GÜNCEL
Giriş Tarihi : 27-11-2023 13:31

FETHİYE’Lİ KADINLAR “HAYATLARIMIZDAN DA, BARIŞTAN DA VAZGEÇMİYORUZ”

FETHİYE’Lİ KADINLAR “HAYATLARIMIZDAN DA, BARIŞTAN DA VAZGEÇMİYORUZ”

Fethiye’li kadınlar, ‘Kadına yönelik şiddetle uluslararası mücadele günü’ nedeniyle Fethiye’de yürüyüş gerçekleştirdi. Ellerinde ‘Hayatlarımızdan da, barıştan da vazgeçmiyoruz’ yazılı afiş açarak Beşkaza Meydanına kadar yürüyen kadınlar, zaman zaman ‘Erkek adalet değil, gerçek adalet’ sloganları attılar. Fethiye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği adına yapılan basın açıklamasında,” Savaşsız şiddetsiz bir yaşam için, sömürüsüz eşit bir yaşam için, laik bir yaşam için, haklarımız ve yaşamlarımız için, toplumsal cinsiyet eşitliği için, kadınlar karanlığa karşı ayakta. Yaşasın kadın dayanışması!” ifadeleri kullanıldı.

25 Kasım kadına yönelik şiddetle uluslararası mücadele günü nedeniyle Fethiye’de kadınlar yürüyüş düzenleyip, basın açıklaması gerçekleştirdiler. Fethiye Salı Pazarı meydanında toplanan Fethiye’li kadınlar, ellerinde ‘Eşit, özgür, demokratik bir yaşam’, ‘Savaşa karşı barış, hemen şimdi’, ’Kader değil, cinayet’, ‘Katledilen kadınları aklınıza mıh gibi kazıyacağız, adaleti sağlayacağız’, ‘Kadın cinayetleri politiktir’, ‘Şiddetsiz, sömürüsüz bir dünya kuracağız’, ’İstanbul sözleşmesi bizim’, ‘Biz birbirimizin çaresiyiz’, ‘Yoksulluğa feminist isyan’ ,’İstismarın affı olmaz’, ‘İstanbul sözleşmesi yaşatır’ şeklinde afişler taşırken, Kürtçe afişte açtılar. Fethiye Belediye Meclis Üyesi Melek Gözde Gürsoy Hoşafçı’nın da katıldığı etkinlikte, kadınlar sık sık ‘Erkek adalet değil, gerçek adalet’ sloganı da attılar. Günün anlam ve önemi hakkında basın açıklamasını Fethiye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği ve siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum kuruluşu üyelerinden Emine Güven, Ayşegül Cesur, Yonca Aydınoğlu, Nuray Pektaş ve Kezban Keskin okudular. Basın açıklamasında özetle, kadına yönelik şiddetin ve her türlü şiddetin önüne geçilmesi belirtilip, “ Sevgili kadınlar, 25 kasım kadına yönelik şiddetle uluslararası mücadele gününde yine alanlardayız. Yüksekten düştü deyip öldürüyor, evde öldürüyor, boşanmak istediği için, ayrılmak istediği için, çalışmak istediği için öldürüyor. Sokakta öldürüyor, tecavüz edip yakıyor. Şiddetin her türlüsünü kadınlara uyguluyor. Devletin sırtını sıvazladığı katillerin, suçluların hep bir bahanesi var. “o saatte orda ne işi var” mış, “açık saçık giyinmiş”, “hamileyken sokağa çıkılırmı” ymış, “yuvasını yıkmamalı” ymış gibi suçu ve suçluyu meşru göstermeye, şiddeti olağanlaştırmaya, kadın cinayetlerinin toplumsal, ekonomik ve politik yönünü gizlemeye çalışıyorlar. Buna karşın biz kadınlar, failin kim ve kimler olduğunu biliyor ve mücadelemizi dayanışmayla büyütüyoruz. 21 yıldır kadın düşmanı, siyasal İslamcı faşist iktidar medeni kanun yerine, diyanetin fetvalarıyla gerici politikalarını yaymaya çalışıyor. Bir gecede İstanbul sözleşmesinden çıkarak 6284’ü hedef haline getirenler yeni anayasa yapmaya cüret ediyor. Laikliğin son kırıntılarını da yok etmeye çalışan gerici iktidarın milli eğitim bakanı, çocuklarımızın aldığı karma eğitimden çıkılmasına zorlamaktadır. Çedes protokolü ile okullara din görevlileri atayarak eğitimin dincileşmesine ve bilimsellikten uzaklaşmasına neden olmaktadır. Ancak bilinmelidir ki biz kadınlar laiklikten vazgeçmeyeceğiz.” Dedi.

“YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!”

Basın açıklamasında,” Emperyalizmin savaş örgütü natonun yayılmacı politikaları dünyada ve bölgemizde savaş çıkartmaya devam etmektedir. 21 yıldır iktidarın uyguladığı emperyalist-kapitalist sistemle kurulan bağımlılık ilişkileri ülkemizi savaşın merkezine yerleştirmiştir. Patriyarkal militarist güçler karar mekanizmalarında yer alırken, savaşlarda çoğunlukla kadınlar ve çocuklar ölmektedir. Savaşın, ekonomik, psikolojik ve fiziksel yıkıcı sonuçlarını tüm boyutlarıyla kadınlar, çocuklar yaşamaktadır. Biz kadınlar, savaş politikalarına karşı barışı ve bir arada yaşamı savunmada ısrar edeceğiz. Bağımsızlık ve savaş karşıtı politikaları, halkın özgürlük taleplerini, barışı savunmayı sürdüreceğiz. Tüik verilerine göre bile kadınların yüzde 70 inin kayıtlı bir işte çalışamadığı, çalışan kadınların 4 te 1 inin asgari ücret dahi alamadığı bir ülkede yaşıyoruz. Kadınların çalışma ve sosyal hayata katılmalarının ataerkil yapı ile engellendiği, kadının çalışma hayatına katılamaması nedeni ile erkeklere muhtaç bir yaşama zorlandıkları, bu durumun şiddet döngüsünü beslediği ortadadır. Bilerek isteyerek derinleştirdiğiniz yoksulluğun, tüm yükü kadınların omuzlarında. Politikalarınız yüzünden sendikasız, güvencesiz çalıştırılan, işten atılan, kreşleri kapattığınız ve yaşlılara bakmadığınız için emeği bir de evde sömürülen, eve hapsedilen kadınlar psikolojik ve ekonomik şiddetin en derinini yaşıyor. Hatay’da ve tüm deprem bölgesinde hayatta kalma mücadelesi devam ediyor. Tabii ki bu zor koşullarda evinin, kocasının, çocuklarının, yaşlı bakımının sorumlusu olarak görünen deprem bölgesi kadınları bunlarla uğraşırken, hem aile içi şiddete maruz kalıyor, hem de hijyenik yaşam koşulları sağlanmadığı için çeşitli kadın hastalıklarına yakalanıp bunlarla baş etmeye çalışıyor. Bu karanlık, kadın ve emek düşmanı, cinsiyetçi, ayrımcı, ataerkil sömürü düzeninizin yarattığı her türlü şiddete karşı nasıl barikat kurduysak, yasaklarınızı nasıl deldiysek bundan sonra daha güçlü barikatlar kuracak, safları sıklaştıracak, gerici ittifakınızı biz kadınlar püskürteceğiz. İnşa etmeyi düşlediğiniz, siyasal islamcı faşizm karşısında kadınlar var. Binlerce yıllık kadın mücadelesinden bugüne devam eden kadın mücadelesine selam olsun. Karanlığa teslim olmayacağız! Biz kadınlar, yaşamak yaşatmak nefes almak istiyoruz. Düşlediğiniz kadın düşmanı, laiklik karşıtı, gerici, piyasacı düzeni başınıza yıkacağız. Savaşsız şiddetsiz bir yaşam için, sömürüsüz eşit bir yaşam için, laik bir yaşam için, haklarımız ve yaşamlarımız için, toplumsal cinsiyet eşitliği için, kadınlar karanlığa karşı ayakta. Yaşasın kadın dayanışması!”diye konuştular.

AdminAdmin