Dün bahsetmiştim hafta sonunun en önemli konusu kahraman Türk ordusunun Suriye’nin kuzeyine yaptığı harekâttı. Aynı zamanda İsrail’in Gazze’ye saldırısı sonucu Hamas’ın İsrail’e cevap vermesi de bu haftanın belirleyici konusu olacak.
TERÖR GÖRÜLDÜĞÜ YERDE EZİLECEK
Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı uçakların katılımıyla 5 Ekim gecesi saat 23.00'te Türk jetleri, Suriye sınırının 40-50 kilometre derinliğindeki hedefleri vurdu. Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada “1 Ekim'de Ankara'da gerçekleşen terör saldırısı sonrasında Türkiye'nin meşru müdafaa hakları doğrultusunda Irak ve Suriye’de PKK/YPG terör hedeflerine yönelik olarak Türk Silahlı Kuvvetleri ve MİT tarafından kapsamlı operasyonlar başlatıldı. Bu çerçevede Suriye’nin kuzeyindeki Tel Rıfat, Cizire ve Derik bölgeleri başta olmak üzere bölücü terör örgütüne ait çok sayıda hedef imha edildi” denildi.
Suriye’nin 50km. derinliğinde önce SİHA’larla sonra da Hava Kuvvetleri’nin jetleriyle yapılan operasyonda 60’dan fazla PKK/YPG’nin altyapı tesisleri imha edildi. Bu harekatın en önemli çıkarımı şu olmalıdır; ABD’nin beslediği, PKK/YPG denilen terör örgütü Türk ordusu için sadece “bir hava harekatı” kadar önemsiz bir örgüttür. İşte ABD’nin besleyip, büyütüp bu bölgeye saldığı örgütün güya yaptığı altyapının hepsi bu hava saldırısıyla ortadan kaldırıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’nin açılışında yaptığı konuşmasında “Güney sınırlarımız boyunca kurmakta olduğumuz 30 km'lik güvenlik şeridini muhakkak tamamlayacağız, saldırılar bizi kararlılığımızdan asla döndüremeyecek" demişti. Bu demek oluyor ki, sınırlarımızın güneyinde 30km’lik bir güvenli bölge oluşturacağız. Ama şunu bilmeliyiz ki sadece bu güvenli bölgeyle iş çözülmeyecektir. PKK/YPG’ye destek veren ABD bu işten vazgeçirilmelidir. Bunun da en güzel yolu Şam Hükümetiyle yani Esad’la beraber hareket edip, hem Suriye’nin bölünmesini hem de PKK/YPG teröristlerini tamamen yok etmektir.
30km.lik güvenli bölge Türk ordusu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti için kolay ve önemli bir hedeftir. Ancak bundan sonraki süreçte Şam Hükümetiyle birlikte hareket etmek de büyük önem arz etmektedir.
Bu vesileyle kahraman Türk ordusunun ayaklarına taş değmesin, Allah yardımcıları olsun.
İSRAİL’İN DÜNYAYA ZULMÜ DEVAM EDİYOR
1897 Birinci Siyonist Kongresi ve 1917 Balfour Deklarasyonundan bu yana Filistin’deki bir Yahudi vatanına ilişkin iddiaların kamuoyuna duyurulması, bölgede gerilim yaratmıştı. 1967 yılında “Altı Gün Savaşı'nda” İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesiyle bu dava başlamıştı. Bu zamandan beri süren gerilimi hala İsrail her fırsatta körüklemektedir.
Filistin topraklarında “işgalci” konumdaki İsrail’in “şımarıklığının” en büyük nedeni de arkasındaki “Siyonist güç” ve ABD’dir. ABD bilindiği üzere dünyanın her tarafında teröre verdiği desteği burada da İsrail’e vererek Filistin halkının sürekli terör baskısı altında yaşamasını sağlamaktadır.
Filistin halkı, haklı davasının arkasında, Hamas’la birleşerek mücadelesini sürdürmektedir. İşte bugünlerde TV’lerden izlediğimiz bu kavga, bu davanın kavgasıdır. Bu davanın bir tarafında ABD ve AB durmaktadır. Diğer tarafında da bu emperyalizme karşı duran devletler ve Filistin halkı durmaktadır.
Bu savaş anlaşılıyor ki, sadece “Bağımsız Filistin” sağlanıncaya kadar devam edecek. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Tam manasıyla bağımsız, bütün kurum ve kuruluşlarıyla teşekkül etmiş bir Filistin devleti kurulana kadar Orta Doğu'daki bu kargaşa maalesef sona ermeyecektir. İki devletli bu çözümden başka bir yol olmadığı artık ayan beyan ortadadır." dedi. Çin Dış İşleri Bakanlığının açıklaması da bu paralelde: "Filistin-İsrail çatışmasını önlemenin temel yolu, 'iki devletli çözümün' uygulanması ve bağımsız Filistin devletinin kurulmasıdır".
Yani çözüm belli. Ama çözümü istemeyen güçler de belli. ABD, İsrail, AB ülkeleri ve tüm Siyonist güçler bu çözümü istemiyor. Tüm emperyalist güçler bunu kabul edene kadar, tüm emperyalizm karşıtları Bağımsız Filistin’e ve Hamas’a destek vermeye devam edecektir.
Önünde sonunda, dünyada, emperyalistlerce yaratılan bu terör, terör karşıtı halklar tarafından önlenecektir. Yenidünyanın lider ülkeleri, “Dünyanın 5’ten büyük olduğunu” göstereceklerdir.
Dostlukla kalın.
