TELEVİZYON
Giriş Tarihi : 20-03-2024 12:19   Güncelleme : 20-03-2024 15:00

Ak Parti Muğla Milletvekili Kadem Mete MtürkTv Ekranlarında Yerel Seçimi Değerlendirdi

Ak Parti Muğla Milletvekili Kadem Mete MtürkTv Ekranlarında Yerel Seçimi Değerlendirdi

Ak Parti Muğla Milletvekili Kadem Mete MtürkTV Ekranlarında Yayınlanan Serap Ülkü Özdemir'in Hazırlayıp Sunduğu Serap Ülkü Özdemir İle Seçim Özel Programında 2024 Yerel Seçimleri ve Siyasi Gündeme Dair Soruları Cevapladı. 

 

Merhaba sevgili MtürkTV izleyicileri öncelikle hoş geldiniz hayırlı ramazanlar. Seçim özel programımızda AK Parti Muğla milletvekilimiz Sayın Kadem Mete bizlerle birlikte ayağının tozuyla geldi. Fethiye'de saha çalışmalarındaydı.Yine Muğla'daydınız Sayın Vekilim. Evet öncelikle hoş geldiniz.  Nasılsınız? Teşekkür ederim  Allah'a çok şükür sizi daha iyi gördüm. Sağ olun. Çünkü sahada iyi bir çalışma 13 ilçe. Eyvallah. Sevgili seyirciler bugün hiçbir şekilde soru yok, tamamen sizden gelecek sorular. Sayın Vekilim yine bir programdan ayağının tozuyla programınıza yetişti. Öncelikle 2023 genel seçimlerini aslında değerlendirmemiştik. Bir vakit bulamamıştık. Yoğun temponuzdan dolayı. Şimdi 2024 yerel seçimleri ve Muğla. Şunu hatırlatmak isterim. 2019 seçimlerinde Sayın Milletvekilimiz o dönemin il başkanıydı. Bir şöyle bir başlayalım mı Sayın Vekilim? Nasıl isterseniz. 2019'u böyle bir anımsayalım. Hedefleriniz ve inancınız vardı ve Muğla'da hiç kimsenin belki de kabullenemeyeceği, hayal edemeyeceğiniz bir süreç iyi bir ekip çalışmasıyla başarıya ulaşmışdınız. Şimdi neler paylaşıyorsunuz? Yani 2019'da aslında ben en az 7 ama 10 da olabilir hatta Büyükşehir'i de alabiliriz diye Sayın Cumhurbaşkanımıza söylemiştim. Onun üzerine seçimlerde diğer arkadaşlarına da hep aynı isteği gösterdim. Elbette çoğuna inanmadı. Hatta bir ankette Büyükşehir'de biraz geride kalmıştık. Çok iyi bir anket yoktu. Ben onun üzerine 13 tane ilçeyi 2 günde gezdim. Ve şunu söyledim. Mecliste oy verdiğiniz gibi Büyükşehir'de de oy verirseniz inanın Büyükşehir'i  alırız dedim. Ve seçimin sonucunda benim söylediğim doğru çıktı. Biz mecliste %37.5 oy almıştık. Sayın Gürün %36 ile Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazandı. Çünkü biz başkanlıkta, yani mecliste % 37.5'i başkanlıkta alamadık. % 28'de kaldı. % 28.40'da kaldık. Dolayısıyla Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı ikram ettik. Tabii o dönem Sayın Behçet Saatçı Büyükşehir Belediye Başkan Adayıydı bağımsız olarak. Ve bizim Cumhur İttifakı'ndan yaklaşık 9 puan Beçet Bey'e oy verdi. Dolayısıyla yani seçim sonucu ortaya çıkıyor. Dolayısıyla biz Büyükşehir'i kaçırdık ama en doğudan başlarsak işte Seydikemer, Dalaman, Ortaca, Köyceğiz, Ula. Hemen yukarıda Kavaklıdere ve Yatağan ilçelerini Cumhur İttifakı olarak almış olduk. 


Arada bir Fethiye kalmıştı. Şimdi umarım o yarım kalan maç bitireceğiz. Şunu o zaman özellikle vurgulamanız gerekiyor diye düşünüyorum. Yani Büyükşehir'e verilen oy, meclise verilen oyla aynı eşli yerde giderse, peki 2024'ü düşünün. Çünkü şu anda  sahada Muğla için önemli bir değer, Prof. Dr. Ay Aydın var ve şu anda farkında olmadan Muğla'nın çıtası bir tık daha sanki yükselmiş gibi görünüyor. 

Çünkü her akşam neredeyse ulusal kanallarda belki bu kadar Muğla'nın sesi duyulmamıştı mı  diyelim? 

Sayın Hocam zaten seçilmeden Muğla'nın bu kadar reklamı bütün ulusalda yapıldı. Bir de başkan seçildikten sonra neler olabileceğini halkımızın az çok bir tasavvur etmelerini teşvik etmeyi düşünüyorum, istiyorum. 

Gerçekten birçok ulusal kanalda kendisi Muğla ile ilgili planlarını, projelerini, geleceğini anlatıyor. Geçen 2019 seçimlerinde tabi bağımsız aday hem Cumhuriyet Halk Partisi'nin hem de bizim hesaplarımızı olumsuz yönde etkilemişti. Ama şimdi öyle birşey söz konusu değil. 3 aday var. Cumhuriyet Halk Partisi, AK Parti'nin bir de İYİ Parti'nin adayları var. Bu nedenle bu seçimde meclis ile başkanlık arasında ciddi bir değişiklik olmaz diyebilirim. Belki 1-2 puan fark edebilir ama. Seçim sonuçlarında meclis oylarıyla başkanlık oyları hemen hemen aynı olur, yakın olurlar. Böyle büyük bir fark olmaz yani en azından. Peki anketlerde şu an geçen iki gün önce basınla paylaşılan anketler vardı. Cumhuriyet Halk Partisi ile bir yarış halindeyiz. Çok az bir puan farkı var şu anda Cumhuriyet Halk Partisi ile. Artık son düzlükteyiz. Biz de bütün enerjimizi  bu farkı kapatmayı hedefliyoruz.Bir de tabi halen ciddi sayıda da kararsızlar var. Bu kararsızları ikna edip yanımıza çekmek istiyoruz. Biz onların da son konumunda doğru karar vereceklerini düşünüyoruz. Çünkü gerçekten Muğla için, Muğla'nın dünyadaki en turistik beldeleri için ciddi bir şans ve son derece da başarılı olabilmek durumu var. Bugün işte Fethiye'deyiz. Yani sahil tarafı böyle hani  Manav'da böyle En güzel meyveler ön tarağa koyar arkasında daha düşük kaliteli meyveler vardır veya sebzeler vardır. Burada da Fethiye'nin deniz kenarında bir takım güzelliği sağlandı. Yol olarak, bahçe düzeni olarak ama arka sokaklar maalesef yine 5 yıl önce olduğu gibi 

Çukur,  halen yapılamamış kaldırımlar, sezon geliyor , bitirilememiş, yollar dolu. Körfez'in durumu malum artık herkes ne olduğunu  biliyor. Yani yapılması gerekip de yapılmayan onlarca iş var Fethiye'de. Bodrumda büyük bir su ve trafik sorunu var. Marmaris'te 20 yıl önceden yapılmış ama artık yetersiz olan bir kanalizasyon sistemiyle bir altyapı var. Yine de geçen sene Haziran aylarında kaldırım taşlarını değiştirmeye çalışmışlardı Netsel Marina'da ki en turistik yerdir. Turistler dolaşırken kepçeler hala orada çalışıyorlardı ki halen daha iyileştirilmiş değil. 

Halen oradaki sıkıntılar var. Yürürken ayaklarınızın altında taşlar oynuyor. Becerilemeyen, bitirilemeyen, yapılamayan bir kargaşa, bir hizmet bunalımı var tüm Muğla'da. Bu iktidarın gücüyle, Aydın Hocam'ın da başarısıyla, bilgi birikimiyle, tecrübesiyle çok rahat çözüme kavuşturulabilecek olaylar. 

Biz bir de hayal satmıyoruz. Biz 4 yıl önce aldığımız belediyeleri, Cumhuriyet Halk Partisi'nden aldığımız belediyeler hizmet belediyeleri ayakta duruyor. 

Bakın, seydikemere bakın, Ula'ya bakın, Akyakaya bakın, Dalaman'a bakın. Bunlar 4-5 yıl gibi kısa bir süre içerisinde ciddi hizmetler aldılar. Adeta bir değişim gösterdiler. Hani hep Kavaklıdere'yi örnek verirdik biz daha önceden. AK Parti belediyeciliğini görmek istiyorsanız Kavaklıdere'ye bakın diye. Ama şimdi Bodrum'da, Milas'ta yaşayan vatandaşlarımız ordan geçerken, oradaki değişimler görülüyor.

 Fethiyeli kardeşlerimiz de bir Dalaman'dan veya hemen diğer tarafta Seydikemer'de, Seydikemer'de 5 yıl içerisinde hastanesinden, yüksekokulundan, kredi yurtlarından, Toki'sinden, yeni kaymakamlık ve belediye binasından, yeni hastanesinden hangisinden bahsedeceğim? 

Yani futbol sahasından yeni yapılan futbol sahalarından, mahallelerdeki parke taşlarından sayı olarak, metrekare olarak 2,5 milyon metrekareye yakın parke taşı döşendi.  Bütün bunlar beş yıl içerisinde yapıldı. Fethiyeli kardeşlerimizin de oylarını verdikleri sırada hala olgunlaşmamış, kararsız olanlar. Bütün bunları değerlendirerek karar vermelerini çok arzuluyorum. 

Hatta ben şu partinin üyesiyim demeden yani bu seçimde siyasi partileri bir kenara bırakın. Fethiye için oy kullanın. Yani Fethiye'nin geleceği için oy kullanın. Bir taraftaki doğal olarak bütün güç gücünü kullanabildiğiniz bir belediye başkanı. Diğer taraftan da bugüne kadar hizmet vermiş ve Rüştü'nü ortaya koymuş belediye başkanlarımız var. Kim hizmet ettiyse, taşın üstüne koyduysa Allah ondan razı olsun. Biz demiyoruz ki onlar hiçbir şey yapmadılar ama yapılanlar ortada, yeterli değiller. Böylece daha fazla hizmet almak istiyorlarsa Bu sefer de bir kere en azından bir şans tanısınlar yani Fethiye'ye, Muhammed kardeşime bir şans versinler, Büyükşehir'de Aydın hocamıza bir şans versinler. 

Demokrasi yani 5 yıl sonra eğer bu vaat edilenler yerine gelmediyse onu da değiştirirsiniz. Yani siz daha açık Behçet Bey'e o kadar şans tanıdınız, belediye başkanlığı yaptı. Çok memnunsanız Belçet Bey'den yine ona oy verin o zaman. Yani eğer Fethiye'nin geldiği yerden memnunsanız, bunlar bize yeter ki ben geçerken kışın geldiğimde hep yollar harap idi, çok da fazla bir şey değişmedi değil. Hala eski hali devam ediyor. Birçok belediye maaşlarını ödeyemiyor. Yani şimdi isim vermek istemiyorum.Bağış alarak veya bir yerlere satılığa çıkartarak personel maaştan ödemeye çalışıyorlar.

 Dolayısıyla eğer seçimden sonra aynı yönetimler iş başında kalırlarsa ciddi bir mali sıkıntı içerisinde olacaklar. Bunu iyi değerlendirmesini vatandaşlarımızın ve hizmetten yana AK Parti belediyeciliği, Cumhur İttifakı belediyeciliğinden yana tercihlerini kullanmaları kendi gelecekler için daha isabetli olur diye düşünüyorum. 

Peki Sayın Vekilim, il başkanlık süreci ve ardından Muğla milletvekili olarak Ankara'da Muğla'mızı temsil ediyorsunuz. Şimdi bazen sorular şu şekilde geliyor, iktidar olunca bütün yatırımlar gelecek. Belki de siz samimi olarak bunu açıklıyorsunuz ama genel olarak sosyal medyada ve diğer partilerde hükümetin açıklamalarının gücü alacaklar ama biz iktidarsız da bu süreci gerçekleştirebiliriz diyorlar. 

Evet onu iddia etmişlerdi. 

Projelerle gidildiği için başarı mı geliyor? Yani sadece hükümetin belediyesi olduğu için mi hizmet geliyor? Yoksa hani belediye başkanlarının Ankara'da sizin gününüzü boş bırakmadıkları için mi acaba? Şimdi aslında burada  çok sebep var. Mesela bazen şöyle diyorlar, sosyal medyada yazıyorlar. AK Partili olmayan belediyede hizmet yapmayacağım mı? bunların destek olmayacağı mı hükümet noktasını da getirenler var.Bu bir takım oyunu. 

Benim Ankara'daki rakiplerim Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri değil. Şimdi Ankara'da bütün bakanlıkların birer bütçesi var ve iktidar partisinin milletvekilleri o bütçeden kendi illerine hizmet götürmeye çalışıyorlar. Yani belirli sınırlı kaynaklar var hiçbir şey sınırsız değil. Dolayısıyla ben Aydın milletvekilinden önce Denizli Milletvekillerinden, İzmir Milletvekillerinden daha önce davranarak veya daha planlı programlı davranarak oradaki önce bütçeden kendi ilime transfer yapmaya çalışıyorum. Yani benim rakibim diğer illerin AK Partili milletvekilleri. Yoksa Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri veya İYİ Partili milletvekilleri benim rakibim değil. Ben düzenli bir mücadele içerisinde değilim. Ben kendi partimin diğer illerindeki milletvekilleriyle yarışıyorum.Biz iki kişiyiz bunu yaparken. Diğer beş tane milletvekilinin yani sadece onların doğal muharefet görevi var. Sadece eleştirmekle mükellefler. Onlar eleştiriyorlar. İşte şuraya şunu yaptınız, burada bunu yapmadınız falan diye. Ama biz kaynakları Ankara'daki kaynakları Muğla'ya aktarmaya çalışıyoruz. Şimdi bunu yaparken benim bir kopyamın olması lazım. Yani arkadaşım beni girişken, bana proje sunan, hadi bakın ben şu millet bahçesini yapıyorum, çevre şehircilikten bana biraz destek lazım veya bana iş makinesi lazım, turizm bakanlığıyla şu projeyi ortak olarak mevcut veya Ulaştırma Bakanlığı'ndan bana şu kadar bütçe lazım, şu kadar işte parke taşı lazım falan diye beni çalıştıran, beni teşvik eden bir belediyenin olması lazım. Hadi bunları geçtim. Diyelim ki bakanlığın bir projesi var falanca ilde, belediye başkanı hayır biz istemiyoruz veya. Projenin Belediye biriminin tamamlanması gereken altyapıyı tamamlamıyor. Biz Yatağan'da pandemi döneminde devlet hastanesi yaptık, hizmete açacağız. Altyapı yapılmamış. Belediye yetiştirememiş. Hastanenin her şeyi hazır, sıfırdan bir binada seçiliyor. Bütün teçhizatını getiriyorsunuz Hastaneyi açamıyorsunuz çünkü çok affedersiniz, kanalizasyonunu bağlamamış belediye. Ve Yatağan Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi ile protokol yapıp bu hizmeti kendisi yapıyor. Faturalandırıyor büyükşehir. Yani çünkü yetki büyükşehirde. İlçe belediyesi bunu kendinden yapamaz. Sizin bahsetmek istediğiniz uyum açısından bize daha hızlı ve seri talep gelmeli. 

Gelmiyormuydu mu sayın vekilim yani? 

Şöyle,  Milas Belediye Başkanımız Muhammed Tokat. Muhammed Tokat Bey'i buradan saygıyla ve sevgiyle anıyorum. İnşallah izliyorsa da. Beni CHP'li belediye başkanları içerisinde en sık ziyaret eden, mecliste ve hatta tek ziyaret eden belediye başkanıdır. İki kez geldi. İki kezde de küçük küçük talepleri vardı. İkisini de ben olumlu olarak cevaplandırdım ve yardım ettim. Yani bu başka bir belediye başkanı da olsa seve seve yani bizim ilçemiz yani bizim ilçemize bir hizmet götürecekse bir belediye başkanı hangi siyasi partiden olduğuna bakmaksızın elimizden geleni tabii ki yaparız. Bu konuda Muhammed başkanım geldi. Biz de onu şimdi söylemeyeyim. Yani milas halkı için, muğla halkı için. Yapılması gereken işlerdi ve ben destek oldum sağ olsun kendisi de sağda solda bunu söyledi. Diğer belediye başkanlarımızda gelseydi onlara da elimizden ne geliyorsa yardım ederdik ama tabi bu genellikle karşı taraftan iktidar partisine puan kazandırırız düşüncesiyle bırakın gelip bir şey talep etmeyi. Bir şey bile yapmaya kalktığınız zaman işte Menteşe'de Kredi Yurtlar Kurumu olarak yurt yaptık biliyorsunuz. Onların da kanalizasyonunu bağlayamadılar. Yani merkez işte yani Muğla'nın merkezi. Menteşe neresi? Muğla'nın merkezi. Üniversite hastanesinin arkasında yurt yapıyorsunuz. 4048 kişilik kız ve erkek yurdu yapıyorsunuz. Ve 2018 yılında yazı yazıyorsunuz biz burada bir yurt yapacağız. Şu kadar kapasitesi olacak bunun altyapısını hazırlayın diye. Ve belediye 2021 yılına geliyorsun. 2022 yılında halen bununla ilgili diyor ki benim altyapım bunu kaldırmaz. Ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ilk kez Muğla'da yaptığı bir yurda bir de arıtma Tesisi yapmak zorunda kaldı. Başka bir yerde böyle bir şey yok. Türkiye'de başka bir örneği yok diyorsunuz. Bakanlıktan gidip bir yurt istediğim zaman Diyor ki bana hangi ilçede? Niye? Çünkü tereddüt ediyor adam yani. Acaba altyapısını yapacaklar mı şimdi? Ben bir de yurt yaptıktan sonra birde yurt parasının yarısı kadar da para Harcayıp, bir de artık bana teslim yapmak zorunda kalacağım diye. Soruyorlar yani siz nereye yurt istiyorsunuz, hangi ilçeye diye. Dolayısıyla İktidar Partisi ile Yerel Yönetim'in ortak çalışması ciddi bir sinerji ortaya çıkartıyor ve hizmetin gelmesi de o derece kolay oluyor. Programda. Bir lansman yapıldı. Daha doğrusu Muğla merkezde Şadi başkanımız, başkan Adayımız yapacakları projeleri... Menteşe Belediye Başkan Adayı Cumhur İttifakı'nın. Öyle çok yüksek maliyetli bir şeyler yok. Ama tabii Menteşe'deki gazeteci arkadaşlar daha önceden böyle projeleri falan görmedikleri için yani daha doğrusu böyle bir olabilirliklerini sorguladılar. Nereden kaynak bulacaksınız? Menteşe Belediyesi borç içerisinde diye soru sordu Özcan Bey. Ben mikrofonu alarak bir cevap vermek istedim. Dedim ki bu projelerin bir çoğunu bakanlıklarla ortak yapılabilir. Yani millet bahçesidir veya spor sahalarıdır. Gerek gençlik ve spor bakanlığından alırsınız yada çevreşehircilikten alırsınız, turizm bakanlığından alırsınız. Hatta çoğunu yapıyorlar, hibe ediyorlar belediyeye. Yani bir millet bahçesi yapıyor, çevreşehircilik bakanlığı. Efendim yirmi yıl vadiyeli siz şehir çevreşehircilik bakanlığına geri ödeme yapıyorsunuz. Yani bu şekilde  projeler yapmak kolay. Belediyelerin  bizimle ortak istişare yapmaları sonucunda çözemeyeceğimiz bir sorun yoktur. 

Şöyle baktığım zaman yine gelen yorumlarda da farklı onlara yorumları en sona bırakacağım sevgili izleyiciler. Ama projeyle gelselerdi herkese de destek olurduk diyorsunuz değil mi? Artık bu da bir cevap olmuş oldu. Peki sayın vekilim şunu da merak ediyorum çünkü çok hızlı bir şekilde milletvekilliğinizin sürecinde yasa ya da çalışmalarla ilgili Ankara'da çıkamadığınız anlar da oldu. Bir 20 günlük kamplarınız da oldu ama Muğla sahasından hiç uzaklaşmadınız ve birçok da proje getirdiniz. Şimdi Muğla'da birçok bakanlarımız mesela Pazar günü turizm bakanımız buradaydı  ve yeni yeni projeler gelmeye devam ediyor. Peki halka indiğinizde, mesela bugün Fethiye'deydiniz. Halkın teveccühü nasıldı? Mesela belki de bir ilk  Ziyaret de AVM'de gördük sizi. Yani bu çok seçim süreçlerinde yaşadığımız, süreçte ilk Kadem Mete'nin seçim çalışması farklı bir şekilde devam ediyor. Çünkü herkes ayrıldı, Yakup vekili başka bir yerde, MKYK  üyemiz farklı çalışıyor, Büyükşehir adayı farklı çalışıyor. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsun? AVM'de sizi görenler  nasıl bir karşıladı ?

 Tabii bazıları şaşırıyor tabii. Dükkan dükkan her bir çalışan yerinden tezgahlarına varıncaya kadar hepsiyle görüyorum. Ben şey yapıyorum yanımda belediye başkanımızı götürüyorum diyorum ki size belediye başkan adayımızı getirdim. Onun adına oy istiyorum sizden. Bir milletvekilinin oy istemesi belediye başkanı için. Şunu da söylüyorum yani ben belediye başkanımın emrinde olacağım diyorum. Bunu samimiyetle söylüyorum. Şu manada Şimdi tabii belediye başkanlarımız bakanlıklarla ilgili talepleri oluyor. Bir milletvekilinin randevu alıp da onunla beraber gitmeyi istiyorlar. Biz üç gün açık olduğunda meclis, salı, çarşamba ve peşeme günleri. İnanın bizim yedi Cumhur İttifakı belediye başkanlarımız her gün oradalar. Ben bir hafta hiç boş geçirdiğimizi hatırlamıyorum. Bazen 3 belediye, bazen 4 belediye, bazen 2 belediye, bazen 7'si birden geliyorlar Yakup abiyle beraber. Biz onları bakanlık bakanlık gezdiriyoruz yani. Biz tabi onların emrindeyiz. Onların sunduğu projelere kaynak bulmak. destek bulmak için orada bir köprü vazifesi görüyoruz. Bazen de bizim katkılarımız oluyor, düşüncelerimiz oluyor. Belediye başkanını biz teşvik ediyoruz. Böyle bir çalışma içerisinde oluyoruz ama yani yedi belediye bize az geliyor. Biz bu sefer Muğla'nın tamamına talibiz. Yani nitekim hani üç tane verdiler bize. 2009'da teke düşürdüler. Sonra baktılar ki hani Kavaklıdere'yi ihya ettiler. Üç tane verdiler. Bu üçünü de iyi yönettiler. 7'ye çıkardılar sayılarını. Ben bu 7'ye çıkan bu 4 tane belediye, yani sonradan bize gelen işte ULA'sı, efendime söyleyeyim Dalaman'ı, Yatağan'ı ve Ortacası, bu 4 tane belediye başkanlarım şunu söylemiştim. Siz vitrinde olacaksınız bu 5 yıl içerisinde. Öyle şeyler yapmanız lazım ki Diğer alamadığımız ilçeler size bakıp Hayıflansın. Ya keşke biz de AK Parti'ye oy verseydik, Cumhur İttifakı'na oy verseydik diyebilsinler demiştim. Dolayısıyla onlar da gerçekten bu süreyi çok iyi değerlendirdiler. Birçok projeyi hayata geçirdiler. Bazı projeleri de Büyükşehir engeline takılıyor. Yani şimdi imar planını yapmıyor Büyükşehir. Bir böyle 25 binlikte 5 binliği Büyükşehir yapmayınca siz bir bölü  binliği yapamıyorsunuz. İmarsızlıktan da belediyelerin yapamadığı projeler var. Yani bir kere imar planını Büyükşehir'in eline kıpırdatmadığı sürece ilçe belediyesinin yapma şansı yok. Altyapıların da birçoğunu Büyükşehir yapması gerektiği için. Şimdi vatandaş çok ilginç Yatağan Belediyesi'nin önünü Büyükşehir bir kazdı. Ya bir buçuk sene öyle kaldı inanır mısınız? Ve bunu yatağan belediyesi mi yaptı sandılar? Şimdi tabii vatandaşa hepsini anlatamıyorsunuz ki Mustafa Başkan levhayla yazdı. Buradaki kazının sorumluluğu Büyükşehir'e aittir. Büyükşehir zabıtaları gelip o levayı indirmeye kalktılar. Arkadaş burada bir hakaret yok, bir iftira yok. Niye ki yani indiriyorsunuz? Bunu indirinceye kadar yaptığınızı düzeltin o zaman. Yani yerine getirin. Mahsustan böyle kavaklıdereye yaptılar o ana caddeyi 3 yıl boyunca. Kavakdere'nin ana caddesini kazdılar, altyapı geçireceğiz diye. Öyle bıraktılar, toz toprak içerisinde. Ulanın girişini, ulalı vatandaşlarımız bilirler. Ve bunu yaparken de, siz kaç kişiye anlatacaksınız ki yani vatandaşa, bakın burası AK Parti'ye geçti, şimdi de yine her taraf Köstebek yuvasına döndü diyor vatandaş. Siz dilinizin döndüğünce, bak burası bizim sorumluluğumuzda değil, bunun altyapısını büyükşehir yapacak, sonra üstünü biz yapacağız deseniz de, Bazıları tabii inanmak istemiyor, inanmıyor.

 Peki Sayın Vekilim şunu sormak istiyorum. Şimdi birçok noktada biz sahada olduğumuz için hani mahalle mahalle yeri geliyor sokak sokak geziyoruz. Mahalle programlarımız var bizim. İnsanlar mikrofonu görünce böyle yerel de böyle samimi samimi konuşuyorlar. Acaba belediyeler bu yasayı anlatamadı mı? Hani diyorsunuz ya işte birkaç kişiye medyayı kullanabildiler mi? Mesela yapılan yatırımları doğru duyurabildik mi? Bize böyle bir durum var ama, bunu soran oldu mu size daha önce bilmiyorum . 

Medyada, sosyal medyada inanın çok kötüyüz. Bizim eksikliğimiz o. Sadece sosyal medya mı sayayım peki? Hayır, medya ve sosyal medya. Artık şimdi şöyle, herkesin televizyonu , herkesin elinde, bütün dünya elinde telefonla takip ediyorlar. Hatta çok böyle ulusal kanallardan ziyade işte böyle yerel sosyal medyadan yayınlanıyor. Mesela şikayetim var Fethiye, işte şikayetim var Milas, işte şikayetim var Muğla. Aynen. Bunlar inanın daha revaçta yani. Vatandaş çünkü hemen cebinde pat diye görüyor, şak diye düşüyor böyle. Hemen anında bilgi sahibi oluyor. Ama keşke oluşan trafik kazalarından, şuradan buradan olumsuz haberlerden değil de mesela siz istemez misiniz olumlu haberler yapalım? İşte yatağanda şu yapıldı, Milas'ta bu yapıldı, Fethiye'de bu yapıldı, şu başladı, şunun inşaatı devam ediyor. Şu bitti, işte yarın açılışı var. Bu haberleri, hizmetleri vermek istemez misiniz? Niye yani sadece, işte şurada... . Şurada efendim, trafik kazası oldu. Gene gitti, bu kötü haberlerle hep anılıyor Muğla son zamanlarda. İşte gelen turist dövüldü. Yani onun önü kesildi, ona bilmem küfredildi. Bu haberler yerine böyle tanınmaktansa keşke hizmetlerimizle, işte yeni bir bahçe kazandık, işte şöyle bir hizmet yeni bir kapalı spor salonu açıldı, spor sahaları şöyle oldu, yeni kreşler yapıldı gibi. 

Bunları duyurmak daha zevkli olmaz mı sizin için de? Ama biz yaptığımız hizmeti aktarmakta biraz beceriksiz kalıyoruz. Çok fazla hizmet yapıyorsunuz hangisini anlatayım diye. Nereye yetiştirelim? Şuna şahitsinizdir. Büyükşehir Belediyesi yenilenmiş köprü korkuluğu açılışı yaptı. Yani bir köprünün korkuluklarını değiştirdiler. Orada açılış yaptılar. Yenilenmiş köprü korkuluğu. Açılış yaptılar. Biz Eğitim Araştırma Hastanesi'nin açılışını yapmadık biliyor musunuz? Yani en son Cumhurbaşkanımız geldiğinde bir yıldan önce yapılmış olduğu için, son bir yılda yapılmadığı için onun açılışını bile atlandı. Yine kapalı spor salonunun da açılışını yapmadık biz Muğla'da. Yani açılış yapmaya fırsatınız olmuyor. O kadar çok hizmet yapıyorsunuz ki, açılış yapmadığınız şeyi de duyuramıyorsunuz tabii. O konuda eksikliğimizi kabul ediyorum. Ama Elinoğlu işte korkuluk değiştiriyor. Bunu ballandıra ballandıra veya yine bir heykel yapıyorlar. Bu heykeli bir anlatıyorlar ki yani sanki istihdama çare bulmuşlar. veya işte büyük bir hizmetmiş gibi yaptıkları heykelleri anlatıyor. 

Şunu diyebilir miyiz o zaman siyasetin dili değişti. Artık şov yapmak gerekiyor. 

Kesinlikle. Yani yapılanı da anlatmak gerekiyor. Hatta yaptığınız hatayı bile öyle bir anlatıyorlar ki sanki iyi bir şey yapmışlarmış gibi de lanse edebiliyorlar yani.

 Şimdi Sayın Vekilim kısa bir araya gideceğiz ama sevgili izleyiciler özellikle gelen sorulardan bir tanesi Marmaris'te ne olacak Serkan Yazıcı diye soruyorlar. Kısa bir reklam arası sonrası Sayın Vekilim'e soracağım. Sorulara nasıl yetişiriz bilmiyoruz. Program saatini biraz uzatabilir miyiz Sayın Vekilim? 

Benim için bir sorun yok. Yani bu konuda sahura kadar devam edebiliriz. Sorun değil.

 Evet en önemli sorulardan bir tanesi Marmaris. Çünkü izleyicilerimiz Marmaris'i çok merak ediyor ve orada Serkan Yazıcı seçim çalışmalarıyla kampanyasıyla da farklı bir çalışma örneği ön planda. Siz Marmaris'tesiniz. Tabi arada bir uğrayabiliyorsunuz anladığım kadarıyla bu süreçte ama. Yatmadan yatmaya gidiyorum. Gidebiliyorsunuz tamam yani sahurda bir ulaşacaksınız diye düşünüyorum o zaman. Nasıl gidiyor? Marmaris'te durum nedir?

 Serkan Bey geçen 5 yıl içerisinde, ilk 2019'da çıktığında daha önceden bir siyasi geçmişi olmamasına rağmen yine de çok iyi bir performans sergilemişti. Özellikle gençler tarafından çok sevilmişti. Ama aldığı oy belediye başkanı seçilmesine yeterli olmadı. Biz sahadan 2024'e yaklaşırken Çok ciddi baskılar aldık. Bir kere Serkan Bey defalarca beni arayıp, yani bak ben bu defa düşünmüyorum demişliği vardır. Ama kendisine de o kadar çok baskı gitti ki yani artık sen bu işi yapman lazım falan diye. Ve beni çok kişiler böyle daha önceki seçimlerde Serkan Bey'e oy vermemiş ama sonradan pişman olmuş. çok böyle kuruluşlar, dernekler veya bireysel şahıslardan çok talep geldi. Ben de bunu Serkan Bey ile tekrar görüştük ve şimdi o nerede kalmıştık dercesine Sahada çok güzel feedbackler alıyoruz. Tecrübe de mi etmiş? 2019'un tecrübesi de var mı? Tecrübe de edindi. Aslında Serkan Bey gerçekten hiçbir şeyi siyaseten yapmıyor. Çok doğal davranıyor. Gerçekten nasıl görüyorsanız o gençlerle, o esnafla, mesela restorançılarla görüşüyor. Diyor ki, bakın bazı şeylere dokunacağım. Öyle kararlıysanız öyle destekleyin diyor. Onlar da tamam diyor. Yeter ki bir düzenleme gelsin, biz razıyız diyor. Kurallarını da söylüyor. Tabii. Ben her şeyi güllük gülistanlık yapacağım, size hiç dokunmayacağım. Tırnak içersinde söylüyorum, hanutçulukk da yapacaksınız, kaçak da yapacaksınız. Böyle bir şey demiyor. Ben düzen getireceğim diyor. Buna rağmen hepsi diyor ki tamam biz o bir düzenin içerisinde olmaya razıyız. Yeter ki bir düzen olsun. Şu anda bir düzensizlik var çünkü. Ve gerçekten çok çok iyi bir sonuçla Serkan Bey'in bu işi finish noktasında bitireceğini düşünüyorum. Yani zaten karşı tarafta Daha önceden tabii belediye başkanlığı yapmış olan bir Ali Bey var, İYİ Parti'nin adayı olarak. Bir de yeğeni var. Yeğeni de Cumhuriyet Halk Partisi'nden aday. Tabii ben prensip olarak adaylar hakkında yani karşı adaylar hakkında bir şey, olumsuz bir şey söylemek istemiyorum. Ali Bey'in hizmeti oldu 15 yıl içerisinde ama sonradan son 5 yılda Marmaris gerçekten maalesef geriye doğru bir ivme kazandı, yani kazandıklarından da kaybetti. Ve baktıkları zaman tecrübe olarak, yani yapılabilirlik olarak, ben her zaman şunu söylüyorum aslında, Şimdi belediyeler aslında büyük bir şirkettir. Yani geliri var, gideri var, personeli var, yapması gereken işleri var ve bir de sosyal tarafı var. Yani büyük bir şirketin de aslında mantığı aynıdır. Belediyecilikte biraz daha sosyal taraf ağır basar ama sonuçta bir geliriniz var, bir gideriniz var, yapmanız gereken projeler var. Bunlara kaynak yaratmak zorundasınız. Bunu yapabilmek için yani siyasetçiden artı bir de bir iş adamlığı gerektiriyor. Yani o parayı kontrol edebilecek, o mekanizmayı yürütebilecek bir deneyime, bir kapasiteyle sahip olmanız lazım. Yani siz belediyenin ciddi bir bütçesi var. Bu bütçeyi bir şirket olarak düşünün. Birisini bir genel müdür olarak atıyorsunuz. Şirket sizin şirketiniz. 5 yıllığına yurt dışına gideceksiniz. Bu şirketinizin başına kimi getirirsiniz diyorum. Bunu getirirken de ne yaparsınız? Size iş başvuruları var aday olarak onları diyorum. Bunlar genel müdürü olmak için size başvuran adaylar. Siz bunları ne yapıyorsunuz? CV istiyorsunuz değil mi? Diyorsunuz ki siz bir CV'nizi görebilir miyim? Daha önceden ne yaptınız? Şimdi babasından dedesinden kalan malı, mülkü kiraya verip kira parası yiyen birisi ile Kendisi hiçbir işletme yapmamış. Taş üstüne taş koymamış. Hazır kira yiyen bir adamla babasından kalanı daha da geliştirmiş. Olmayanları yapmış. Marmaris'te Serkan Bey hiç kimsenin yapmadığı bir şey yapıyor. Adam diyor ki ben 12 ay turizmi getireceğim. Kendisi şu anda 12 ay turizmi yapıyor. Oteli 12 ay açık. Benim ticari şeyim de var. Biliyorum 12 ay açık yani. Artı deniz kenarında buz pateni yapma fikri Yazın gölgede sıcaklığın 37-38 dereceye çıktığı bir yerde buz pateni yapmış adam deniz kenarında. Yani birçok ilk termal oteli yapmış Marmaris'te. Yani şimdi bu adam çıkıp da projelerini anlattığı zaman hadi canım deme lüksünüz yok ki yapıyor zaten adam. Ve bunu gördü millet. Şimdi ona geliyor ışığa gelen kelebekler gibi. Millet ona geliyor gerçekten. Ben inanıyorum ki Serkan Bey ile çok şeyler yapacağız Marmaris'te. Yani Marmaris'te mutluyuz diyorsunuz. Yani 2024 yerel seçimlerinde. Yani diyorlar ya benim kafama uygun, enerjime eşit, yeter ki başkanlar olsun. Ankara'da plan, bütçenin ne varsa alır getiririz yani Muğla'mıza, ilçelerimize Allah'ın izniyle. 


O zaman Bodrum. Böyle farklı açılardan gidiyorum. Bodrum'la alakalı yine sorular var. Orada Mehmet Tosun olsun. Bodrum'da... Bana Bodrum deyince böyle biraz böyle bir... Şimdi şöyle, şöyle yani... Hani bizden Gapı kaptırmam diyordu ya rahmetli Süleyman Demir'e. Onun için bir hayalim var.  Bodrum'da ben Mehmet kardeşim için çok uğraştım. Yani Mehmet kardeşimi ikna etmeye, hem genel merkezi hem Mehmet Bey'i ikna etmek için gerçekten uğraştım. Çünkü bana turizmciler geldi. Yani tabii ben de turizm işini, faaliyeti yaptığım için, turizmci olduğum için dediler ki ya şu başkanı getir, biz ona oy vereceğiz. Yani bunlar normalde AK Parti'ye oy veren bir kitleden bahsetmiyorum. Normalde AK Parti'ye oy vermeyenler dediler ki Mehmet Tosunu aday yapın. Biz ona oy vereceğiz. Yani biz Mehmet Tosun'a oy vereceğiz dediler. Biz Mehmet Bey'le görüştük, ettik. Ben de ona bütün güvenceyi verdim. Yani yeter ki sen proje üret ben ona kaynak bulacağım dedim. Bodrum için. Bodrum için tabii ki yani her ilçe başkanıyla. Ve sahaya çıktık. Mehmet Bey şu anda sahada. Ben onunla birkaç defa programlara katıldım. Dükkan dükkan böyle dolaşıyoruz. Bazı tabii benim duymaktan hoşlanmadığım şeyler de oluyor. Mesela ben de sonuçta bir siyasiyim. Adam diyor ki ben hiç AK Parti'ye oy vermedim. Vermem de ama sana oy vereceğim diyor. O beni biraz incitsede ama sonuçta görüyorum ki doğru adayı seçmişiz. Yani sadece Milliyetçi Hareket Partisi ve AK Parti'nin büyük birliğinin değil, Diğer siyasiler, siyasi görüşü olan insanların da davet ettiği bir isim Mehmet Bey. Orada da bir sürpriz yapacağız, göreceksiniz. Bodrum'u inşallah turizm kentlerine alacağımızı düşünüyorum ben. Öyle görüyorum sahada da. Fethiye, Bodrum ve Marmaris'i özellikle, diğerlerini almayacak mısınız diye sormayın, Ula'ya gidiyoruz. Yani böyle bir kaldım şimdi soru gelmeden kendimi zaten bekliyorum. Ula'ya gidiyoruz. %41 oy aldığımız bir Ula var. Yani direkten dönmüş. İnşallah orada da hocamla beraber. Fevzullah Gülada'yla, Datça'da. Orayı da alacağız. Ula zaten bizde. O Özay kardeşim biliyorsunuz, rahmetli İsmail başkanımdan sonra geldi. Şimdi siz sahaya çıkıp da belediye başkanlığı için işte projeleri, hazırlıkları yapmadan, yani şimdi belediye başkanı olarak tabii hazırlıyorsunuz kendinizi, projelerinizi sunuyorsunuz, seçim çalışması yapıyorsunuz, belediye başkanı oluyorsunuz ve bir yola giriyorsunuz. Ama böyle bir elim bir olaydan sonra birden kendinizi belediye başkan olarak gördüğünüzde bir kere bu olaya adapte olmak için bile ciddi bir süre gerekiyor. İster istemez bir bocalama süreci yaşanılabilir. Ben özel kardeşimin belediye başkanı odasına gittim 1-1,5 sene makam koltuğuna oturmadı . İsmail Bey'e olan saygısından yani ya ben oraya rahat edemiyorum dedi yani düşünebiliyor musunuz? Ama sonradan tabi mimar olmasının da verdiği bir avantajla sonradan çabuk toparlandı. Ve çok ciddi şeyler yaptık özellikle Akyakada. Hem rahmetlinin İsmail abinin başladığı işleri ilave etti. Hem yenilerini ilave etti. Ve onun tabi en kısa onun ikisi tuttu. O 5 yıllık belediye başkanı da değil. Yani 2,5 seneye yakın bir belediye başkanlığı var. İnşallah onunla yine projelerimize devam edeceğiz. Rahmetli hakkında da güzel bir anım var aslında. Sevgili izleyiciler ben Gökova Akyaka'da büyüdüm. İsmail başkanın Elinde büyüdüm Nur içimde yatsın. 2019 seçimlerinde gençlik ve spor bakanımız gelmişti ve AKyaka kavşağında böyle bir konuşma ve bir bağırışı vardı. Arena istiyorum boğa güreşi için. Şimdi o gün boğa güreşleri var. Genç bir spor bakanımız sayın Mehmet Muharrem Kasaboğlu ile beraberiz. Dedim ki sayın bakanım sizi bir yere götüreceğim. Nereye? Boğa güreşlerine gideceğiz dedim. Orada talepleri var dedi belediye başkanımızın. Şimdi danışmanlara dediler ki ya işte efendim biz çok doğru olmaz işte hayvan severler işte orada kan akar şu olur falan hayvanlar yaralanır. Dedim ya İspanya'daki boğa güreşi değil burası dedim yani kan manla öyle bir şey yok. Boğalar  tokuşuyorlar bir tanesi vazgeçiyor. Kaçıyor. Kaçıyor o kadar bitiyor dedim yani. Yani ikna etmekte zorlandım Sayın Bakanım dedim bana güvenin dedim öyle bir kan man öyle bir vahşi öyle bir olay yok dedim. Peki dedi ve gittik ki hani dağ taş insan kaynıyor. Kamyonların kasalarında. Loca yapıyorlar orada dedi. Ya bu ne derbi maçı mı var burada dedi. Bu nasıl bir kalabalık. Dedim işte burasının kültürü bu. Yani bu boğa güreşinde böyle bir şey var. Ve bu insanlar böyle derme çatma yerlerde bu geleneksel spor yaptırmaya çalışıyorlar dedim. Ve orada sözünü aldın. Arena'nın. İktidar partisi olmanın avantajı bu. Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesini ayarladı. Rahmetli İsmail Başkanım başladı ve bitirdik. Şu anda da boğa güreşleri orada yapılıyor. İnsanlar çok rahat bir şekilde gelip izleyebiliyorlar. Onu da biraz daha da Türker Kardeşim geliştirecek. Yeni projeler var belki de. Gelen insanların orada konaklayabileceği, hayvanlarını rahatlıkla barındırabilecekleri o arenanın... Bir nevi kamping adı gibi değil mi? Boğazseverlerin, boğaz üretçilerinin. Tabii, geliştirecek, projesinde var. İnşallah çok daha uygun bir hale gelecek orası. 

Peki, Milas konusunda Sayın Vekilim? 

Milas'ta çok deneyimli bir adayımız var. Yani Rüştü Bey daha önceden de hem belediye başkanlığı da yaptı biliyorsunuz. Doğru Yol Partisi'nden. Demokrat Doğru Yol döneminde geçmiş dönem. Evet. 2014'Te bir denemiştik, olmamıştı. Ama inşallah bu sefer, onunla da tabii köylere gittim, esnaf gezdim. Yani şu kadarını söyleyeyim, bizi bağrına basan, elimizi sıkan, bu iş bu sefer tamam diyen insanlar oy verirlerse biz orada da alabiliriz. Seçim aldık. Seçim aldık yani. Yani çok güzel tepkiler var sahada. Yani inanın, yani böyle olumsuz, bir iki tane emekli yakaladı mıydı beni, ne olacak bizim bu emekli maaşları diyor.

 Onu soruyorlar da sevgili izleyiciler hani bu dönemde farklı bir çalışma var. Genel seçime mi gidiyoruz, yerel seçimde miyiz? Biliyorsunuz şu an ulusal basında da bu değerlendiriliyor. Yeniliği anlatmaya çalışıyoruz yoksa sayın vekilim de genel seçim sonrası Ankara'da meclis kürsüsüne. O zaman orada istediğiniz soruları sorabilirsiniz. Emeklilerin durumu ne olacak? Belki güzel bir sürpriz gelir programın sonuna doğru. Evet, şimdi farklı bir enerjiniz var. Sağ çalışmalar çok farklı gidiyor. Ve siz bir şekilde de zaten Sayın Cumhurbaşkanımız'ı Statonikeia'ya nasıl getirdiğinizi çok iyi bildiğim için bunu birçok programda anlattık. İsterseniz başarı gelir. İnanmışlık mı Sayın Vekilim? 

Kesinlikle. Ben samimi söylüyorum. Benim en büyük hayalim ve hedefim Muğla'yı, yani Büyükşehir'i AK Parti Belediyeciliği ile tanıştırmaktı. Çünkü bazen siz bir şeyin oluşmasına vesile olursunuz ve çok büyük hizmetler onun vesilesiyle, onun ardı sıra gelir. Siz aslında o hizmetlerin oluşmasına da vesile olursunuz. Dolaylı olarak. Dolayısıyla ben inanıyorum ki Muğla Büyükşehir'i aldığımız zaman, inanın Muğla'nın şu anda Bodrum'undaki trafiğinden, su probleminden, Fethiye'nin körfezine, Marmaris'teki düzensiz yapılaşmadan, kaçak yapılaşmalara varıncaya kadar her sorunu çok rahat bir şekilde çözebilecek bir ekip gelecek. Yani Aydın Hocam'ın hem bilgi ve tecrübeleri ve ikili ilişkileri, onun da çok iyi ikili ilişkileri var. Sayın Cumhurbaşkanımızla çok rahat temasa geçip birçok şeyi hatta işte biliyorsunuz bazı kararları geri çektirmesinde de vesile oldu. Yani doğru anlatınca, düzgün anlatınca bir olayı Sayın Cumhurbaşkanımız da hani tırnak içinde söylüyorum birileri diktatör işte tek adam falan diyorlar ya. Sen Cumhurbaşkanımız en son bu akbelen ormanlarıyla alakalı kararı doğru düzgün anlatılınca geri çekebilecek de bir yapıya sahip. Yani ben bir kere böyle dedim asla geri adım atmam diyen bir yapıya da sahip değil. Yeter ki siz ona doğru bilgileri verin. O kendi mevcut fikrinden de değişiklik yapabiliyor. Dolayısıyla Aydın Bey'in böyle bir avantajı da var. Yani Muğla'ya hizmet getirme açısından. Bakanlarla da çok iyi görüşüyor. Bizim eksik tarafımız yani iki tane milletvekili koca bu coğrafyaya az geliyoruz diyorum ya. İnşallah bizi de çok iyi bir şekilde bütünleyecek büyükşehir de bizde olduktan sonra ve yeni Cengaver Belediye Başkanlarımızla beraber bu olaya hizmet götürmekle birbirimizle yarışacağız. Ben bunun sözünü vatandaşımıza veriyorum şu anda.


 Şimdi sevgili izleyiciler gerçekten Sayın Kadem Mete ile yapmış olduğumuz bütün programlarda iddiaları her zaman gündemdedir ve sonuca da ulaşmıştır. Şimdi bu da benim için MTürk TV olarak da bir böyle farkındalık olacak. Yine iddialı bir şekilde büyükşehirde bizim diyorsunuz Fethiye'de durum ne olacak? Yani şimdi bu Fethiye'ye dönüp dolaşalım çünkü stüdyomuz, ana merkezimiz Fethiye'de sevgili izleyiciler MTürk TV'nin. Bu konuda yorumlarınız nedir? Çünkü sahadaydınız, en son el direkte program vardı. İftihar sonrası yayına yetiştiniz çok şükür. Ben bir an gelemeyeceğini düşündüm ama bu konuda nedir? 

Konuşmanın başında dedim ya, şimdi karşı taraf korkuluk açılışını yapıyor. Sanırsınız ki 3000-4000 kişiye iş sağlayan, istihdam sağlayan bir fabrikanın açılışını yapıyor. Biz ise kocaman bir şehir hastanesi büyüklüğünde bir hastane açıyoruz ama bunu pazarlayamıyoruz, anlatamıyoruz, gösteremiyoruz diye. Şimdi burada da aynı şey var. Şimdi elin oğlu, seçimi neredeyse garantilemiş gibi konuşuyorlar veya işte değişik anket firmalarından el altından böyle anket sonuçları diye duyuruyorlar. Şu imajı vermeye çalışıyorlar. Burada AK Parti yarış dışı, en son böyle bir anket yayınlandı. AK Parti'nin Cumhur İttifakı olarak, Milliyetçi Hareket Partisi adı altında. Logosuyla girilecek seçime? Aynen öyle. Tabi Muhammed Kökten kardeşim Milliyetçi Hareket Partisi'nin adayı, Cumhur İttifakı'nın ortak adayı. Sanki işte bu geride seçim CHP ile İYİ Parti arasında geçiyormuş gibi bir hava yaratmaya çalışıyorlar. Buradaki amaç şudur. Yani Cumhur İttifakı'na oy verecek olanlar, ya bizimkisi seçilemiyor bari Cumhuriyet Halk Partisi tekrar gelmesin deyip, İYİ Parti'nin adayına oy versin. Buradaki amaç budur ama bu bir aldatmacadır. Burada yarış. Cumhuriyet Halk Partisi ile Cumhur İttifakı'nın adayı MHP'nin adayı Muhammed arkadaşımın arasında geçiyor. Ve kafa kafaya bir yarış var. Son haftalarda da, son günlerde de buraya da biz biraz ağırlık vereceğiz. 

Son 10 gün şahada olacaksınız. 

Aynen öyle Cumhur İttifakı olarak böyle Sakar'ın altını inşallah tamamen bütünleştireceğiz.

 Sevgili izleyiciler bu arada tabii ki yine sorudan gelmeye devam ediyoruz. Serdar Hocam bu arada bütün WhatsApp'tan gelen mesajları gönderiyor musunuz? Ama mesajlara da cevap vermem lazım. Bir de yorumlar vardı. Kavaklıdere'den çok çok selamlar var size Sayın Vekilim. 

Aleyküm selam. Başımızın tacıdır Kavaklıdere. Vallahi gözümüzün nurudur. İlk göz bebeğimiz diyebilir misiniz? AK Parti kurulduğundan bu yana her zaman Kavaklıdere'liler bizi orada birinci parti yapmıştır, baş tacı yapmıştır. Biz Kavaklıdere'lilere ne kadar hizmet etsek azdır. Ve gerçekten de orası bizim için ayrı bir değere sahiptir. Ama hizmet yapmakta da yarışıyoruz orada. Mehmet Demir denilen bir belediye başkanı var orada. Başkanıma buradan da selamlar. Şimdi aslında Kavaklere ile Seydikemer arasında şöyle bir yarış var. Kim daha fazla oy oranıyla? Çünkü geçen seçimde Kavaklıdere 1. oldu %68'le. Şimdi işte Seydikemer onunla yarışıyor. Önder Akdeniz'de %85 üzeri. Şimdi öyle diyor Önder Başkanım. 25 de 25  götüreceğim diyor meclise. Şimdi bakacağız. Onların yarışı daha ilginç yani. 

Şimdi Kavaklıdere ve Seydikemer konusunda yorum yapmıyorum. Bir ara dedim ki bakın Kavaklılar'a ve Seydikemer'e hadi bir hızla atağa geç dediğimde ciddi anlamda tepki almıştım artık galiba biraz da. Ortada götürmek gerekiyormuş sevgili izleyiciler yarışı. Peki şunu soracağım. Bir mesajda Kemal Kalafat '' Muğla'nın AK Partili ilçe belediyelerindeki gelişmeleri ve yatırımları imrenerek izliyoruz. Ve artık Menteşe ilçesinde de bu yatırım ve hizmetleri görmek istiyoruz. Kadem Vetem vekilimizi Muğla ve ilçelerinde yapmış olduğu ve yapacak olduğu tüm hizmetler için ziyadesiyle minnettarız. Bayağı da taş değmesin demişler. Allah razı olsun '' 

 Biz Menteşe'ye hiç değinmemiştik. İyi ki hatırlattı. Geliyordu sorularda. Eyvallah. Şimdi Menteşe'nin adayı da ilginç. Ben onu anlatırken şöyle dedim. Bir doktor gitti bir doktor mu? Bir evkiyim ama bakın hangi doktor? Şimdi bir aile reisinin Yani canından aziz bildiği nesi olur? Eşi olur, çocuğu olur değil mi? Evet. Yani bunu siz kime emanet edersiniz? Kadın doğum uzmanına emanet edersiniz. Kadınlardan geliyor oy şimdi. Hayır sadece kadınlardan olur mu? Yani siz eşinizi ve doğacak olan çocuğunuzu götürüp teslim ediyorsunuz kadın doğum uzmanına. Evet. Yani en önemli varlığınızı ona teslim ediyorsunuz. Menteşe neymiş yani? Menteş'e de teslim etmemiz gerekiyor. Bence 13 ilçede sizin çalışmanız lazım. Canınızdan, canını teslim ettiğiniz bir adama ilçeyi teslim etmeyecek misiniz? Yani o ilçeyi de layık olduğu seçim çalışmalarıyla sonuçlunda en güzel yere getirecektir Şadi Başkan. Gerçekten sahada çok bir kere o kadar pozitif bir enerjiye sahip ki ben onu tabi yıllardır tanıyorum. Ama ailecek öyledir çünkü mitingde birebir yaşadım. Eşim de kadın doğum uzmanı yani sadece kendisi değil. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanım 2019 seçimlerinde Bodrum adayıyla ilgili konuşurken Tahir Ateşbey'i ona da buradan selamlarımız olsun. Şimdi Tahir Bey'in kendisi kadın doğum uzmanı yine Bodrum'da. Eşi hanımefendi devlet hastanesinde başhekim yardımcısı. İki tane çocuğu var ikisi de tıp fakültesi mezunu. Sen Cumhurbaşkanı'nın demişti ki ya Bodrum'un yarısı bunların elinden geçmiştir dedi yani. Hasta olarak tamam mı? Çok kişiye dokunmuşlardır diye. Şimdi Şadi Bey'in için de bu geçerli. Yani eşi de kadın doğum uzmanı, kendisi de kadın doğum uzmanı. Yani nüfus planlamamıza da ciddi katkılar sunuyorlar genç nüfusun gelmesinde. Dolayısıyla ben inanıyorum ki Şadi Bey'le de Mehteş'e de çok başarılı olacağız. Orada mevcut belediye başkanı da Cumhuriyet Halk Partisi'ni biliyorsunuz başlangıçta aday gösterilmemesine ciddi tepkiler vermişti. Hatta işte tam toplantı falan yapılacak, protesto yapılacak o ara ne olduysa bir şekilde ikna edildi. Yani karşı bağımsız aday çıkacağı söylendi falan. Sonra ikna edildi. Bahattin Gümüş'ten bahsediyoruz. Evet, Bahattin Bey o bağımsız aday olmaktan vazgeçti son anda. Tabii o bizi ilgilendirmiyor, o kendi tercihi. Ama orada Cumhuriyet Halk Partisi ciddi bir kan kaybetti Menteşe'de. Bir de adeta Büyükşehir'in gölgesinde kalmış bir Menteşe var. Yani orada hep tabii Büyükşehir'in de merkezi, Muğla merkezi Menteşe'de olduğu için orada gölgede kalan bir menteşe var. Hiç büyüyemeyen, hani büyük şey değil büyük köy olan bir menteşe var. Bu kadar genç nüfusun olduğu, yani üniversitenin olduğu bir yeri maalesef enerjiye dönüştüremeyen bir menteşe var. İnanıyorum ki o özellikle Aydın hocamın da yani üniversitedeki o genç nüfusu hafif raylı sistemle şehrin içerisine sokmak bir bütünleştirmek şehirle o öğrencileri bütünleştirmek, hastaneye ulaşımı aynı şekilde o ringin içerisine katarak, hastane, üniversite işte Kötekli kampüsten oradan şehrin içerisine dolaşan bir ringle beraber şehri çok daha canlı ve ticarete uygun bir hale getirecek inşallah. Şadi Başkanımın da projeleri oldukça güzel beraber lansmanını izledik. Menteşe'yi de layık olduğu bir yere getireceğiz. Menteşe'nin sokaklarında Dubai olmaktan, Dubai şehri olmaktan da kurtaracağız inşallah. Otoparklar yapacağız. İnsanlara demeyeceğiz, siz yolun kenarlarında otopark yapabilirsiniz. Park yapacak da yer göstereceksiniz insanlara. Park yapamazsanız, yolun kenarına park yapmasınlar diye de, yolun kenarında dubalarda dizerseniz, çok böyle görüntü kirliliği, akıl mantık almayan bir şekil ortaya çıkmıştı. İnşallah onları da düzelteceğiz. Yani Şadiye Başkan'ımla beraber orada da iddialıyız.

 Peki şunu da merak ediyor sevgili izleyicilerimiz, 2024 seçimlerine artık geldik 10 gün sonra. İmarla alakalı hep diyorlar ya işte hükümetin de bu konuda büyük aslında farkında olmadan kaçak yapılara desteği olduğu için imar barışı affı. Bununla ilgili hızlı bir çalışma olur mu? Aydın Aydın seçimi kazandıktan sonra? İmar'ı da galiba anlatamadınız.

 Şöyle, bir kere İmar Barışı benim 2017 yılında İlla İl Başkanları Toplantısında Sayın Cumhurbaşkanımıza sunduğum bir fikirdi ve oradan şekillendi, ete kemiğe bürüldü ve ilk çıkışımda da benim ciddi katkım oldu. Bakanımız da taslakları bana göndermişti. Bir de sen bak senin fikrindi diye. Bir kere İmar Barış'ına söz söyletmem. İmar Barış'ı bu ülkede kendi arazilerine 30 sene önce, 20 sene önce, 10 sene önce ev yapmış. niye ev yapmış? Çoluğu çocuğu büyümüş, evlilik çağına gelmiş, iki göz bir evi var. O çocuğa bir ev yapmak istiyor ama yapamazsın. Nereye yapabilirim peki? Yer göster bana. O da yok. Her taraf imarsız. İmar planı yok. Vatandaş en sonunda gitmiş kendi arazisine iki göz bir ev yapmış. Yani ranttan şeyden uzak, kendisi yaşamını devam ettirebilmek için ev yapmış. Siz de devlet olarak zamanında o insana bir imar getirmemişsiniz. Buraya değil ama şuraya yapabilirsin dememişsiniz. Sonra adam ev yapınca da efendim hem ceza keseceğim hem de bu evi yıkacağım demişsiniz. Bunun eksikliği aslında tınak içerisinde söylüyorum devlet ve yönetici yani bu belediyeyi de devlet olarak kabul ediyorum. Yani siz yerel yönetim olarak yapmadıysanız insanlar kendilerine bir yaşam için bir çare bulmak zorundalar. Bundan dolayı da onları cezalandıramazsınız. Bir barış yapalım dedik. Adına imar barışı diyelim. Diyelim ki şu tarihe kadar yapılmış olanları tamam bir şekilde kabul edeceğiz ama bundan sonra kaçak yapı yapmayacaksınız. Şimdi insanların bir kısmı... kullandılar Sayın Vekilim. Boşluk yok ki orada. Şimdi adam 2018 yılında binayı yaptı. Şimdi İmar Barış'ın beyanı esas bir uygulamaydı. Yani kişi ben bu evi fotoğrafını getirecek diyecek ki ben bunu 2015'de, 2016'da, 2017'den önce yaptım. Uydudan da görüntüleri alıyorlar. Evet o zaman tabii yoktu. Fotoğrafını çektim. Şu kadar metrekaredir. diyecek, metrekare hesabına göre parasını ödeyecek, belgesini alacak. Bunun üzerine kuruldu. Ama şurada söylendi, eğer sizin beyanınızda bir hile varsa, yalan varsa daha sonra bu ortaya çıktığında yatırdığınız para irat olarak kabul edilir, devleti yanıltmaktan dava edilirsiniz ve verilen belge de geçersiz olur. Dolayısıyla bunu bilerek insanlar, bazıları 2018 yılında ev yaptılar, 2017'de yapmış gibi gösterdiler, belgelerini aldılar. Daha sonra belediyeye gidip de ruhsatlandırmaya kalktıklarında KAH belediye onları ihbar etti. Dedi ki hayır bu 2017'de yapılmadı. Ben işte daha su basmanında gittim burayı mühürlemiştim 2018'de dedi. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ne veya bakanlığına itiraz etti veya komşusu ihbar etti. Ondan sonra uydu görüntülerine bakılarak kim doğru söylüyorsa ona göre de hareket yapıldı bakanlık tarafından. Şunu diyebiliyoruz o zaman, yani siz iktidar olarak halkın sesi oldunuz. Evet. Bunu anlattınız ama sonrası da farklı bir şekilde muhalefet yine sizin üstünüze mi attı yani? Şimdi bakın bir de şu var, bu hep bilerek, kasıtlı olarak yanlış söyleniyor. Yine yalan demeye dilim varmıyor da Büyükşehir tarafından. Deniyor ki efendim Muğla'da bir tek plan yapmak büyükşehir'in yetkisinde değil ki efendim Turizm Bakanlığı var, Çevre Bakanlığı var. Doğru. Yani siz önce bir doğruyu göstererek arkasına yalanları diziyorsunuz. Şimdi ÖÇK alanlarında plan yapma ve bu planı onaylama yetkisi Çevre Şehircilik Bakanlığı'nda. Turizm alanlarında da plan yapma ve bunu onaylama yetkisi Turizm Bakanlığı'nda. Mücavir alanlarda plan yapma ve bunu onaylamada Büyükşehir yetkisinde. Peki Muğla'nın tamamına bütüncül planı yapma yetkisi kimde? Büyükşehir'de. Büyükşehir Muğla'nın tamamının planını yapar ama onaylaması için turizm alanındaki kısmı Turizm Bakanlığı'na, ÖÇK alanlarındaki kısmı da Çelebişehircilik Bakanlığı'na onaylaması için gönderir. Bu bakanlıklar bunu olduğu gibi kabul edip onaylayabilir. veya der ki ya siz şurada atıyorum 4 kat Rusat vermişsiniz bunu 3 kata indirin, yoğunluk oluşturmuşsunuz bunu azaltın gibi itirazlarda bulunur ama sonunda uzlaşı yapıldığında da onaylar. Yani turizm alanlarındaki sizin yaptığınız, bakın sizin yaptığınız diyorum, Turizm Bakanlığı da oraya plan yapabilir ama siz de plan yapabilirsiniz. Turizm Bakanlığı sadece kendi alanında yapar, siz Muğla'nın tamamında yaparsınız. O turizm alanında yaparsınız, onaylamak üzere sadece Turizm Bakanlığı'na gönderirsiniz. Ben Sayın Gürün'e gittim ziyarete dedim ki, Sayın Başkanım, yapın bütüncü planı, gönderin bakanlıklara, takipçisi biz olalım. Biz destek verelim. Gelmedi mi? Efendim, işte yapılmadı planlar yani. İl başkanı iken iki milletvekilimiz, yedi belediye başkanımızla Sayın Başkan'ı ziyaret ettik. Dedim ki, Sayın Başkanım, 13 tane ilçe var. Bu 13 tane, Muğla'nın en büyük sorunu imarsızlıktır. Bakın, imarların yapılması. Çünkü bu akabinde kaçak yapılaşmayı, kaçak yapının olduğu yerde altyapı yok, yol yok, su yok, hiçbir şey olmuyor. Dolayısıyla Affedersiniz, bütün bu yapılan kaçak yapıların kanalizasyonu nereye gidiyor? At yapı yok ki. Hepsi dereye, denize, derelere, derelerden denize ulaşıyor. Biz her şekilde, sözüm ona bu, çevrecilere de buradan bir şeyler söylemek istiyorum. Şurada fabrika yapıyorsunuz, karşıyız. Burada şunu yapıyoruz, karşıyız. Ama Bodrum'da lağımların, lağımın artıp da yollardan akıp denize ulaştığı görüntülere bir tane bençevreci protesto ettiğini görmedim. Yani bir tane çevreci gidip de bir CHP'li belediyeye, kardeşim siz Datça'da niye arıtma yapmadınız? Siz Turunç'un, Marmaris'in Turunç beldesinde niçin arıtmanız yok? Var, 2000 kişilik arıtma var. Yani bundan 30 sene önce yapılmış 2000 kişilik arıtma var. Gerisi nereye gidiyor? O arıtma 2000 kişilik arıtma yaptı. Turunç'ta yazın nüfus 30.000-40.000'e ulaşıyor. Nereye gidiyor o? Direkt denize gidiyor. Turunç'ta kolibasili vakaları oldu bundan birkaç sene önce. Kolibasili nereden oluşur? Pislikten oluşur. Kalizasyonlar oluşur. Denize giren çocuklarda oldu. Biz bunu hani çıkıp da davulla zurnayla da ilan etmedik. Çünkü kendi ayağımıza sıkmış olacağız. Önlemini almaya çalıştık hemen. Ne yapabiliriz de yapmayacağız? Yani şimdi aynı şekilde Büyükşehir'e dedik ki, bunun 7 tanesini biz yapalım, planlamasını belediyelerimize verin yetkiyi yapsınlar, onaylamak üzere yine size getirsinler. Yani biz kafamıza göre yapmayalım. Biz yapalım, ben dedim çevre şehircilikten bütçesini ayarlarım, çevre şehircilikten planlamalar yaptırırım, onaylamak üzere yine size getiririz dedim. Siz de diğer 6 tanesini yapın, hem zamandan kazanalım hem de sizi maddi külfetten de kurtaralım. Sayın Başkan dedi ki, biz Çevre Şehircilik Bakanlığı'na görüş sorduk. İlçe belediyelerine bu yetkiyi verebilir miyiz diye. Olumsuz cevap geldi dedi. Ben o cevabı aldım. Bakan Bey'in yanına gittim. Bakan Yardımcımız Sayın Fatma Varank'ın yanına gittim. Dedim ki, Sayın Bakanım biz kendimiz gittik. Başvurduk yani büyükşehire verin bunların yetkisini de biz yaptıralım diye. Ama sizi sormuşlar, siz olumsuz cevap vermişsiniz. Sayın Bakanımız dedi ki, sorulan soruya bir bakar mısınız? Soru şu, Büyükşehir Belediyesi 1,5 binlik planları yaptırmak üzere ilçe belediyesini görevlendirebilir mi? Cevap 1,5 binlik planları yapma yetkisi Büyükşehir'dedir. Yani şimdi sizin bunu yetkilendirebilir miyim diye sormanıza gerek yok ki. Şimdi çağırdınız Milas'ı dediniz ki kardeşim sen 1 bölü 5000'liklerini yaptır getir bana bakayım. Yaptı size getirdi baktınız altına imzaladınız bakanlığa gönderdiniz onaylanmak üzere. Bakanlık imza senin ama bunu kime yaptırdın acaba mı diyecek yani. Sonuçta senin onayın var yani. Yani şey işi olmasın. Tabii canım yani öpmeye niyeti olmayan yanağın ne tarafta diye sorarmış ya. Yani olmaması için, ben bunun niçin olmadığını da söyledim bakın. Hani niçin CHP'li belediyeler imar planlarını yapmıyor biliyor musunuz? Neden? Söyleyeyim, cevabını da söyleyeyim. Burada vatandaşlarımız bunu duysunlar. Ve eğer kafaları yapmıyorsa da bana ulaşsınlar, ben onlara başka şekilde de izah edeyim. Şimdi bakın. Türkiye'de en fazla ranta olan bölgelerden bir tanesinde yaşıyoruz. Muğla. Muğla'da. Türkiye'de en fazla kaçak yapıların olduğu bir İlde yaşıyoruz. Bu kaçak yapılar en çok hangi ilçelerde yapılıyor? Datça'da, Marmaris'te, Fethiye'de, Bodrum'da. Bunların tamamı da CHP'li belediye mi? CHP'li belediye. Peki gerçekten imar yapmak, imar planlarını yapmak bu kadar zor mu? Değil. Niçin yapmıyorlar? Cevabını söyleyeyim şimdi. İzleyicilerimiz de ilk defa belki duyacaklar bunu. Şimdi bakın şu masanın üstünü alan olarak düşünelim. Yani imar yapılması gereken bir bölge olarak düşünelim. Belediye buraya normalde imar yapmak istiyorsa ne yapacak? Bir çağıracak bir çevre şehircilikten veyahut da bir şehir plancısını. Diyecek ki ihaleye çıkacak, burada ben bir şehir planını yapmak istiyorum. İşte A firmasına, B firmasına, ihalesine çünkü bu kendi yanında çalıştırdıkları kişiler bu kadar ehliyetli olamayabilir. Bir firmaya bunu yaptıracak. Yani bu bir para yani. Bir bütçe gerektiriyor bunu. Planları yaptırmak bile. Yaptırdı. Ne yaptı mesela? Bu masanın bir kısmını işte konut alanı, bir kısmını ticari alan, bir kısmını turistik tesis alanı, TTA bölgesi, bir kısmını yeşil alan, okullar bölgesi, sağlık alanı, işte yeşillik falan diye çevre düzenlemesini yaptı. Yollarını gösterdi. Her şeyi planlı yaptı. Ne yapacak peki? Ondan sonra sizin de burada araziniz var. Hangi, nerede? Konut alanında. Ne yapmak istiyorsunuz? Bir ev yapmak istiyorsunuz. Kaç metrekare, 500 metrekare araziniz var. %20'de imar verilmiş size. Yani 100 metrekare bir ev yapacaksınız. Belediyeye gidersiniz, dersiniz ki bu benim tapum. 500 metrekare arazim var. 100 metrekare de bina yapmak istiyorum. Belediye hemen 100 metrekare bina için resmi olarak size bir harç verir. Atıyorum 20.000 TL. 20.000 TL'yi siz belediye ödersiniz, planınızı programınızı götürürsünüz, bakar plana, inşaatın mimari çizimine, tetkiklerine. Evet, %20, 100 metrekareyi aşmayacak bir plandır. Bunu size yapı kayıt ruhsatını verir. Hadi inşaata başlayabilirsiniz der. Sizden aldığı para ne kadar? 20.000 lira. Örnek veriyorum bunu. Şimdi 100 metrekare bina ruhsatı için ne kadar alıyor belediye bilmiyorum ama yaklaşık olarak bu kadar bir şey yani 20.000 olur, 30.000 olur. Bu parayı sizden aldı. Size de ruhsatı verdi. Ve siz de gerçekten 100 metrekare bir bina yaptınız. Belediyenin, yani siz belediyeye karşı bir borçlu değilsiniz. Paranızı vermişsiniz, inşaatınızı yapıyorsunuz. Peki belediye ne yapması lazım? Size ruhsat verdi ya, imaya da açtı burayı. Buranın yollarını yapması lazım. Buranın altyapısını, kanalizasyonu yapması lazım. Suyu getirmesi lazım. Parka taşıydı, elektrik aydınlatmasıydı, şuydu buydu. Dünya kadar para harcaması lazım buraya. Ne yapacak bu kadar para harcayıp? İşte 20 bin lira, 30 bin lira, 40 bin lira ruhsatlardan harç alacak. Bu kadar bir gelir olacak ve insanlar bu parayı verip de inşaatı yaptıktan sonra, oturum da aldıktan sonra belediyeye hiçbir gebeliği de kalmayacak yani. Bunun tersine şimdi gelelim, niçin imar planı yapmadıklarına. Ben burayı imar planını yapmıyorum. Dolayısıyla yapmadığım için de ne yol, ne su, ne kanalizasyon yapma derdim de yok. Tabii elektrikler kesilse de sorun yok. Aynen hiçbir şey yok. Çünkü planım da yok. Peki siz de dayanamadınız, o 100 metrekare binanızı yaptınız. Kendi arazinizde. Haha hoş geldin diyorum. Geliyorum size. Size bir 200-300 bin lira para cezası kesiyorum. Ne oldu? Haç ile 25 bin lira almaktansa kaçak yapı yaptın diye onun 10 katı kadar bir para kesiyorum size. Ceza. 1. 2. Size hemen bir yıkım tebligatı gönderiyorum. Binanızı siz yıkın yoksa biz yıkarız. %15-30 fazlasına da sizden masrafları alırız diyorum. Siz hemen telaşlanıyorsunuz. Aman başkanım, canım başkanım. Diyorum ki ya bir dakika ya telaş etme. Ben onu mecburen kanuni yükümlülüklerinden kurtulmak için yaptım, gönderdim size. Yıkmayacağım sen merak etme ya. Ama benim dönemimden sonra başka birisi gelir, o yıkarsa ona bir şey diyemem ama ben yıkmayacağım. Ne oldu? Bakın sizin, siz dediniz ki Allah razı olsun başkanım, teşekkür ederim. 250.000'le kurtardım ben. Bak şimdi, 250.000 yani parayı aldım, belediye başkanı olarak. Duayı da aldım. Oyu da aldım. Oyu da alıyorum, adam sürekli ben devam edeyim diye bana oy veriyor. Ama başka bir belediye başkanı geldi de beni evimi yıkar korkusuyla. E doğasını aldın, parasını aldın, oyunu da aldın. Üstelik hiçbir parada harcamak zorunda değilsin, ona yol yapmak durumunda değilsin. Yapamıyorsun zaten çünkü imarı yok. Yaparsan da suç işlersin. Yolunu yapmadan, el ettiğin hiçbir para harcamadan bu kadar da para alıyorsun, bir de adamı kendine bağlıyorsun. E böyle bir sistem varken ki bunlar çok güzel, beceriyorlar bunu yapıyorlar. Ya Bodrum'da, Fethiye'de kaçak yapıdan artık yürüyemiyorsunuz. Her taraf kaçak yapı mantar gibi. Belediyenin bir tane işlemi var mı? Bunlarla mücadele etme yetkisi kimin? Belediyenin hangisine gidip de yıkım kararı gerçekleştirmiş? Yıkım kararı olan yerlerde ne diyorlar biliyor musunuz? Çeri ve Şehircilik Bakanlığı'ndan gönderdiler bizi. Mecburen yıkmak zorundayız. Biz yıkmıyoruz. Bakanlık yıkıyor. Ama gönderdiği tebligatın altına da belediye başkanının imzası var nasıl oluyorsa. Yani bu kadar insanlarla oynayarak, bak az önce ne dedim, ima planı yaparsanız aldığınızdan çoğunu harcamak durumunda kalırsınız en azından ilk yıllarda, peşinden ödüyorsunuz ya altyapıyı, daha sonra ruhsatlardan parasını toparlamaya çalışıyorsunuz ama hiçbir şey yapmayın. Kaçak yapı yapanlardan 10 kat para alın. Üstelik kendinize de bağlayın, hem size minnettar kalsınlar. Oldu ya kaçak yapı yaptı, parayı da verdi ama gitti işte MHP'lilerle, AK Parti'lilerle gözüktü bir iki yerde. Hemen ertesi gün zabıta gidip Ölçmeye başlıyor. Siz burayı ne zaman yapmıştınız? Şurayı bir ölç bakayım. Aa sizin fazlanız var. Aa binanın tamamı kaçakmış. 

Bu sorunlar geliyor mu Sayın Vekilim? 

Tabii ki. Tabii ki. Adam hemen ondan sonra üye oluyorsa üyelerini sildirmeye geliyor. Abi benim bir kaçak yapım var. Hemen üçlülüğe başlamak. Kusura bakmayın diyor. Yani sizinle gözükmekten korkuyor bu insanlar. Dolayısıyla ne güzel parasını da, doğasını da, oyunu da alıp daha niye imar planı yapsın ki bu adamlar? Yapmıyorlar işte. Aydın Aydın gelince imar planını yapacağım dedi, açıklamaları var. Yapacağız çünkü bizim böyle oyunlara ihtiyacımız yok. Biz hizmet partisiyiz, biz ideolojik bir parti değiliz. Biz hizmet yaptıkça vatandaş bizi başının üstünde taşıyor. Biz hizmet yapmayalım, bize de tekmeyi basarlar. Biz bunun bilincindeyiz. Hizmet yaptıkça bu aziz millete diyor ya Sayın Cumhurbaşkanımız, biz hükümdar olmaya değil, hizmetkar olmaya geliyoruz diyor. Biz hizmet ediyoruz, onun karşılığında vatandaş bize hadi bakalım ben abi 5 yıl daha hizmet et diyor. Yoksa bu vatandaş ne güzel, siz bizim tepemize binin, biz de size 5'e oy verelim. Yok öyle bir seçmen. Siz hizmet yaparsanız size oy veriyor. Ama öbür taraf... Yani en son genel başkanlarını gördünüz işte Atatürk ile iletişime geçmiş. Yani Sayın Başbakan'a da sordu ya ne ara iletişime geçtiniz, ne zaman konuştunuz, nasıl bir işte Zonguldak'ı alın şurayı aman kaybetmeyin falan diye sözüm ona. Yani Gazi Mustafa Kemal Atatürk onu da rahmetle anıyorum. Mekanı cennet olsun. Yani mekanı cennet olsun. Onu da yani adeta sürekli kullanmaktan da yorulmadılar. Yani hala yok işte Atatürk'ün İşte onun ilkeleri. Ya Atatürk, muasir medeniyetler seviyesi sıkıntı diyerek göstermiş. İstikbal göklerdedir demiş. CIA yapmışız, İA yapmışız, uzaya adam göndermişiz. KAAN'ı yapıyoruz. Atatürk'ün hedeflerine ulaşan biziz. Ulaşmaya çalışan da biziz. Öyle babasından kaldığı parayla bir araba alıp da arkasına atam izindeyiz yazılmayla Atatürkçülük olmuyor. Vatanın en çok seven, en çok hizmet eden en iyi Atatürkçüdür. O da biziz. Bunu da kimseye maal etmeyiz diyorsunuz. 

Bu arada Sayın Cumhurbaşkanımızın son mitingi Muğla'da güzel de bir sonrasında buluşma gerçekleşti Marmaris'te sivil toplum örgütleri ve kanaat önderleriyle. Gayet memnun ayrıldı diye bilgiler geldi.

 Çok neşesi yerindeydi. Kalabalık teveccüh güzeldi. Sayın Cumhurbaşkanımız hani şimdi bir tabii bir kalabalık vardır bir de o kalabalığın coşkusu vardır. O sahneye çıktığınız zaman onu alıyorsunuz. Yani Sayın Cumhurbaşkanım da zaten onun üstünde böyle bir dünya lideri yok. Yani seçmeniyle bu kadar bire bir bağ kuran başka hiçbir dünya lideri yoktur. Hiçbir ülke lideri yoktur. Yani bu kadar fazla miting yapan, bu kadar mitinglerle, vatandaşıyla hasbihal olan, iç içe olan başka bir siyasi parti lideri yok. Dolayısıyla mitinglerin dilini de görüyor, anlıyor. Ve tabii orada o coşkuyu, o kalabalığı görünce de neşesi yerine geliyor sayın Cumhurbaşkanımın.

 Villa fiyatlarıyla ilgili yine mesajlar geliyor. Çünkü suyun olmadığı, elektriğin olmadığı yerde Bodrum, Fethi'de villa fiyatları düşmüş. Çünkü geçen yaz sezonunda milyon eurolardan baya bir aşağı iniş varmış sevgili izleyiciler. Yine gelen sorulardan ama Ortaca, Dalaman ve Köyceğiz. Kamil Ceylan'dan bahsetmezsek herhalde sonra ne yaptınız diyebilir. Nasıl orada durum? 

Kamil abi yaşlı kurt işini bilir. Yani tabii çok ciddi hizmetler yaptı. Şimdi ben Marmaris'ten diyorum ya hani üç tane il başkanı, üç tane milletvekili çıktı İktidar Partisi'nden. Ve Marmaris'te Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın yaptığı bir kapalı spor salonu yok. Ama Köyceğiz'de var. Köyceğiz'de iki tane var. İkincisini de biz yaptık. Yani birincisi vardı önceden. Şimdi Kamil Başkan'ın bana hep işte kapalı spor salonu istiyor. Dedim ki ya arkadaş sende bir tane var iyi kötü. Bizde hiç yok. Yani Marmaris gibi bir yerde yok. Nitekim şimdi onu da söyleyeyim yani yok derken 350 milyon TL ile ihaleye çıkan sadece bir kapalı spor salonu da değil, yanında tenis kortları ve bir gençlik merkeziyle beraber bir kompleks olarak toplam maliyeti 354 milyon TL ayın 19'unda ihaleye çıkıyor. Artı tüm Muğla'ya toplamda Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan da 650 milyonluk bir yatırım geldi. Diğer ilçelerde de var bu yatırımlar. Yani Kamil abi öyle yaptı, böyle yaptı. İkinci kapalı spor salonunu Köyceğiz'de yaptırdı. Daha biz birincisine yeni başlayacağız Marmaris'te. Ama Kamil abi yaptı. Tabii o da yılların deneyimi ve çok ciddi hizmetler yaptı. Dün Ortaca'daydım. Alim başkanımla beraber sokaklarda gezdim. Ben 2019'da onunla ilgili bir espri vardı. Şimdi çok önceki yıllarda Bizim orada eski araba satıcıları, arabanın böyle bir kenarına bir ekmek parçası saklarlarmış. Böyle gözükmeyen bir yere. Ondan sonra da satarken derlermiş ki, vallahi bu arabada ekmek var. Yani bunlar ekmek yenir yani anlamında. Çünkü içinde gerçekten ekmek var ya, saklanmış bir yere. O da yemin ederdi yani bu arabada ekmek var diye. Yalan yere yemin etmemek için. Şimdi ben de 2019'da Halil Başkan'ım için demiştim yani. Bu adamda ekmek var yani. Yalan değil yani. Ekmek var bu adamda. Biliyorsunuz fırın fırınları var başkanımın. Şimdi o dün de bir eczaneye girdim. Orada konuşuyoruz. Dedim ki eczacı hanıma, şimdi dedim alim başkanım 5 yıldır hizmet ediyor. Tabii çok şeyler kazandı ama bitti mi bitmedi. Daha bir sürü işimiz yapacağız. Hani dedim siz bize antibiyotik veriyorsunuz işte 14 gün boyunca sakın ha arada kesmeyin. iyileşme hali gözükse bile mutlaka sonuna kadar kullanın diyorsunuz. Alim başkanım 5 yıllık yani yarısını kullandı, daha yarısı duruyor dedim. Sakın dedim hani tedaviye ara verirsek hastalık yükselir dedim. Yani öyle bir espri oldu Eczacı Hanım'la aramızda. O da, alim başkanım da çok iyi yani o kadar dükkanların içerisine girdik, bir caddeyi boydan boya karşılıklı gezdik. iki tane dükkandan oy alamayacağımızı hissettim. Onlar da hani böyle gayet kibar bir şekilde işte inşallah hayırlısı olsun falan diyorlar ama... Buradan alıyoruz değil mi? Beden dilinden artık öğrendik yani artık anlıyoruz. Ben hatta sayabiliyorum yani buradan şu kadar oy çıkar diye. Şimdi dedim ki başkanım bizi hep dedim böyle AK Partili MHP'li dükkanlara mı götürdün Allah aşkına yani bu kadar dükkandan sadece iki tanesi yani inanılır gibi değil yani çok güzel bir hava var orada da. Ve Muhammed başkanım ben buradan söylüyorum Dalaman önümüzdeki 5 yıl içerisinde, çok detaya girmeyeceğim, o da sürpriz olsun. Dalaman önümüzdeki 5 yıl içerisinde yapacağı hamle ile Marmaris, Bodrum, Fethiye turizm kentleri sayılırken ve Dalaman diye sayılacak. Yani orası bir turizm kenti, bir turizm destinasyon noktası olacak. Daha önceden Dalaman sadece havaalanıyla anılıyordu. İşte bir de Göcek de var. Ama Dalaman'ın kendisi aynen nitelikli turizmin yapıldığı hatta ve hatta bu saydığım 4 tane 3 tane ilçeden çok daha lüks çok daha pahalı turizmin yapıldığı bir destinasyon olacak. Dalaman halkından buradan özellikle rica ediyorum. Aman bizim bu planımızı programımızı sekteye uğratmayın. Yani orada çünkü belediye başkanıyla bakanlığın ortak çalışması lazım. Orada bir başka iktidar gelir, biz istemeyiz falan derse orada bütün dalamanın geleceği çöpe atılmış olunur. Onun için ben çok önemsiyorum. Muhammed Karakuş zaten sahada da öyle, şükürler olsun. Onu da çok güzel izlenimlere aldım. Onunla da böyle dükkan dükkan gezdim. 13 tane ilçeyi gezdim ben de bütün ilçelerde. Dolayısıyla...

Son 10 günde nerelerde olacaksınız Sayın Vekilim? 

Bu son 10 günde yine daha çok Fethiye, Milas ve Bodrum tarafında dolaşacağım. Yani Fethiye... Bugün buradayım, yarın Milas'tayım. 

Yarın Milas'tasınız. Evet Sayın Vekilim, sohbete doyum olmuyor. Çünkü bizim bütün programlarımız... Sevgili izleyiciler, çünkü sorularımı da rahatlıkla sorabiliyorum. Sayın Vekilimiz de samimiyetiyle cevap veriyor. Ben çok teşekkür ediyorum. Ben teşekkür ediyorum. Seçimden sonra hedef net. Seçimden sonra artık neleri yapıyoruz, neleri yapmaya başladık, neleri yapacağız bunları konuşacağız inşallah ilerleyen süreçte belediye başkanlarımızla beraber. O zaman sizin işiniz yükünüz daha fazla olacak bakarsınız. Artık Ankara'dan gelemezsiniz. Şimdi bakın sporcular öyledir. Yani spora başlar, bir süre sonra artık idmanı yaptıkça istim üstünde olur ve daha da çok koşası gelir, daha da çok spor yapası gelir. Biz istiyoruz ki bize daha fazla iş gelsin, talep gelsin vatandaşlarımızdan. Biz de yaptıkça daha çok mutlu olalım. 

Çok teşekkür ediyorum sevgili izleyiciler. İddialıydı her zaman olduğu gibi. 2019'da da Sayın Kadem Mete iddialıydı ve başarıya da ulaşmışlardı. Şimdi sahada ve son 10 günde biz de seçim özel programıyla, gündem özeline devam edeceğiz. Haftaya tekrar görüşmek üzere, hoşçakalın. 

AdminAdmin