Damarlarında asil kan taşıyan aziz milletimizin, titreyip kendine dönerek, vatanına, bayrağına göz diken işgalcileri ve onların şuursuz hayallerini yerle bir edip vatan topraklarından def ettiği muazzam bir hamlenin yıldönümündeyiz.
Tarihi şan ve şerefle dolu ve tarih sayfalarına adını altın harflerle yazdıran aziz milletimiz, 100 yıl önce bağımsızlığına musallat olan emperyalist mihraklara vatan sevmenin ne demek olduğunu ağır bir şekilde öğretmiştir.
Kanlarımızla suladığımız vatan topraklarımıza ve rengini şühedamızın kanından alan bayrağımıza göz diken sömürgeci güçler, 30 Ağustos’ta Türk Milletinin doruklara ulaşan iman ve karşılıksız vatan sevgisi karşında çaresiz kalmışlardır. Türk milletinin tüm fertleri aynı ülkü etrafında buluşmuş ve son yurdumuzun bölünüp parçalanmasına asla müsaade etmeyeceklerini tüm dünyaya bir kez daha göstermişlerdir.
Geçmişte her türlü badireleri birlikte atlatan milletimizin bugünde acısı bir, sevinci bir ve ülküsü birdir. Millet olarak bu birlik ve beraberlik duygusu içinde üstesinden gelemeyeceğimiz zorluk yoktur.
Bu duygu ve düşüncelerle, kutsal vatanımızın varlığı ve bağımsızlığının dünyaya kabul ettirildiği 30 Ağustos Zaferi’nin 100. yıldönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kurucu kahramanları; büyük Türk milleti için canlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi şükran ve minnet duygularımla anıyorum.
