İngilizler önce zamanın Mekke Emiri Şerif Hüseyini kandırdılar. Seni Arabistan kralı yapacağız dediler.
Bu arada kendilerine göre Arabistan ve Mezopotamyayı bölerek oluşturacakları devletçiklerin
sınırlarını belirlediler. Hırslı bir Arap olan Hüseyin bedevileri peşine takarak Osmanlı ordusuna
saldırdı. İngilizlerin de yardımıyla ordumuz yenildi. Osmanlı ortadan çekilince Hüseyine Kusura
bakma sana Arap çölleri düşüyor, kalanı biz akrabaların arasında paylaştırdık" dediler. Böylelikle Irak,
Suriye, Ürdün gibi yapma devletler ortaya çıktı. Bunların her birinin başına kendine yakın adamları
geçirdiler.
Bu iş bir süre böyle devam etti. Sonunda kopuşlar başladı. Irak kuzeyde Kürdistan, güneyde Irak
olarak resmen ikiye bölündü. Geçtiğimiz gün Kuzey Irakı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan
Kürdistan ve Türk bayraklarının süslediği sokaklardan geçti. Aslında bölünme fiilen daha fazla, Kuzey
Irak'ın bir bölümü Türk Ordusunun kontrolu altında, güneyde kalan bir bölüm ise PKK terör
örgütünün. Batıda ise DEAŞ ile mücadele etmesi için çağrılan, şimdi de kovulduğu halde gitmeyen
ABD askerleri var.
Suriyenin durumu ise daha feci. Ülkenin yasal başkanı olan Esad yönetimi nüfusun ancak yarısına
hükmedebiliyor. Kuzeyde Türk ordusu ve onunla birlikte Suriye Milli Ordusu var. Doğu ve kuzey doğu
ABD-PYD koalisyonunun elinde. Hükümete sözde yardım etmek amacıyla gelmiş Ruslar ise ABD
bölgesi dışında her yerde. Bir de İran var, uzaktan kolunu uzatmış, belki bana da bir şeyler düşer
diyor.
Bu ülkelerin etnik yapısına bakarsanız karmakarışık. Arap, Türkmen ve Kürtler ana unsur. Bunların
yanı sıra Asuri, Süryani, Ermeni gruplar var. Dini yapı daha da karışık, Müslümanlar Sünni ve Şii olarak
bölündüğü gibi, Suriye'de Nusayriler, Hristiyan Ermeniler, Ortodokslar, Süryaniler ve diğer çeşitli
mezhepler bulunuyor. Sözün kısası dini ve milli bir birlikten söz etmek düşünülemez. Böyle olunca da
devlet devlet olmaktan çıkıyor, bölgedeki güçlü devletlerin egemenlik savaşına sahne oluyor. Şu anda
Türkiye, İran ve ABD Irakta güç devşirmeye çalışıyor. Suriyede ise oluşan boşluğu ABD, Rusya, Türkiye
ve İran doldurmaya çalışıyor.
Bu zaman diliminde Türkiye bir girişimde bulunarak Irak hükümetiyle yakınlaşıyor. Amaç Irak'ın
güneyindeki limanlardan başlayıp Türkiye sınırına kadar ulaşan bir kara ve demir yolu inşa etmek ve
Uzak Doğu trafiğini Türkiye ve Irak üzerinden Avrupaya yönlendirmek. Bunun için öncelikle yol
güvenliğinin sağlanması ve terör örgütü PKK'nın kesin olarak Iraktan çıkarılması gerekiyor. Bu konuda
Irak ve Türk Ordusunun işbirliği söz konusu oluyor. Kuzey Irak Kürdistan ise PKK'yı kendisine düşman
olarak gördüğü için bu harekatı destekliyor.
Bu da yeterli değil, Suriyedeki PYD ve ABD varlığının mutlaka son bulması gerekiyor. Bu nedenle önce
Irakta yapılacak bir temizlikten sonra hedefin Suriye olacağı ve PYD'nin işinin bitirileceği düşünülüyor.
Suriyede yapılacak bir harekatta Türkiyenin en büyük müttefiki Suriyenin Kuzeyinde yer alan ve
Arap ve Türkmenlerden oluşan Suriye Milli Ordusu olacaktır. Bunların amacı PYD'nin egemen olduğu
bölgeleri ele geçirmek ve bu bölgelerin normal yaşantısına dönmesini sağlamaktır. Böylelikle sayıları 4
milyonu bulan Türkiyedeki Suriyelilerin yarıya yakın kısmının ülkelerine dönebileceği
düşünülmektedir.