Anadolu’dan Karabağ’a: Türkiye-Azerbaycan Medya Forumu etkinliği için ülkemizden yaklaşık 30 kişilik bir heyetle Azerbaycan’a gittik. Etkinlik dahilinde Bakü ve Şuşa’da gerçekleşen programlarda yer aldık. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un desteği ile gerçekleşen organizasyonu Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan ve Yardımcısı Hasan Yavuzbakır koordine etti.
Orada bulunduğumuz süreç içerisinde Azerbaycan Türkiye Evi (ATAV) Başkanı Doç. Dr. Tenzile Rüstemhanlı, Yeniçağ Gazetesi Medya Grubu Başkanı Agil Alesger ile meslektaşımız Toğrul Allahverdili ve ekibi bizi misafir etti. Anadolu’dan Karabağ’a Medya Çalıştayı son derece yararlı fikirler ortaya sunuldu. Birbirinden değerli konuşmacılar bilgi, duygu ve düşüncelerini katılımcılarla paylaştılar.
Çanakkale’de Azerbaycan Türkleri, Azerbaycan’da Türkiye Türkleri şehit düştü. Biz her zaman ‘iki devlet, tek millet’ vurgusu yapmaktayız. Orada şunu gördüm ki bu söylem bizi tarif etmeye yetmiyor. Şehitlerimizin de tek ruh olduğunu bir kez daha anladık.
Şuşa zaferinin kazanılmasında Türkiye’nin büyük katkıları olduğunun altı çizildi. Türkiye Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı’nın da konuğu olduk. Bakü’nün en değerli arazilerinden olan bir parkın nasıl Türk Büyükelçiliğine geçtiğini, Nuri Paşa’dan Süleyman Demirel’e ilişkilerin tarihi boyutu hakkında bilgiler aktardı.
Programın üçüncü gününde Şuşa’daydık. Dumanları dağları aşarak Azerbaycan’ın kültür başkentine ulaştık. Yılların ve dağların durumuna bakılırsa, orada elde edilen zaferin ne kadar zor kazanıldığını da anlarsanız. Şuşa’ya yaklaşınca orada yaşayan bazı meslektaşımızın gözyaşlarını tutamadığını fark ettim. Nedenini sorduğumda ise hem şehitlerine üzüldüklerini hem de kazanılan zafere sevindiklerini dile getirdiler.
Daha sonra orada yaşayanlar tarafından yaşanan çetin mücadele, büyük bir heyecan ve coşkuyla anlatıldı bizlere… Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın burada halay çektiği fakat daha sonra kahramanca yürütülen mücadelenin ardından arkasına bile bakmadan çekip gitmesi nasıl anlatılırsa, işte öyle anlatıldı heyetimize.
Şuşa kentinde da Ermeniler tarafından kurşuna dizilen heykellerde, tarumar edilen binalara kadar hepsini gözlerimizle gördük. Çok şükür bu kentte inşa çalışmaları yeniden başladı. Önümüzdeki yıllarda büyük değişimin olacağını düşünüyorum. Bunun yanında Türk halklarının akın edeceği bir müze şehri de kuruluyor.
Bu anlamlı organizasyona emek veren herkese çok teşekkür ediyorum. En kısa zamanda yeniden görüşmek üzere Şuşa!