KIVRAK, GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KAYIKSEKİ MESİRE ALANINI ANLATTI
Her yıl geleneksel olarak Karaçulha Mahallesi’nin sınırları içinde bulunan Kayıkseki Mesire alanında Keşkek Günü düzenleniyor. Bu yıl 13 Nisan Pazar günü gerçekleşen etkinlikte Ramazan Kıvrak, MTürk TV mikrofonlarında Kayıkseki Mesire Alanı’nın tarihinden bahsetti.
Bu sene yoğun bir katılımla gerçekleşen geleneksel keşkek gününde TV Program sunucusu Ramazan Kıvrak, MTürk TV mikrofonlarına etkinliğin gerçekleştiği Kayıkseki Mesire Alanı’nın kültürel değerini anlattı. Yörükleri hem kitaplarıyla hem çektiği televizyon programlarıyla yöre şivesini de sentezleyerek anlatan Ramazan Kıvrak, Kayıkseki Mesire Alanı hakkında şu bilgileri verdi: “ Kayıkseki, Karaçulha’nın mesire yeridir. Karaçulha binlerce yıllık bir geçmişi olan bir yöre. Kuzey Güney mezarlıkları var. Yaklaşık 2 bin yıl önce Gök tanrı zamanında da burada Türkler yani bizim atalarımız yaşıyordu. Çepni boylarından damgaları var mezarlarımızda, Oğuz boylarından damgaları var bütün onlar köklü bir köy olduğunu gösterir. Bugün keşkek verilen Kaygıseki’nin de özelliği şu: Müslümanlıkta maturidi geleneği vardır. Maturidi, hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaşi Veli ve Abdal Musa. Abdal Musa'nın Elmalı'da türbesi var. Abdal Musa’nın da talebesi var; Kaygusuz Abdal. Kaygusuz Abdal buraya geliyor, belli aralıklarla burada namazlar kıldırıyor. Kagusuz Apdal’dan Kaygı seki'ye Kaygusuz’dan Kaygıseki'ye bir dönüşüm var. Burada bir mezarlık var. Sucu Dede diye türbe var. Bir de burada bulunan çeşmenin bir özelliği var. Eskiden yeni doğan çocuklar yıkanarak tuzlanırken buradan su götürülür yıkanırdı. Mezarlara yakındaki derede bulunan mersinler konardı. Yani doğarken de buradaki sudan ölürken de buradaki mersinden faydalanıyorlar. Yani doğuştan ölüme kadar burası kıymetli”
“Kayıkseki İhalesini Durdurduk”
Geçen senelerde Kayıkseki mevkiini ihaleye çıkarmaya kalktıklarına değinen Kıvrak “Geçtiğimiz yıl burasını ihaleye çıkarmaya kalktılar. Biz de bunları anlatarak yanlış olduğunu söyledik ve durduruldu. Karaçulha'nın da Fethiye'nin de en güzel görünen yerlerinden birisi burası. Orman var, doğa var. Necip Fazıl diyor ki; dalını beğenmeyen meyve kökünü beğenmeyen dal çürür. Ağaç kökünden beslenir. Bir de Nazım Hikmet'in sözüne bakarsak; Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine. Onu da burada görsün Necip Fazıl’ın dediğini de burada görürsün. Ziya Gökalp'in; sen ben yok, biz varız dediğini de görürsün. Biz burada her ağacı kardeş gibi görürüz. İnsanın ayakları yerde, başı göktedir. Ağaçlar da öyledir. Dolayısıyla Türklerin eski inançlarına göre kadına kökten gelen, sonra kadına ağaç diyorlar. Meyvesi olur, gölgesi olur, dalına kuş yuva yapar. Üretmekten korumadan gelir” ifadelerini kullandı.
Son olarak Ramazan Kıvrak, vatandaşlara televizyonumuz aracılığıyla mesaj vererek “Dolayısıyla milli ve manevi değerleri olan yerleri korumak lazım. Toprağı, suyu, havayı korumak lazım. Unu, yağı, şekeri korumak lazım. Yerel tohum ve doğayı korumak lazım” diye konuştu.
