Son dönemlerde Muğla ve çevresinde, zeytinliklerle ilgili eylemlere hepimiz şahit olduk.
Sol medya bu konuya sağlam destek veriyor ise bunun arkasında başka bir şey vardır, demeden geçemiyorum...
Milas Termik Santrali faaliyetini durdurur ise bu kime yarar? Elektrik kesintileri artar ise bu kimin işine gelir. Enerji sıkıntısı artar ise bu durum kime fayda sağlar? Firma kapandığı anda 3 bine yakın işçi işsiz kalırsa kim veya kimler bundan çıkar sağlama peşine düşer? Tüm dünya enerji sıkıntısı korkusu yaşarken, bizde enerji üretimi dursun demek kimin işine yarar?
Hazırda olan kömür stoklarının bitmek üzere olduklarını bildikleri halde, elektrik olmadan yaşarız zeytinsiz yaşayamayız diye eylem yapanların arkasında duran güçler kim? Bu kişi veya kişiler sözde çevreci mi? Ya da İstanbul’dan yönetilen bir çevre örgütü mü? Çadır kuranların kaç kişisi o köyde yaşayanlar? Veya eyleme katılan toplam yerli halk kaç kişi? Kreşlerden çocuk getirerek daha ne kadar etkinlik organizasyonu yapacaklar?
Seçim sürecine yaklaşıyoruz. Elektrik sıkıntısı yaşanması kime fayda sağlar? 3 bin kişi işsiz kalacak evine ekmek götüremeyecek. Hiç bunları düşünen ve dillendiren oldu mu? Peki, bir soru daha... Eylemi örgütleyen kişinin ardında kimler var biliyor mu acaba Milas halkı...
Bu iş zeytin meselesi değil. Bu iş başlı başına devleti dara sokma meselesi. Köylü mağdur edilmeyecekken, Milas’ta Akbelen eylemleri sol medya desteği ile iktidarın yıpranması için verilen mücadele taktiğidir. Zeytin ve köylüler sadece vitrin olarak kullanılmaktadır. Benden söylemesi…