Bu yılbaşından geçerli olmak üzere ülkemizde kullanılan elektriğe önemli ölçüde zam yapıldı. Buna göre mesken aboneleri aylık 150 kilowatta kadar tüketim için 1,37 TL/kilowatt, bunun üstündeki tüketim için 2,06 TL/kilowatt ödeyecekler. Ortalama hesapla birinci kademe %50, ikinci kademe ise % 125 zamlanmış oldu.
Bu olay karşısında bir grup insan siyasetleri gereği "yandık, bittik, mahvolduk, açız, karanlıkta kaldık" gibi malum feryatlarını daha güçlü olarak çıkartmaya başladılar. Çoğunluk ise hiçbir tepki vermeden günlük yaşantılarını önceden olduğu gibi sürdürmeye devam ettiler. Ufak bir kesim ise "Bu bizim için bir fırsattır. Eskiden har vurup harman savuruyormuşuz. Ne yapsak da elektrik tüketimimizi biraz sınırlasak" diye çareler aramaya başladılar. İşte biz bu yazıyı söz konusu üçüncü kesim için yazdık.
Önce Türkiye'nin elektrik üretimi hangi kaynaklardan karşılanıyor, onu görelim. Bunların başında doğal gaz, sırasıyla hidroelektrik, ithal kömür,linyit-taş kömürü, rüzgar, güneş, jeotermal, vs diye gidiyor. Bu kaynaklardan doğal gaz ve ithal kömür tüm üretimin yaklaşık %40'ını karşılıyor ve her ikisinin fiyatı da dünya piyasasındaki hareketlere bağlı. Geçtiğimiz yıl dünyada doğal gaz fiyatları olsun, kömür fiyatları olsan yaklaşık iki kat artış gösterdi. Bu artışın elektrik üretim maliyetlerine yan sıması da kaçınılmaz oluyor. Buna karşılık hidroelektrik, jeotermal, güneş ve rüzgar enerjilerinin üretim maliyeti oldukça düşük. Türkiye'de elektrik tek bir fiyattan satıldığı için elektrik fiyatları hesaplanırken tüm bu üretim kaynaklarının ortalama maliyeti bulunuyor ve buna uygun bir rakam ortaya çıkıyor. Şu da gösteriyor ki biz ithal kömür ve ithal doğal gaza olan bağımlılığımızı azaltır, yenilenebilir kaynaklara yönelirsek üretim maliyetleri azalacağından elektrik fiyatlarında büyük ölçüde düşüşler görülecektir.
Vaziyeti kısaca inceledik, şimdi evlerde enerji tasarrufu için neler yapabiliriz, elektrik faturamızı nasıl düşürebiliriz, onları görelim. Önce buz dolabından başlayalım. Hemen her evde bulunan buzdolabı günde ortalama 1 kilowatt enerji harcar. Bunu artırmak ve azaltmak elimizdedir. 1) Dolabımızı evin en serin yerine yerleştirelim, mümkünse rüzgar alan bir mekan olsun. Kesinlikle üzerine güneş düşmesin. Arkası duvara dayanmasın, hava alacak bir boşluk kalsın. 2) Dolabın kapağını gereksiz yere açık tutmayalım 3) Dolaba sıcak yemek koymayalım 4) Kapaktaki lastik eskiyince hemen değiştirelim. 5) Sıcaklık ayarını gereğinden fazla düşürmeyelim.
Evlerimizin ısınması üç türlü olur, odun kömür sobası kurarız, kalorifer sistemi kurarız, klima ile ısınırız. Sobalı ev bir odayı ısıtır, zahmeti çoktur, kırsal yerlerde uygundur ama şehirlerde tercih edilmez. Kalorifer ister doğal gaz kombi olsun, ister başka yakıtla çalışan sistem olsun dikkat ve özen ister. Öncelikle peteklerin yerleştirilmesi önem taşır. Çoğu mekanda petekler alandan tasarruf için pencerelerin önüne yerleştirilmiştir. En büyük hata da budur. İki cisim arasındaki sıcaklık farkı ne kadar büyük olursa sıcak cisimden soğuk cisime olan ısı kaçışı o kadar hızlı olur. Pencere önü odanın en soğuk bölümü olduğuna göre petekten çıkan ısı odaya dağılmadan pencereden dışarı kaçacak demektir. Petekleri duvarın dibine yerleştirmek en doğrusudur. Evinizin tamamını ısıtmaya gerek yoktur. Kullanmadığınız odaların peteğini kapatın, yakıt sarfiyatınız az olsun. Her oda aynı sıcaklıkta olmak zorunda değildir. Kullanış amacına göre kısık çalıştırabilirsiniz. Hata yaptınız, oda sıcak oldu. Pencereyi açmak yerine kaloriferi kapatınız.
En rahatı da klima. Bas düğmeye, ohh, beş dakika sonra her yer sıcacık. Doğru ama cüzdanda da yangın çıkar, bunu unutmayın. Her yeri ısıtmaya kalksanız çok masraflıdır, belki ufak mekanlar için kullanım kolaylığı açısından uygun olur.
Aydınlatma işini unutmayalım. Aydınlatma belki de en az enerji tüketen birimlerden biridir. Özellikle yenilerde çıkan tasarruflu ampuller aydınlatma giderlerini büyük ölçüde düşürmüştür. Ancak yine de ışıkları gereksiz yere açık bırakmayalım, ortamı ihtiyacımızsan fazla aydınlatmayalım. Unutmayalım her gün düğün bayram değildir. Düğün evi gibi bütün ışıkları gece boyu açık tutmak ne ola ki.
Bir de unuttuğumuz elektronik cihazlar var. Kötü bir alışkanlık edinmişiz, cihazları kullandıktan sonra bir dahaki sefere çabuk açabilmek için uyur durumda bırakıyoruz. Bu iş iki açıdan sakıncalıdır, devrede bir kısım aletlerin bulunması her zaman için risk kaynağıdır. En önemlisi uyur durumda bırakılan cihazlar normal tüketimlerinin %5 i oranında enerji harcarlar. Boş yere paramızı sokağa atmayalım.
Bütün bunları yaptık, yine de faturamızı düşüremedik. O zaman dişimizi sıkacağız, 2023 Mayıs ayını bekleyeceğiz. İnşallah o tarihte Karadeniz doğal gazı hizmete girecek, biz de ucuz enerjiye kavuşacağız.