Kalbindeki Delik Kendi Hocaları Tarafından Tedavi Edildi

Kardiyoloji Stajında Tanı Alan 22 Yaşındaki Genç Tıbbiyelinin Kalbindeki Delik Kendi Hocaları Tarafından Tedavi Edildi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi 4. Sınıf öğrencisine Kardiyoloji stajındayken örnek amacıyla yapılan ekokardiyografide kalpte büyüme saptanması üzerine ileri tetkik yapıldı. Yemek borusundan yapılan ayrıntılı ekokardiyografide (transözofageal ekokardiyografi) Atrial Septal Defekt-ASD (Doğuştan Kalbin Delik Olması) saptanması üzerine operasyon planlandı. 
Kalpteki delik büyüklüğünün açık ameliyat olmaksızın anjiografide şemsiye yöntemiyle kapalı olarak, tedaviye uygun olduğu görüldü. Kardiyoloji uzmanı Doç. Dr. Volkan Doğan ve Doç. Dr. Oğuzhan Çelik tarafından öğrencisindeki kalp deliği, girişimsel anjiyografi yöntemi ile hiçbir kesi olmadan kapalı cihaz yerleştirme yolu ile kapatıldı.  Dersine giren kardiyoloji uzman hekimleri tarafından gerçekleştirilen başarılı bir operasyonla kalbindeki delik kapatılan 22 yaşındaki tıbbiyeli öğrencimiz sağlığına kavuştu. Tesadüfen saptanan ancak gecikmesi durumunda geri dönüşü zor sağlık sorunlarına yol açabilecek bu tarz hastalıklara zamanında tanı konulması önemlidir. Bu vesileyle kalple ilgili şikayetleri olan hastalarımıza muayenelerini uygun bir zamanda olmalarını öneriyoruz.
Kardiyoloji uzmanı ve aynı zamanda transözofageal ekokardiyografi (TEE) işlemini yapan Prof.Dr.Özcan Başaran, “Genç öğrencimizin kardiyoloji rotasyonunda tesadüfen fark edilen bu rahatsızlık gerçekten genellikle uzun yıllar hiç bir belirti vermeyebilir. Bu tip rahatsızlıklar, tesadüfen başka bir nedenle doktora gittiklerinde, yapılan dikkatli bir muayene sırasında kalpte üfürümün ve bazı ek seslerin duyulması ile kuşkulanılarak ortaya çıkmaktadır. Kesin tanı genellikle kardiyoloji uzmanlarınca yapılan muayene ve ekokardiyografi ile konur. Hastaların hemen hemen tümünde tanıyı kesin olarak doğrulamak ve deliğin büyüklüğünü tam olarak belirlemek için transözofajiyal ekokardiyografi (endoskopik olarak yemek borusu aracılığı ile kalbi ayrıntılı görüntüleme) gereklidir.” 
Genellikle şikayetlerin ortaya çıkma yaşı deliğin büyüklüğüne, yerleşim yerine ve eşlik eden diğer anomalilere bağlı olarak çocukluk çağından erişkin yaşlara dek değişkenlik gösterebilir.
Hiç doktora ve hastaneye gitmemiş kişilerde tanının 30–40’lı yaşlara kadar konulamadığı durumlar da vardır. Açıklığın büyüdüğü bu yaşlardaki hastalarda nefes darlığı, ritim bozuklukları ve hatta sağ kalp yetmezliği gibi belirtiler ortaya çıkar.
İlerleyen yaşlarda hayatı tehdit eden ‘doğuştan kalp delikleri’ önceden sadece açık kalp ameliyatı ile kapatılabilirken; günümüzde ise ameliyatsız girişimsel yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bünyesinde bu özellikte operasyonları yapabilecek nitelikte  ve donanıma sahip ‘Kalp Merkezi’ ile yöresindeki hastalara başka kurumlara sevk etmeden tedavi edilebilecek kapasiteye sahiptir.
Hastamız Kağan Çangır ve ailesi de yaşadığı bu talihli süreç için tüm kardiyoloji kliniği ekibi ve hocalarına  başta olmak üzere, anestezisinden anjiyosuna kadar  emeği geçen herkese teşekkür etti. 
Yapılan kontroller sonrasında şifa ile taburcu edildi.