Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın söylenmesiyle başlayan toplantıda tanıtım filminin izlenmesinin ardından açılış konuşmaları yapıldı. Ülkemiz ve dünyada ekolojik öneme sahip, biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynakların ve ilgili kültürel kaynakların gelecek kuşaklara aktarımının emniyet altına alınması amacıyla Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildiğini belirten Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Dr. Abdullah Uçan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum’un talimatlarıyla bu alanlarda; doğal, kültürel, tarihi, eğitsel ve estetik değerlerin koruma ve kullanma dengelerinin hassas bir şekilde belirlenmesi amacıyla kara, kıyı ve deniz koruma alanlarında biyolojik çeşitlilik araştırmaları, tür ve habitat izlemeleri, taşıma kapasitesi araştırmaları ve yönetim planları gibi birçok bilimsel araştırma, inceleme ve koruma çalışmaları yürütüldüğünü ifade etti.
Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Yönetim Planı hazırlanmasında Bakanlığın temel hedefinin, sürdürülebilirlik yaklaşımı çerçevesinde bölgenin koruma ve kullanma dengesini tesis edilmesi, alanın doğal, tarihi ve kültürel değerlerini gelecek kuşaklara aktarılması, bölgenin gelişmesini sağlayarak doğa koruma bilincinin artırılması olduğunu vurgulayan Uçan, Fethiye Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesinin Deniz ve Nil Kaplumbağalarının yuvalama alanı olan kumsallarıyla, Anadolu Günlük Ağaçlarının habitat alanlarına sahip olmasıyla, Göcek Semenderi olarak da bilinen endemik sürüngen türü olan Kara Semenderine ev sahipli yapmasıyla, Önemli karbon yutak alanlarından biri olan Deniz çayırları ve daha saymakla bitmeyecek çok sayıda türe ev sahipliği yapmasıyla, Ülkemizin en gözde turizm olanaklarına, zengin ve çeşitli tarımsal üretimine sahip olmasıyla eşsiz bir yaşamsal döngüye sahip korunan alanlarımızdan olduğunu söyledi.
Muğla’nın tarihi ve kültürel değerleri, eşsiz doğal güzellikleri, yaklaşık 1500 kilometre uzunluğundaki girintili çıkıntılı kıyıları, koyları, körfezleri, mavi bayraklı plajları, ormanlık alanları ile turizm merkezi ve turizmde marka bir kent olduğunu belirten Muğla Valisi Orhan Tavlı zengin flora ve faunası, nadir ve nesli tehlike altında olan türlerin bulunduğu Muğla’mız, bitki ve kuşlar açısından önemli türleri barındırdığından ekolojik yönden büyük öneme sahip olduğunu söyledi.
Özel Çevre Koruma Bölgelerinin ekosistem için oldukça önemli olduğunu bu bölgelerin sahip olduğu özellikleri bakımdan insanlara, canlılara, doğaya ve sosyoekonomik hayata değer kattığını vurgulayan Vali Orhan Tavlı günümüzde kaynakların sürdürülebilir kullanımının benimsendiği, biyolojik çeşitliliğin korunduğu, çevre kirliğinin önlendiği daha yeşil ve daha yaşanabilir bir dünya için çaba gösterildiğini ifade etti.
Turizmin yanı sıra tarım kenti olan Muğla’da zirai ambalaj atıklarının çevreye verdiği olumsuz etkilerini bertaraf etmek amacıyla Muğla Valiliği himayesinde Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Muğla Vakfı ve MUÇEV ortaklığında doğa dostu “Bitki Koruma Ürünleri ve Gübre Ürünleri Zirai Ambalaj Atıklarının Toplanması ve Bertaraf Projesi”nin hayata geçirildiğini belirten Vali Orhan Tavlı Proje ile ilimiz genelinde yaklaşık 500 lokasyona yerleştirilen konteynerlerde bugüne kadar 10 ton bitki koruma ürünü ambalaj atıkları ile gübre ambalaj atıklarının çevreye zarar vermeden toplanması, uygun koşullarda nakledilmesi ve bertarafının sağlandığını dile getirdi.
Muğla Valisi Orhan Tavlı, Çevrenin korunması amacıyla hayata geçirilen düzenlemeler, çevresel altyapı yatırımları ve yapılan çok önemli çalışmalara desteklerinden dolayı Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’a Bakan yardımcılarına, bakanlık yetkililerine şükranlarını sundu
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan hanımefendinin başlattığı sıfır atık gibi vizyon projeleriyle 2053 yılına kadar sıfır atığa ulaşmanın hedeflendiğini belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Hasan Suver Proje başarılı bir şekilde uygulanmakta. Biz artık atıklara çöp değil hammadde olarak bakıyoruz. İleride atıkların tamamına yakını değerlenebilecek ve geri dönüşümü sağlanacak” dedi.
Dünyanın sürdürmekte olduğu hayatın ekoloji, ekonomi ve enerjiye dayalı olduğunu bu kavramların çok iyi sürdürülmesi gerektiğini vurgulayan Suver, ülkedeki tarihi ve doğal değerleri hem Türkiye hem de dünya insanlığı için yaşatma ve koruma görevini üstlendiklerini kaydetti.
Ülkenin kalkınması gelişmesi için enerjiye ihtiyaç olduğunu belirten Suver, “Enerji üretiminde güneş, rüzgardan üretimle ilgili büyük adımlar attık arkası da geliyor. Bugün dünyanın karşı karşıya olduğu iklim değişikliği çevresel felaketlerde Türkiye’nin katkısı gelişmiş ülkelere göre çok azdır. Temiz enerji konusunda planlarımız var. Her şeyden önce çevremizi koruyacağız” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından proje yürütücüsü Mustafa Tel tarafından yönetim planı ve süreçlerin sunumu yapıldı.
