AW-11362371499
https://www.muglaturk.com/files/uploads/user/843966e79e757cf797b7dfe514e30af1-8e2f821b9d85e339159e.jpg
DR.İSMAİL TEKPINAR

ÇIRAKLIĞINI YAPMADIĞIMIZ İŞİN USTALIĞINI NASIL YAPALIM

31-10-2022 11:04 5153 kez okundu.

ÇIRAKLIĞINI YAPMADIĞIMIZ İŞİN USTALIĞINI NASIL YAPALIM
Aslında bu söz el sanatları ile uğraşan; çıraklık - kalfalık akabinde
ustalıkla taçlandırılan çok mesleklere yakışan bir sözdür. Çıraklığını
yapmadığın işin ustalığını yapmayacaksın…
Peki bu sadece berber, marangoz, terzi, tamirci gibi sanatkârlar
içinde böyle değil mi?
Öyle ama işleyiş farklı olabiliyor. Eli biraz makas tutan, eli biraz iğne
tutan, eli biraz tornavida tutan ben ustayım deyip kendini
pazarlamaya çıkıyor. Sonrası malum ya tıraş bozuk oluyor ya
terziden bozuk tamir çıkıyor ya da arabanızda telafisi olmayan
arızalar yüz gösteriyor…
Birde son asırda bunlara benzer eli biraz kalem tutan hele ki birde
her hangi bir fakültenin lisans bölümünden mezunsa az birazda
yukarda emminiz birde dayınız varsa al sana yönetici altta çalışanın
da canı çıksın.
Siz bu işlere emek verenin birde liyâkatli olması gerektiğini
kürsülerden konuşulduğuna pekte kulak asmayın…
Yıllardır dinleriz o kürsüleri hep te eleştirmişimdir. Lisan-ı Kâlinizle
lisan-ı hâliniz birbirini neden tutmuyor diyerekten…
İşin doğrusu onlarda bize kulak asmıyor yine bildiklerini yapıyorlar.
Kim diye soracak olursanız, siyasetin başında oturanlar.
Bekler durusunuz ben liyâkatliyim bana görev verirler ben siyasette
yükselirim, kendi kendinize de hayıflanırsınız bu işin her
kademesinde görev yaptım çıraklık yaptım, kalfalık yaptım, artık
usta oldum beni de görürler diye ömrünüzü geçirir, sonra ilk fırsatta
kenarda kalırsınız…
Dışardan birileri gelir, hiç siyasetle ve ya bürokrasiyle uzaktan
yakından ilgisi alâkası olmamış, bir bayrak dahi asmamış, direğe
tırmanmamış, afiş dahi asmamış, hiçbir mitinge saatler önce gidip

de güneşi yememiş, fakat tabir-i caizse iş pasta yemeye gelince
mükâfât dağıtılırken en ön sırada olurlar. Çalışma varken en arkada
hatta ortadan yok olanları görürsünüz…
İşte bunun adına çıraklığını yapmadığı işin ustalığını yapanlar
deniliyor.
Peki bu vaziyette olursak ortaya güzel işler çıkar mı?
Ülke yararına işler yapılırken destek mi gelir yoksa takoz mu olurlar
diye düşünürsek ortaya ne çıkar biliyor muyuz?
Rahmetli Erbakan Hocam gençliği tarif ederken “hayra motor şerre
fren” derdi işte bunun tam tersi olur ve oluyor da. Ülke
menfaatlerine fren, şer işlere de motor olurlar… Kraldan da çok
kralcılık yaparlar milleti canından bezdirirler…
Bunun zararı kime diye sorulacak olursa; hem millete, hem vatana,
hem de mevcut iktidara olduğunu gözlemlemekteyiz…
Bu minvâlde lider kendini vatan millet uğruna harap etsin lâkin arka
planda koltuk uğruna kendini inanmadığı bir davanın müntesibiymiş
gibi pazarlayan mefkûreleri reziller bu çatı altında kaldığı zaman
zarfında sıkıntı büyük demektir.
Dava adamları dışarda kalıpta vitrinciler ön plana çıkıyorsa vay
halimize…
Birileri halen alttan hükümetin altını oymaya çalıştığı fısıltıları
fazlaca çoğalmaya başladı kim olabilir fetö ve işbirlikçileridir diye
düşünmeden edemeyiz ne demişti atalarımız su uyur düşman
uyumaz.
İşe alımlara dikkat edin. Bürokrat atamalarının geneline dikkat edin.
Bu mevcut iktidar partisi ve diğer siyasi partiler içinde geçerlidir.
Eğer çıraklık yaptırdığı tabandaki insanlara ustalık yaptırtmazsa işin
sıkıntısını ilerde sandıkta ve daha da ilerisinde zuhûr edebilecek
işlerin vahametini düşünemiyorum.

Geçmişteki tabela partilerine dönüşmesi zor olmaz. Eğer tabanına
sahip çıkarsa yıllarca devam edebilir.
Bu yazımızı da öyle sündürüp oraya buraya çekecekler elbet vardır…
Çünkü biz bu özeleştirileri yazıyoruz ki görülemeyen görülsün,
bilinmeyenlerde bilinsin diye. Biz siyasetin tozunu da yuttuk
mürekkebini yalayıp, diviti ile de yazdık…
Bakın görün önümüzde 2023-2024 seçimleri var aday adaylarını
göreceğiz eğer sahanın ve temayülde çıkanlar yapılmazsa bölgelerin
istemediği dayatma adaylarla çıkılırsa seçime, işler zora girecek…
Bu dayatma adaylarla yapılan seçimlerde nasıl hüsrâna uğranıldığını
gördük.
Hiçbir beklentisi olmayan dava insanlarını dinlediğimizde ortaya
çıkan manzara bu minvâlde…
Mâ’Mâfih bizim aldığımız terbiyede, vazife istenmez verilir…
Vesselâm.

Neler Söylendi?