayet özgürlüğüne kavuştu. Peki, bir anda tüm bu güç, bu koltuk sayesinde mi geldi? O tahttan aldığınız güçle, belki de kaybolmuş olan her şey geri geldi. Miras sorunları çözüldü, maddi ve manevi sıkıntılar sona erdi. Ancak, bu yeni hayatın bedeli ne olacak?
Koltuktan aldığınız güç ile yaktığınız canların bedelini ödediniz mi? Kurduğunuz oyunların alt yapısını kimlerle hazırladınız? Ya şimdi? İzmir, İstanbul, Ankara yolunda yanınızda olanlar düşerken, elinizi tutanların ahını, o koltuktan aldığınız güçle ödeyebilecek misiniz?
Her sabah yaptığınız kahvaltıların karşılığı, yeni bir vekil hazırlığı içerisinde olduğunuzu öğrenenlerin gözlerinde nasıl bir yansıma bırakacak? O kahvaltılar boğazınızda kalmayacak mı?
Böyle bir hikaye var, evet. Ama şimdilik… Ve belki de yeni bir hikaye daha yazılır.
Unutmayalım ki bu senaryo, gerçek hayatta yaşananlarla tamamen örtüşmemektedir.