CUMHURBAŞKANI
Giriş Tarihi : 01-02-2023 21:55

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kılıçdaroğlu'na Yeni Sloganını Vereyim "Bay Bay Kemal"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kılıçdaroğlu'na Yeni Sloganını Vereyim

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kılıçdaroğlu'na Yeni Sloganını Vereyim "Bay Bay Kemal"

 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Memleketin her işi gibi muhalefetin adayının sloganını bulmak da bize kaldı. Madem 'Bay Kemal' bu ifadeyi o kadar sevdi, öyleyse bundan sonra kendisine kullanacağı yeni sloganını da vereyim: bay bay Kemal" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

 

Milli iradenin tecelligahı olarak gördüğümüz Türkiye Büyük Millet Meclisimiz bizim için ülkemiz adına verdiğimiz istiklal ve istikbal mücadelesinin sembolüdür. Her hal ve şart altında Meclis'in temsil ettiği milli iradenin üstünlüğü ilkesine sahip çıktık. 2007 yılında bize Cumhurbaşkanı seçtirmemek için anayasayı ve Meclis iç tüzüğünü ayaklar altına aldıkları zaman biz çareyi başka yerde değil yine burada aradık.

 

Anayasa ve yasalarımızı demokrasimizi, hak ve özgürlükleri, kalkınma mücadelemizi destekleyecek adımlarla geliştirmek için her yola çıktığımızda çareyi başka yerde değil hep burada aradık. FETÖ'cü alçakların bombaları ile sesini ve temsil ettiği iradeyi susturmak istediklerinde bile direnişi burada sürdürdük, çareyi burada aradık. İnşallah Türkiye Yüzyılı'nı da Meclisimizle birlikte inşa edeceğiz.

 

Türkiye Yüzyılı destanını da Cumhuriyetimizin ilk asrında darbelere, vesayete, sistemi kilitleyen nice arızalara rağmen milli iradenin temsili görevini azimle yerine getirmeye çalışan Meclisimiz ile yazacağız. Yeni yönetim sistemimizle yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişkilerin tanımını netleştirip yetki ve sorumluluk alanlarını belirgin hale getirerek bu sürecin en sağlıklı şekilde yürümesi için alt yapıyı zaten kurduk. Seçimlerin ardından yeni yönetim sistemimizin ilk dönemindeki tecrübelerin ışığında sistemi daha ileriye taşıyacak restorasyonları da yine Meclisimizle birlikte yapmayı umut ediyoruz. Bu umudun gerisinde 20 yıllık emek ve kazanım vardır.

 

Bundan 20 yıl önce hükümete gelirken milletimize ne söz verdiysek hamdolsun Rabbim hepsini yerine getirmeyi bize nasip etti. Yine bundan 12-13 yıl önce milletimizin huzuruna çıktığımız 2023 hedeflerimizden dünyada yaşanan onca krize, ülkemizin başına gelen onca hadiseye rağmen asla vazgeçmedik, asla sapmadık, asla geri adım atmadık.

 

Cumhuriyetimizin ilk asrını tamamlarken 2023 hedeflerimize de önümüze çıkarılan engellere, kurulan tuzaklara, maruz kaldığımız saldırılara rağmen büyük ölçüde ulaştık. Başka bir ülkenin başına gelse veya ülkemizin farklı bir döneminde yaşansa çok büyük yıkımlara, felaketlere, facialara yol açacak nice badireyi Allah'ın yardımı ve milletimizin desteği ile atlattık. Çünkü Cumhuriyetimiz yaş aldıkça milletimizin feraseti ve dirayeti güçlenmiş eski senaryolar, eski tezgahlar işlememeye başlamıştır.

 

Kendi krizleri içinde çırpınıp duran bir Türkiye'den küresel krizlere meydan okuyan bir Türkiye'ye gelmiş olmak bile başlı başına bir hikayedir. AK Parti ülkemize ve milletimize işte bu özgüveni işte bu mücadele etme ve zafere yürüme azmini kazandırmıştır. Türkiye'nin sadece 20 yılda asırlık demokrasi ve kalkınma atılımlarını hayata geçirmiş olmasının gerisinde böyle bir arka plan vardır.

 

Son 20 yılda ülkemizin demokrasi ve kalkınma yürüyüşü öylesine hızlı oldu ki muhalefet bile bunun gerisinde kaldı. Biliyorsunuz önceki gün 6 parti güya aylarca çalışıp, uğraşıp, didinip hazırladıklaürı ortak politikalar metni yayınladı. Ülkemizin 6 güzide partisi bir araya gelip böyle bir metin hazırlayınca insan ister istemez şöyle bir beklentiye giriyor, neyin nesidir. Öyle ya, biz 20 yıldır gece gündüz çalışmaktan ola ki bazı şeyleri gözden kaçırmış, bazı şeyleri ihmal etmiş hatta bazı konularda hata yapmış olabiliriz. Netice itibarıyla hepimiz beşeriz yani hepsi mümkün. Gerçi karşımızda henüz bir Cumhurbaşkanı adayı bile belirlemekten aciz bir masa olduğu hakikatini unutmuyoruz. Bu masanın bizim yaptıklarımızı, hedeflerimizi ve vizyonumuzu aşacak bir belge ortaya koyabilmesine de pek ihtimal vermiyoruz. Ama yine de ne yapmışlar bir bakalım dedik. Keşke bakmaz olasaydık. Kendimiz adına değil ama bu partilere umut bağlayanlar adına gerçekten çok üzüldük. İçimizden buradan ülkenin ve milletin hayrına bir şey sadır olmaz ama gençlerimize eğlence malzemesi çıkar dedik. Karşımızdaki kafadan memleketin herhangi bir derdine derman olacak bir şeyler beklemenin beyhudeliğini az çok tahmin etmemize rağmen yine de milletimiz adına üzüntü duyduk.

 

Muhalefetin açıkladığı metinde yer alan başlıkların ayrıntıları ile ilgili değerlendirmeyi genel merkezimiz ve bakanlıklarımız yeri geldikçe milletimiz ile paylaşacaktır. Burada sadece şu kadarını söyleyeyim ki, bunlar bırakın yeni projeler için kafa yormayı, ülkede ne yapılıp edildiğine bile hiç bakmamışlar. Baksalar ortak politikalar diye açıkladıkları metindeki hususlardan çoğunun vaat ettiklerinin daha fazlasıyla zaten yapılmış veya yapılmakta olduğunu herhalde görürlerdi. Gözleri var görmüyor, ağzı var konuşmuyor çünkü kalpler tamamen mühürlenmiş. Bunlar, milletin onur kapısı haline gelen dünyanın takdirini kazanmış şehir hastanelerini kapatmayı, bünyesindeki kütüphanesi, kongre merkezi, sergi salonu, camisi ve diğer birimleriyle milletin malı olan Külliye'nin kapısına kilit varmayı, 3-5 muhterise koltuk ayarlamak için yeni bakanlıklar icat etmeyi, yapacakları zırvaları vaat diye ortaya yazmazlardı.

 

Açıkladıkları metinde güya herkese selam veriyorlar. Kayyumu kaldıracağız, belediyelere özerklik vereceğiz diyerek masa altı ortakları HDP'ye selam veriyorlar. Olağanüstü Hal Kararnamelerini iptal edeceğiz diyerek kamudan uzaklaştırılan kapı arkası ortakları PKK'lılara ve FETÖ'cülere selam veriyorlar. Genel Kurmay Başkanlığı'na ve MİT Başkanlığı'na sataşarak bu kurumlarımızın sınırlarımız dışında bile tepelerine binip başlarını ezdiği tüm terör örgütleri ile onları kullananlara selam veriyorlar. Milletime özellikle sesleniyorum, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ne, savunma sanayii projelerine, kamu özel ortaklığı yatırımlarına dokunacağız diyerek kendilerine rakip istemeyen, ülkemizin bu alanlarda güçlenmesinden rahatsız olan batıya selam veriyorlar.

 

Hatta içlerinden bir tanesi çıkmış batı bize aferin diyecek diyor. Yazıklar olsun, yazıklar olsun. Sen batının aferin demesine bu kadar muhtaçmıydın. Düştükleri hale bak. Ülkemizin pek çok konuda egemenlik haklarından vazgeçmesi şartına bağlanan F-35 projesine geri döneceğiz diyerek en yetkili ağızları üzerinden bilinçli ve sistematik Türkiye düşmanlığı yaptığını itiraf edenlere selam veriyorlar. Ege'deki haklarımızı koruma mücadelemizden vazgeçeceklerini söyleyerek Yunanistan'a selam veriyorlar. Eski Türkiye'ye dair ne varsa hepsini canlandırma vaadi ile darbecilere, vesayetçilere selam veriyorlar. Bir tek heralde ihtiyaç duymadıkları için olacak kazanımları ve hayalleri ile aziz milletimizin kendisine selam vermemişler.

 

Tamam Cumhurbaşkanı adayını belirlemekte tembellik ediyorsunuz orasını anladık da bari vaatlerinizi oluştururken azıcık ders çalışsaydınız. Ülkenin en önemli sorunu ekonomi diyorlar tek çözüm önerileri Merkez Bankası'nın İstanbul'daki Dünya Finans Merkezi'ne giden birimlerini tekrar Ankara'ya döndürmek. Siz dün benim yanımda değil miydiniz? Benim yanımdayken biz Merkez Bankası'nın İstanbul'a gidişini konuşmadık mı? Ziraat Bankası'nın İstanbul'a gidişini konuşmadık mı? O gün siz ne iş yapıyordunuz? Herhalde bunlar uykudaydı. Milleti anlamak için zerre kadar gayret göstermeyenler 1990'ların Türkiye'sinden bir adım öteye geçemeyenler velhasıl kafayı değiştirmeyenler bina değiştirerek sorun çözeceklerini sanıyorlar.

 

Türkiye'nin son 20 yılda ortalama yüzde 5,5 büyüdüğünden bile haberleri yok. Önümüzdeki 5 yılda yıllık yüzde 5 büyüme vaadinde bulunuyorlar. Sadece 2020'den 2022'ye istihdamın 5 milyona yakın arttığından bi haberler. Önümüzdeki 5 yılda 5 milyon istihdam sözü veriyorlar. Her tarafı tel tel dökülen derme çatma bir programla milletin karşısına çıkıyorlar. Yazık, demokrasilerde iktidar kadar muhalefet de önemlidir. Türkiye böylesine sakil bir muhalefeti haketmiyor. Ülkeye de yazık, millete de yazık. Daha vaatlerini kağıda dökme aşamasında bu kadar pespayece davrananların Allah muhafaza yarın obür gün sorumluluk üstlendiklerinde ülkeyi ne hale getireceklerini varın siz düşünün.

 

Anlaşıldığı kadarıyla bir kısım eski bürokrat, teknokrat tayfası bunların kanına girmiş. Akıllarında kaldığı kadarıyla bir şeyler çiziktirip ortak politika diye önlerine koymuş. Masa tayfası da Kılıçdaroğlu başta olmak üzere bildikleri tek somut icraat eski Türkiye'nin yokluk, yasak, kriz devrinde yaşananlar olduğu için matah bir şey sandıkları önlerine gelen metne sarılıp milletin huzuruna çıkmışlar. Aday tantanasından politika metni fiyaskosuna kadar olup bitenlere bakınca bir dönem ülkemizde tam da bu konuları işleyen komedi dizisinde yer alan bir bölümü hatırladık. Orada muhalefetin amacı iktidara gelmek değil midir? diye soran oyuncuya bir diğer oyuncunun verdiği ibretlik cevap şöyle; O dediğin başka ülkelerde olabilir ama Türkiye'de muhalefetin amacı iktidar olmak değil, muhalefetten düşmemektir. Bu sözü bir diğer oyuncu da şu şekilde tamamlıyordu; Çünkü muhalefette olmak iktidarda olmaktan çok daha iyidir, aynı maaşı alırsın bol çene yaparsın ve hiç bir sorumluluk altına girmezsin.

 

Muhalefetin en üst düzey temsilcisi ve en güçlü aday alternatifi olan Kılıçdaroğlu'nun idrak derecesinin boyutunu gösteren şu örnek bile adeta bir kara mizah içinde yaşadığımızın işaretidir. Biliyorsunuz, CHP'nin başındaki zata zaman zaman istiza ile yerli ve milli vasıflara sahip olmadığına işaretle bay Kemal diye hitap ediyoruz. Bu zat Cumhurbaşkanı adaylığına niyetlenince kendine akıllı uslu bir sıfat aramak yerine sonundaki ünlemi anlamadan bay Kemal ifadesini sloganı haline getirmiş. Biz muhatabımızı tanıyoruz. Adaylığını zor yetiştirecek, slogan, program, vizyon onları hiç yetiştiremez. Memleketin her işi gibi muhalefetin adayının sloganını bulmak da bize kaldı. Madem 'Bay Kemal' bu ifadeyi o kadar sevdi, öyleyse bundan sonra kendisine kullanacağı yeni sloganını da vereyim: bay bay Kemal. Alsın tepe tepe kullansın telifini de istemeyiz. Bizden yana helal hoş olsun.

 

Biz bunları söyleyince vay efendim Tayyip Erdoğan bizimle maytap geçiyor diye feveran ediyorlar. Siz dalga geçilecek iş yaparsanız elbette biz de dalgımızı geçeriz. Memleketin gülmeye, eğlenmeye de ihtiyacı var. Hiç bir işe yaramıyorsunuz bari o işe yarayın. Eğer siz dikkate alınacak, kulak verilecek iş yapar, söz söylerseniz biz de size o nazarla bakarız. Şimdi soruyorum, şu fotoğraf karşısında başka nasıl davranabiliriz? Esasen yaptığı siyaset değil, alenen hasisliktir. Daha geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesinde aynı hisisliğin bir örneğini sergilediler. Biz Cumhurbaşkanı adayı çıkaramayıyoruz öyleyse Cumhur İttifakı'nın da adayı olmasın. Halbuki bizim adaylığımız bir yıldır belli. Anayasa ortada, seçim kanunu ortada, geçen haftaya kadar adaylığımız meselesi hiç aklınıza gelmedi mi? Madem böyle düşünüyordunuz niye aylardır bizimle yarışacak aday belirlemek için toplantı üstüne toplantı yapıyorsunuz. Gördüğünüz gibi öyle bir muhalefetimiz var ki, neresinden tutsanız elinizde kalıyor.

 

Bunları görünce aklımıza farklı anlatımları da olan eskilerden bir hikaye geldi. Fi tarihinde memleketin birinde hasisliği ile kıskançlığı ile çekememezliği ile meşhur bir adam varmış. Bu kişi hasisliği yüzünden bilhassa komşusu ile her konuda kavga edermiş. Adamın namı öylesine alıp yürümüş ki, ülkenin padişahının kulağına kadar gitmiş. Padişah hele şu adamı buraya getirin de denildiği kadar hasis mi bir bakalım demiş. Adamı bulup padişahın önüne getirmişler. Şöyle bir baştan aşağı süzdüğü adama padişah dile benden ne dilersen, hiç eksiltmeden istediğini vereceğim demiş. Ardından devam etmiş, ama bir şartla sana verdiğimin iki katını da komşuna vereceğim. Adam ilk şaşkınlığı üzerinden attıktan sonra kısa bir süre düşünmüş ve padişaha sizden talebim bir gözümün kör edilmesidir demiş. Bu defa padişah şaşkınlıkla adama ben sana ne dilersen vereceğimi söylüyorum, sen bir gözünün kör edilmesini istiyorsun sebebi nedir diye sormuş. Adam cevap vermiş, maksat komşunun iki gözü çıksın. Evet 6'lı masanın geldiği yer ülkenin ve milletin hayrına herhangi bir işe talip olmak yerine bizim yaptıklarımızı yıkmak, yok etmek, tersine çevirmek vaadine saplanıp kalmaktır. Madem biz Cumhurbaşkanı adayı çıkaramıyoruz, Cumhur İttifakı da çıkarmasın demenin başka anlamı olabilir mi? (Millet Haber Ajansı)

 

AdminAdmin