8 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilen sempozyum; iletişim profesyonelleri ile akademik dünyayı buluşturarak yenilikçi yaklaşımlar için ufuk açmayı hedefledi. Sempozyumun bu yılki odağı “Halkla İlişkilerde Anlam, Anlamda Halkla İlişkiler” oldu.
Sempozyum da; halkla ilişkilerin anlamı nasıl ürettiğine/üretebileceğine yönelik tartışma ortamı yaratarak, bu bağı yeniden tanımlamayı ve değerlendirmeyi amaçladı. Konu iktisadi, politik, toplumsal, kültürel ve teknolojiyle temas eden özgün araştırmalarla derinleştirildi.
50 YAZAR 38 BİLDİRİ SUNDU
Sempozyum açılış konuşmalarını Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Senem Gençtürk Hızal, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği Başkanı İpek Özgüden Özen, A & B İletişim Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Asna Özesmi ve Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakan Özkardeş yaptı.
Prof. Dr. Metin Kazancı’nın açış konuşmacısı olarak yer aldığı sempozyumda 50 yazar 38 bildiri sundu. Alanın profesyonel isimleri ve akademik çevresi, yeni & özgün gelişmeleri ve sorunları tartışmak üzere Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde bir araya geldi. Sempozyumda halkla ilişkilerde anlam arayışı, kurumsal meselelerde anlam, anlamın krizi, anlamın dijitalde seyri, halkla ilişkilerde etik ve anlam, kamusal meselelerde anlam, halkla ilişkiler eğitimi, sürdürülebilirliğin anlamı başlıklarıyla 9 oturum bulunmaktaydı.
HALKLA İLİŞKİLERE ANLAM KATANLAR- ÖNCÜLER SERGİSİ
Sempozyum ayrıca Halkla İlişkilere Anlam Katanlar- Öncüler Sergisini de barındırıyor. Sergi, halkla ilişkilere kamuda, özel sektörde ve akademide anlam katan öncülerden bir kesit sunuyor. İletişim ve Tasarımı Bölümü öğretim elemanlarının kruatörlüğünde öğrenci ve mezunlarıyla hazırlanan sergi bu kesiti ilerleyen zaman içinde genişletmeyi de hedefliyor.
Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Senem Gençtürk Hızal, “Prof. Dr. Alâeddin Asna, meslek yaşamında halkla ilişkilerin kamu ve özel sektör uygulamaları ile akademik alanını birleştiren öncü bir isim olmuştur. Kendisiyle 29 Haziran 2012 yılında meslektaşlarım Prof. Dr. Melike Aktaş ve Prof. Dr. Pınar Özdemir ile yaptığımız ve sonradan da kitaplaştırdığımız Halkla İlişkilerin Kurumsallaşma Yılları başlıklı proje için görüşmüştük. Teşvikiye’deki evinde bizi misafir etmiş ve halkla ilişkiler alanın mesleki olarak 1970’li yıllarda örgütlenme çalışmalarını, bir dernek kurma fikrinin nasıl filizlendiğini şöyle aktarmıştı:
Ankara’da öğrencilerim herkesin bir derneği var, bizim meslekte de olmalı derlerdi. Haklısınız diyordum. Tuttuk, bir sürü farklı ülkenin halkla ilişkiler derneklerinin tüzüklerini bulduk getirttik, bazı öğrencilerim bunları Türkçeye çevirdi [...] Bir yandan da nasıl örgütlenmişler, nasıl işlevleri var falan bunları araştırıyorduk. Aslında derneğin kurulma fikri, Ankara’da yeşerdi, başladı… ben Koç Holdig için İstanbul’a gidince çalışmalar orada tamamlandı.
Asna Hocam, başladığınız kentteyiz, Ankara’da, Cumhuriyetin kalbinde, Başkent’teyiz.” İfadelerini kullandı.
HALKLA İLİŞKİLER VE ANLAM BAĞINI YENİDEN TANIMLANDIRMALIYIZ
Gençtürk Hızal “Bugün burada sekizincisi gerçekleştirilen Sempozyum “Halkla İlişkilerde Anlam-Anlamda Halkla İlişkiler” başlığını taşıyor. 2000’li yıllardan itibaren halkla ilişkiler alanı epistemolojik, ontolojik ve metodolojik dönüşümüne tanıklık etmektedir. Uzun yıllardır “yönetsel bir pratik” olarak kavramsallaştırılan halkla ilişkiler, “toplumsal ve kültürel bir pratik” olarak da kavranmaya başlamış, egemen paradigmada ihmal edilen ve görmezden gelinen kültür, kimlik, toplumsal bağlam, güç-iktidar ilişkileri, söylem ve anlam üretimi gibi kavramlar halkla ilişkiler alanına dahil olmuştur. Bu yaklaşım, halkla ilişkilerin yalnızca kurumlar tarafından değil, kamular tarafından da gerçekleştirilebileceğini, halkla ilişkilerin toplumda anlam yaratma işlevini yerine getirdiğini, anlamın iletişimin tüm taraflarıyla müşterek olarak üretildiğini ve halkla ilişkilerin bir etkileşim mevkii olabileceğini göstermektedir. Halkla ilişkilerin anlamı nasıl üretebileceğine yönelik tartışma halkla ilişkiler ve anlam bağını yeniden tanımlamayı, anlamlandırmayı ve değerlendirmeyi beraberinde getirmektedir” dedi.
“HALKLA İLİŞKİLERDE ANLAM-ANLAMDA HALKLA İLİŞKİLER”
Prof. Dr. Senem Gençtürk Hızal “Halkla İlişkilerde Anlam-Anlamda Halkla İlişkiler” başlığı ile yola koyulan bu sempozyumda 50 yazar 38 bildiri sunacak. Sempozyumda halkla ilişkilerde anlam arayışı, kurumsal meselelerde anlam, anlamın krizi, anlamın dijitalde seyri, halkla ilişkilerde etik ve anlamı, kamusal meselelerde anlam, halkla ilişkiler eğitimi, sürdürülebilirliğin anlamı başlıklarıyla 9 oturum bulunuyor.
Sempozyum ayrıca Halkla İlişkilere Anlam Katanlar- Öncüler Sergisini de sizlerle buluşturuyor. Biraz sonra açılışını yapacağımız sergi, halkla ilişkilere kamuda, özel sektörde ve akademide anlam katan öncülerden bir kesit sunuyor. İTA öğretim elemanlarının kruatörlüğünde öğrenci ve mezunlarıyla hazırlanan sergi bu kesiti ilerleyen zaman içinde genişletmeyi de hedefliyor. Sergi, Başkentin iletişimcilerinden halkla ilişkiler alanına bir saygı duruşu…
Sempozyum hazırlıkları süresince 7/24 büyük bir emek ve özveriyle çalışan Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğretim elemanlarımızdan oluşan düzenleme kurulundaki meslektaşlarıma huzurlarınızda teşekkür ederim. Bizler Kurucumuz Prof. Dr. Mehmet Haberal Hocamızın hafta 7/ gün 24 saat yaklaşımıyla çalışırken Hocamızın vizyonu bize yol gösteriyor. Sadece geçen yıl aldığı üç önemli uluslararası ödül başta biz Başkentlileri ve ülkemizi gururlandırdı. Atina Akademisi'nin ilk kez Yunan olmayan bir yabancıya verdiği yüksek şeref ödülü, ardından Dünya Organ Nakli Derneği'nin, en prestijli Medawar ödülü ilk kez bir Türk bilim insanına; Prof. Dr. Mehmet Haberal'a layık görüldü. Hocamız, ülkemize yaşattığı bu gururu Rusya Transplantasyon Derneği'nin Demikhov madalyası ile taçlandırdı. Müteşekkiriz…
Ayrıca Sempozyumumuza varlıklarıyla güç katan bilim kurulumuza, titiz değerlendirmeleriyle hakemlerimize, bildiri sunumlarını yönetecek ve tartışmaları derinleştirecek olan oturum başkanlarımıza, halkla ilişkilerde anlam, anlamda halkla ilişkiler konuşmayı, tartışmayı, anlamı, aramayı akademik çalışmalarıyla ile mümkün kılan katılımcılarımıza, şükranlarımızı sunuyorum. Sempozyumunun özgün tasarımları için İletişim ve Tasarımı Bölümüne, filmler RTS Bölümü Atelyesine, öğrencilerimize, öğrenci topluluklarımıza ve tabii ki Rektörlüğümüze katkıları için teşekkür ediyoruz.
Prof. Dr. Alaeddin Asna Hocamızın kurucusu olduğu Türkiye Halkla İlişkiler Derneği’nin Başkanı İpek Özgüden Özen’e, davetli konuşmacımız olmayı kabul ederek bizi onurlandıran kıymetli Hocamız Prof. Dr. Metin Kazancı’ya ve elbette Sempozyumun halkla ilişkiler alanında ilgiyle beklenen akademik bir platforma dönüşmesini sağlayan Sibel Asna Özesmi’ye teşekkürlerimizi sunuyorum” Şeklinde konuştu.
